25 Eylül 2012 Salı

Karlar Ülkesi- Yasunari Kawabata

Altın Kitaplar'ın 1971 yılında yayımladığı bu kitapta Yasunari Kawabata'nın Karlar Ülkesi ve Jun'ichiro Tanizaki'nin Anahtar isimli romanları (sonraki yazımda bahsedeceğim) bir arada yayınlanmış. Bu kitabı sahaflardan 3TL'ye almıştım bu arada:) Kitabın başında Doğan Hızlan'ın "Çağdaş Japon Edebiyatı" üzerine hazırlamış olduğu, son derece bilgilendirici bir önyazı da mevcut. Bu yazıda Japon tarihiyle paralel olarak Japon yazarlarından bahsedilmiş, burada bahsedilen yazarların kaçının eserleri Türkçe'ye çevirilmiş bilmiyoruz ama:) Bu yazıya göre Karlar Ülkesi, Kawabata'nın en iyi romanı, onun yazış tarzı için şöyle denmiş; "Kawabata'nın yazış yöntemi daha çok, şehvet hislerini, insanların iç duygularını ustaca işlemeğe, Japon karakterinin bu his, duyuş ve davranışlar içindeki tepkilerini gerçekçi ve akıcı bir anlatımla yansıtmaya dayanıyordu." Yazarın daha önce Kyoto isimli romanını okumuştum, dinginliği ile insanı dinlendiren çok güzel bir romandı bence. Karlar Ülkesi ise daha farklı tarzda bir roman. Kahramanımız Şimamura, orta yaşlı, evli, ailesinden zengin olduğu için parasını ve zamanını ilgisini çeken şeylere harcayan bir adamdır. Bir kaç yıldır, kışın Karlar Ülkesi'ndeki kaplıca oteline gitmeyi adet edinmiştir. Orada tanıştığı bir geyşa olan Komako ile, tam olarak tanımlamanın zor olduğu bir gönül ilişkisi kurmuştur. Komako'nun ölümcül hasta eski sözlüsü ve onun şimdiki sözlüsü güzel ve çaresiz Yoko'nun varlığı ise bu ilişkileri daha da karmaşık hale getirir. Kitabın karlı, çok hoş bir atmosferi var, Kyoto'da olduğu gibi dingin bir yerde hissediyorsunuz kendinizi. Bir klasik olarak okunması gereken bir eser olduğuna inanıyorum, keyifli okumalar. Bu arada Biblio da Japon Edebiyatı ve Yasunari Kawabata üzerinde duruyor bugünlerde, bu kitabın ve yazarın diğer kitaplarının yorumlarını bir de ondan okuyabilirsiniz:)

10 yorum:

  1. bu aralar benimde farklı bir şey okuyasım var ama kararsızım. Beyoğlu sahaf festivalinden şansıma ne çıkarsa artık başlarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de dün gittim Sahaf Festivali'ne, güzel şeyler bulacağınıza eminim, keyifli okumalar:)

      Sil
  2. Erencim; ben ki daha önce hiç Japon edebiyatı okumamıştım ta ki 1Q84'e kadar, şimdi bunu okuyorum ve çok sürükleyici gidiyor üstelik korkutan görüntüsüne ve kalınlığına rağmen:) Sanırım biraz daha ağırlık vermem lazım Japon eserlerine...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tully'cim 1Q84 hakkındaki yorumunu merakla bekliyorum, Japon edebiyatını ben de sevdim, sevgiler:)

      Sil
  3. Sahaflarda böyle "hediyeli" kitaplar çıkıyor ya ,bayılıyorum işte onlara:) Mesela benim de H. Böll'ün bir romanının arkasında 3-4 hikayesi çıkmıştı:) Ve tabii ki o güzel önsöz ve incelemeler. Şimdiki kitaplarda bunlar olmuyor genelde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nardacım, çok haklısın, ben de eski kitapların önünde- arkasında yer alan önsöz veya inceleme yazılarını çok seviyorum, ve çok haklısın yeni kitaplarda bu yok, hatta ve hatta çoğunda yazar hakkında da bilgi yok.

      Sil
  4. Karlar Ülkesi'ni de sevdim ama Kiraz Çiçekleri'nin yeri bir başka oldu bende. Bir de o eski kırmızı kitabın içinden aynı yazarın iki kitabı daha çıkınca çok sevinmiştim. :)

    Karmaşık ilişki ağlarına rağmen Yasunari Kavabata'nın bu kitabı için söylenebilecek en net şey 'rahatlatıcı' olabilir herhalde. Tıpkı anlattığı o kaplıcalar gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Biblio, ben de sana katılıyorum Kyoto (yani Kiraz Çiçekleri) benim de daha çok hoşuma gitti:) Bu arada benim kitabımın arkasından da Tanizaki'nin Anahtar isimli romanı çıktı, güzel bir sürprizdi:) Evet sanıyorum Kawabata'nın özelliği bu ragatlatıcılık... Yorumun için teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
    2. Anahtar'lı Karlar Ülkesi bende de var ama çok kasvetli ve sıkıcıydı maalesef. Kavabata ve Mişima'nın zerafetinden sonra hiç sevemedim.

      Sil
    3. Katılıyorum, Kawabata ve Mişima'nın üzerine iyi gitmedi:)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...