Sayfalar

29 Aralık 2014 Pazartesi

Çekiliş Sonucu

Öncelikle çekilişe katılan herkese çok teşekkür ederim, ayrıca güzel sözleriniz beni çok mutlu etti. Kusura bakmayın çekiliş sonucunu 27 Aralık'ta açıklayacağımı söylemiştim ama ben bunu ocak 2015 takvimine bakarak söylemişim:)) Evet, kazanan arkadaşımız Serpil Erol, tebrik ederim. Bu sefer yıl sonu dalgınlığı olacak e-mail adreslerini istemeyi unutmuşum ama inşallah bir sorun çıkmaz da talihlimiz talihli olduğundan haberdar olabilir:) Herkese şimdiden iyi yıllar dilerim, seneye görüşürüz:))

Resim: http://www.whistlerwag.com/wp-content/uploads/2014/12/santa-claus-a.jpg

27 Aralık 2014 Cumartesi

Yeni yılda hem her şeyden haberiniz olsun hem de moda ve yeni keşifler sizden sorulsun!

Haberleri takip etmek için kullanılabilecek en iyi uygulama Hürriyet E-gazete olsa gerek. Hem basılı gazete okuma keyfini yaşarken, hem de güncel haberlere ulaşabilme imkanı sunuyor. Uygulamanın son güncellemeleri ile de; hava durumuna, burcuma, finans haberlerine ve sinema rehberine ulaşabiliyorum. Hürriyet E-Gazete'nin en güzel yanı da (sona sakladım) bir sonraki günün haberlerini 00:00'da alınıyor olması. 


Şimdi de sizi Hürriyet E-gazete'nin yılbaşı paketi ile tanıştırmak istiyorum. Bu pakette Hürriyet E-Gazete'nin yanı sıra, Elle ve Atlas dergilerinin dijital kopyası var :) 



Haberleri ve gündemi hem gazete okuma keyfini yaşayarak takip etmek isteyenler, hem de ben gazetemi okurken bir yandan da falıma da bakarım, filmlerden de haberim olur diyenler yılbaşı paketini kaçırmasın derim! Hem de kısa bir süre için sunulan bu paketi alıp, gazete keyfini sürerken modayı Elle ile takip de edebilir, Atlas okuyarak da farklı keşifler yaşayabilirsiniz. 


Yeni yılda sevdiklerine sevdiğin şeyleri hediye etmek de adettendir. Siz de arkadaşlarınıza ve gazetesiz olmaz diyen aile üyelerinize 6 aylık veya 1 yıllık versiyonları olan Hürriyet E-Gazete paketlerinden birini hediye edebilirsiniz. Her gün kullandıkça sizi hatırlasınlar:)


Daha ayrıntılı bilgi almak için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

25 Aralık 2014 Perşembe

Sınır Tanımayan Cesetler – Amélie Nothomb

Amélie Nothomb gerçekten sevdiğim bir yazar. Geçenlerde migrosta bir çok “çok satan” romanın 5 TL’ye satıldığı bir kampanya vardı. Nothomb’un 2 romanın buldum burada, biri “Kış Yolculuğu” biri de buydu. 113 sayfalık bu romanın konusu şöyle;

Bir sabah bir yabancı Bay Bordave’ın evine gelip arabasının bozulduğunu ve telefonu kullanıp kullanamayacağını sorar. Bay Bordave adamı içeri buyur eder, ama yabancı telefon numarasını çevirirken birden kalp krizi geçirip ölür. Ancak bu çok şüpheli bir durum gibi gözüktüğünden Bordave kimseye haber vermez, hatta çok sıkıcı bir hayatı olduğunu düşündüğünden evinde ölen yabancı Olaf Sildur’un neredekaldığına bakmaya karar verir ve bir takım yanlış anlamalar sonucu adamın karısı tarafından beklenen önemli bir misafir zannedilir. Böylece Bordave yeni bir hayata adım atmış olur.

Konu çok merak uyandırıcı olmasa da yazar gerçekten bu basit konuyu öyle güzel işlemiş ki ortaya okunmaya değer bir kitap çıkıyor. Romandan ziyade uzun hikaye denebilir aslında biraz tek boyutlu olduğundan. Sırada yazarın diğer kitapları var, keyifli okumalar:)

20 Aralık 2014 Cumartesi

Yılbaşı Çekilişi Var:)

Eveeet, bir çekilişle daha karşınızdayım. Yeni yıla sayılı günler kalmışken ben de ufak bir çekiliş yapmak istedim. Çekilişimizin sonucunda kazanana iki kitap; Alice Munro'dan Bazı Kadınlar ve Mark Watson'dan On Bir isimli kitaplar, ile 1-2 küçük sürprizi içeren bir paket gönderilecek.

Katılmak için yapmanız gereken izleyicim olmak ve blogumdaki kitap inceleme yazılarından birini facebook, twitter veya google+'da paylaşarak linkini yorum olarak bırakmanız. Son katılım tarihi 26 Aralık olup, kazanan 27 Aralık'ta duyurulacaktır. Çekiliş sonucu random.org ile belirlenecektir. Herkese iyi şanslar:)

Not: İzleyiciler widgeti çalışmadığı için, blogumu blogger'dan izlediğiniz bloglara "ekle" butonunu tıklayarak da ekleyebilirsiniz.

18 Aralık 2014 Perşembe

Fark etmemişim, bilmiyordum - Şile Kitabı ~ Feridun Oral


Feridun Oral aslında öncelikle muhteşem bir ilüstratör, aynı zamanda çocuk kitabı yazarı, bu konuda ödül almış bir sanatçı. Seramik, heykelcilik gibi farklı dallarla da ilgileniyor. Bebeklerim henüz küçük ama ileride birlikte okumak için Feridun Oral'ın bir kaç kitabını şimdiden kütüphanemize kattık, çizimler o kadar güzel ki, örneğin "Meyveleri Kim Yemiş?" isimli kitabın her sayfasını çerçeveleyip duvara asmak geliyor içinizden, "Benekli Faremi Gördünüz Mü?" ise o kadar tatlı bir kitap ki, her elime alışımda sonuna kadar okumadan edemiyorum:))

Yalvaç Ural'ın yazıp Feridun Oral'ın resimlediği Mırname isimli kitaptan bir çizim... muhteşem:)

Eminim zaman içinde kendisinin bütün kitaplarını toplayacağım:) Bu kitap ise büyükler için yazılmış. Aslında belki de "sanat günlüğü" gibi bir isim verilebilir buna. Yazarımız Şile'de yaşadığı, gözlemlediği çeşitli olay ve durumları resimleyerek anlatmış. Gerçekten gerek 27x20 cm boyutları ile gerek içeriği ile sıradışı bir kitap. 2011 yılında Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkmış. O güzel çizimlere bakarak huzurlu vakit geçirmek isterseniz mutlaka alın:)Bu arada benzer bir tür olarak Aysun Berktay Özmen'in İş Bankası Yayınları'ndan 2010 yılında çıkmış olan "Bir Ressamın Bahçe Güncesi" kitabını da öneririm, ancak o, isminden de anlaşılacağı gibi, daha çok bahçecilik üzerine, keyifli okumalar!:)


Unutmadan şunu da ekleyeyim, yazarımız 2011 yılında "Meraklısına Atölyeden Temiz" isimli bir sergi açarak atölyesini izleyiciye açmış, işte o sergiden bazı resimleri buradan görebilirsiniz.

Resim 1: http://www.tersninja.com/wp-content/uploads/2011/04/Feridun-Oral.jpg
Resim 2: http://www.birdolapkitap.com/wp-content/uploads/2012/04/mirname-1.jpg

16 Aralık 2014 Salı

Harika Bir Çekiliş Haberi

Severek takip ettiğim bloglardan biri olan İlknur Akpınar'ın blogunda harika bir çekiliş var, siz kitapseverlere duyurmadan edemedim. Yılbaşına sayılı günler varken kendisi son derece cömert bir çekiliş düzenlemiş, neler yok ki? Ayşe Kulin'in "Foto Sabah Resimleri" mi dersiniz? Ahmet Ümit'in "Sis ve Gece"si mi dersiniz? Hele hele Deeptone'un meşhur kitabı "Sade ve Derin" mi dersiniz? Toplamda altı harika kitap hediye ediyor sevgili İlknur Akpınar. Katılım şartları için buyrunuz. Herkese iyi şanslar! :)

10 Aralık 2014 Çarşamba

Maurice – E. M. Forster

Edward Morgan Foster 1879-1970 yılları arasında yaşamış olan İngiliz romancıdır. Yazarın toplam 6 romanı olsa da oyunları ve çok sayıda öyküsü de bulunuyor. Gerçeklik, modernizm ve sembolizm akımlarından sayılıyor eserleri. Ben yazarın romanlarından uyarlanmış olan Manzaralı Oda ve Howard’s End isimli filmleri izlemiştim.

Yazar Maurice’I 1913-1914 yılları arasında yazmış ve kitap ancak 1971 yılında kendisi öldükten sonra yayınlanabilmiş. Kitabın otobiyografik öğeler taşıdığı biliniyor.

Ben İletişim Yayınları’ndan 1994 yılı baskısını okudum. Kapağında, romanın film uyarlamasında Durham’I oynayan Hugh Grant var. Kitap 239 sayfa.

Maurice babasının vefatından sonra iki kız kardeşi ve annesiyle rahat bir yaşam sürmektedir, üst tabakaya mensup, biraz kendini suyun akışına bırakmış, zihnini fazla zorlamayan bir gençtir. Cambridge’de okurken Clive Durham isimli kendisi gibi seçkin, yine kendisi gibi annesi ve kardeşleriyle yaşayan bir gençle tanışır. Ondan çok etkilenir, dış görünüş olarak eli yüzü düzgün ve sevimli denebilir ancak Maurice’in aksine zihnini yormayı, düşünmeyi, tartışmayı seven, etrafını sırgulayan bir gençtir. Önceleri çeşitli konularda sohbet etmekle başlayan ve derinleşen arkadaşlıklarına zamanla başka bir duygu daha karışır. Maurice bunun ne olduğunu anlayamaz bir türlü ama sorgulayıcı Durham bir gün pat diye “seni seviyorum” itirafında bulununca allak bullak olur. Ama sonra o da Durham’I sevdiğini anlar. Böylece ilişkileri başlamış olur. Ancak bitemez gibi görünen bu derin aşk Durham’ın eşcinsel eğilimlerinin sona erdiğini fark etmesi ve başkasını –bir kadını- sevdiğini anlamasıyla son bulur. Bu Maurice’ekorkunç bir darbe indirir ve “acaba ben de heteroseksüel olabilir, normal hayata dönebilir miyim?” diye düşünmesine sebep olur. Çünkü o zamanlar eşcinsellik bir suçtur aynı zamanda. İşte bütün bunlar Maurice’in hayatını inişli çıkışlı bir hale getirir.

Ben romanı beğendim, yalnız sonları belki daha sürükleyici olabilirdi, sanki biraz uzamış gibi. Özellikle Maurice’in yeni evli Durham çiftinin evi olan Penge'ye sık gidip gelişleri ve oradaki sohbetler beni biraz sıktı, konu biraz uzamış gibi geldi.
Kitap, buna kesin bir mutlu son denemese de ‘olabildiğince’ mutlu sonla bitiyor.

Filmden bir kare...

Yazar bu konuda ;
“Mutlu son zorunluydu. Yoksa bu kitabı yazmazdım. Hiç değilse edebiyatta iki erkek birbirlerine aşık olsunlar ve edebiyatın izin verdiğince sonsuza dek öyle kalsınlar istedim…,” demiş.
Yazarımız acaba Maurice mi? Maurice’in annesi onu bazen “Morrie” diye çağırıyor ki bu sesleniş pekala yazarın ikinci ismi Morgan için de uygun bir sesleniş.

Kitabın 1987 yapımı bir de fimi var. Genç Hugh Granti görmek isterseniz, güzel bir film:) Keyifli okumalar ve iyi seyirler:)

Resim 1:http://images.popmatters.com/news_art/b/book-greatunrecorded-splsh.jpg
Resim 2:http://cdn.mhpbooks.com/uploads/2013/06/maurice.jpg

4 Aralık 2014 Perşembe

Deli Aşk- Peride Celal

Uzun zamandır aradığım bu kitabı Beyoğlu Sahaf Festivali’nde bulunca çok sevindim. 2002 yılında Can Yayınları’ndan çıkmış olan kitap 70-80’li yılların sonunda geçiyor. 45 yaşındaki Elif, hırslı ve adı bilinen gazeteci Cem ile evlidir. Cem’e deliler gibi aşık olsa da evlilikleri adamın sürekli sadakatsizliklerinden dolayı kopma noktasındadır, aşırı hassas bir kadın olan Elif önceleri her hayalkırıklığında Fransa’da babasından kalma daireye koşarken, bu gidişler bir süre sonra –özellikle Elif’in Kristof’la tanışmasından sonra- temelli hale gelir. Cem de aslında Elif’i sever ancak onun evlilik anlayışı ve hayat görüşü karısınınkinden başkadır. Elif gibi aşırı hassas ve çok aşık bir kadın için Cem’le hayat neredeyse cehennem gibidir. Kitap daha çok Elif’in Fransa’daki hayatını ve bir taraftan kocası Cem’e olan umutsuz aşkı ile tam çözemediği Kristof ile olan dostluğu arasında yaşadığı kafa karışıklığı üzerinde duruyor. Tabi aynı zamanda Cem’in İstanbul’daki hayatı, Elif’in teyze kızı Sibel’in bu ilişkilerdeki etkinliğinden da bahsediyor.

Elif'in kahve konyak keyfi yaptığı Paris kafelerinden biri..:)

Ben kitabı çok beğendim. Yazarın daha önce Güz Şarkısı isimli kitabını okumuştum, orada da duyarlı bir kadının aşk ve hayata karşısınaki hayal kırıklığı anlatılıyordu, burada da öyle. Gerçi burada neredeyse kendini kaybetmiş olan Elif’in huzursuzluğu oldukça yoğun, hatta ‘kara yüzlerin kara yalanları, yüreğimi zehirleyen yılan, kirli yalanlar, yolsuzluklar, cinayetler’ vs. diye sürekli tekrarlarla neredeyse boğucu oluyor, ama herhalde yazar bu boğulmuşluk hissini verebilmek için baş vurmuş bu tekrarlara. Özellikle sonuyla da vurucu bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Adına bakıp ‘basit bir aşk kitabı’ deyip geçilecek bir roman değil, tavsiye ederim.

Elif'in hayran olduğu (2014 Nobel Ödüllü:)) Patrick Modiano

Güz Şarkısı’ndan daha çok beğendiğim bir roman oldu. Özellikle Paris’teki bohem hayata da yer vermesi kitabı daha keyifli hale getirmiş. Bir de yazar Modiano’dan bahsediliyor sık sık, onu da merak ettim, okuma listeme ekledim.
Bu arada Patrick Modiano'nun 2014 Nobel Ödülünü aldığını da ekleyeyim:)Keyifli okumalar.





Resim 2:http://media-cache-ak0.pinimg.com/736x/48/65/63/4865633ad2e3463e4eccc28029fec2a1.jpg
Resim 3:http://www.babelio.com/users/AVT_Patrick-Modiano_9958.jpeg