İkinci İlk İzlenimler - Sally Thorne

 

Yabancı Yayınları'ndan bu yıl çıkan 320 sayfalık kitabımızı Bilgesu Yaprak çevirmiş. Yazarımız genç bir Avustralyalı, başka romanları da var.

25 yaşındaki Ruth Midona 6 yıldır lüks bir huzurevinde yönetici yardımcılığı yapmaktadır. Ailesi ile olan kopukluğunun yarattığı boşluğu sade hayatındaki rutinleri ile doldurmaya çalışır. Mesai arkadaşı Melanie ise onun sevgiliye ihtiyacı olduğunu düşünür. Bu sırada müdürleri izne çıkınca tüm sorumluluklar Ruth'a kalır; kendisinin tam zıttı olarak görünen yakışıklı Theodore tam bu sırada hayatlarına girer. Aslında ilk izlenimler her zaman doğru olmayabilir...

Son okuduğum aşk romanlarından en hoşuma giden bu oldu, arka plandaki hikayeler ilginç ve inandırıcıydı, duygusal yönü de güçlüydü, diğer kitaplardaki gibi odak cinsellik değildi. Kitabın sonunda yer alan yazarın notunu ve ek bölümü de beğendim. Kısacası size hoş vakit geçirtecek, keyifli bir kitap, iyi okumalar dilerim...

Aşk Hipotezi - Ali Hazelwood

 

Bu kitabın övgülerini yabancı sitelerde çok görmüştüm, kitap o kadar beğenilmişti ki neredeyse çevrilmesini bekleyemeyip alacaktım. Ama neyse ki kısa sürede ülkemizde de yayınlandı.

Nemesis Yayınları'ndan çıkan 370 sayfalık kitabımızı Gülfem Çırak çevirmiş. Aslen İtalyan olan genç yazarımız ise nörobilim konusunda akademik kariyerine devam etmekte olan Amerikalı bir profesör.

Romanımız tahmin edeceğiniz gibi akademik dünyada geçiyor; Stanford Üniversitesi biyoloji bölümü. Olive, doktorasının üçüncü yılına devam etmektedir ve her şey çok zordur; kıt kanaat geçinir, hayatta tek başınadır. Eski erkek arkadaşı ve en yakın arkadaşının birbirlerinden hoşlandıklarını anlayınca, işleri kolaylaştırmak için bir yalan söyler ve koridorda rastgele birini öper. Bu kişi bölümün en nefret edilen profesörü olan Adam Carlsen'dir. Olay kısa sürede sahte sevgililiğe dönüşür ve devamı gelir...

Klasik bir "neşeli kız - hödük adam" çifti ile karşı karşıyayız. Kurgu fena değil ama +18 öğeler fazla. Ben hikayeyi hiç romantik bulmadım, tamam Adam çok korumacı, sadık vs ama nihayetinde hödük gibi davranıyor. Büyük beklentiyle okumuştum ama yine olmadı... Yazarın yeni kitapları da çıkacakmış. Keyifli okumalar dilerim...  

resim: www.1000kitap.com

Çekiliş Kazandım :)

Çok severek takip ettiğim bloglardan biri sevgili Şule'nin blogu. Şule çook uzun zamandır harika bir şey yapıyor; her ay bloguna yorum yapan kişiler arasında yaptığı çekilişle kazanana 3 kitap hediye ediyor; üstelik kitapları listeden seçiyorsunuz. Bu benim ikinci kazanışım. Seçtiğim kitaplar;

• Juliette Cemiyeti - Sasha Grey
• Suya Yazılan Hayaller - Lisa Kleypas
• Tıkanma - Chuck Palahniuk

Şule'ye çok teşekkür ederim, harika bir sürpriz oldu, yeni kitaplarımı okumak için sabırsızlanıyorum:) Siz de şansınızı denemeyi unutmayın:)

 

Sevgiler, Carter - Whitney G.

 

Bu yıl Yabancı Yayınları'ndan çıkmış olan 272 sayfalık kitabımızı Tuba Özkat çevirmiş.

Kapaktan anlayacağınız üzere bu -en azından bazılarına göre- bir aşk romanı. İsmine bakıp bunun mektuplar üzerinden ilerleyen bir hikaye olduğunu sanmıştım ama değil. Aşağıda size mektuplarla ilerleyen bir şarkı bırakıyorum bu arada, boş gitmeyin:))

Arizona ve Carter'ın arkadaşlıkları ilk okulda başlamıştır ve yıllar içinde en yakın arkadaşlar olmuşlardır. Etraflarındaki herkes güzel Ari ile yakışıklı (ve tabi ki zengin) Carter'ı birbirine yakıştırsa da onlar hiç oralı değildir, bu sadece dostluktur (dünyanın en düzeysiz dostluğu belki ama işte...). Tabi bu üniversitenin son yılı bu değişir, bir partide yakınlaşırlar ve yıllardır bunu beklemiş olduklarını anlarlar. Ama klasik olarak yanlış anlaşılmalar, iyi niyetli yalanlar çiftimizin bir araya gelmesini biraz geciktirir...

Öncelikle kitap bir hayli +18, o bir yana çok düzeysiz , çok yüzeysel. Artık ilişkiler -en azından Amerika'da- böyle yaşanıyorsa çok acı, kişilerin birbirine zerre saygısı yok, aşk neymiş?? Karakterler de çok antipatikti. Kız Fransa'dan yeni sevgilisiyle dönüyor, çocuk herkesin içinde kıza söz yüzüğü takıyor, çok kibar ve düzgün biri ayrıca ama Carter gelince çocuğa açıklama bile yapmadan onu orada bırakıp gidiyor... Kısacası şu pahalılıkta verdiğim paraya acıdığım bir kitap oldu. Koşarak uzaklaşıyoruz...

Bir Tereddüdün Romanı - Peyami Safa

 

Romanı, Ötüken Yayınları'nın 1987'deki 9. basımından okudum (ilki 1933'de yapılmış), eser 179 sayfa. Peyami Safa 1899-1961 yılları arasında yaşamış, değişik türde çok sayıda eser vermiş bir romancı. Ekonomik kaygılar sebebiyle pek çok takma isimle (favorim Safiye Peyman :)) hızlı okunacak, edebi değer taşımayan eserler de yazmış.

1933'de yazdığı Bir Tereddüdün Romanı yazarın psikolojik eserleri arasında sayılabilir.

Yazarın ailesinde hastalıklar ve ölümler çok olmuş, özellikle eşinin rahatsızlıkları ve oğlunun vefatı onu çok etkilemiş. Bu eserinde de ölüm konusu hemen hemen baş rolde. Sanıyorum romana ismini veren tereddüt de yaşamakta tereddüdü ifade ediyor.

Romanımız evlilik çağındaki Mualla'nın, dönemin popüler bir romanını okumasıyla başlar. Kitap son derece iç karartıcıdır, bir adamın otel odasında korkunç can çekişmesini anlatmaktadır. Mualla kitaptan çok etkilenir ama elinden de bırakamaz. Bir arkadaşı Mualla'yı o meşhur yazarla tanıştırır. Yazar etkileyici biridir ancak çok da rahat, umursamaz bir yaşam tarzı vardır. Bir süre sonra genç, güzel ve akıllı Mualla'ya evlenme teklif eder. Ancak diğer tarafta da kendisine kafayı takmış bir okuru olan Vildan vardır; pervasız, cüretkar ve gizemli...  Romanda en çok yer tutan kısım yazar ve Vildan'ın diyaloglarıydı.

Yalnızız (1951) kadar etkileyici olmasa da güzel bir romandı diyebilirim. Konu size bir aşk romanı izlenimi vermesin, Vildan ve yazarın diyalogları pek aşk üzerine değil... Keyifli okumalar dilerim. 

Yazarın 1938'de evlendiği Nebahat Erinç ile bir resmi...

(https://www.kadinvekadin.net/peyami-safa-kimdir.html)

resim: alsat kitap