Sayfalar

23 Nisan 2010 Cuma

Dörtlerin Simgesi

Dörtlerin Simgesi'ni bitirdim. Kitaptaki dizgi hataları oldukça kötüydü ve okumayı zevksiz bir hale getiriyordu. Sonunda Holmes ve Watson suçluyu yakaladılar, suçlunun suçunu itiraf ettiği bölüm bayağı uzundu, biraz sıkıcı hale getirmiş diyebilirim. Yarısı Bayan Morstan'a kalan hazine sandığı boş çıktı, bunun üzerine Watson gönül rahatlığıyla kendisine evlenme teklif edebildi. Daha sonra Watson Holmes'a artık kendisine vakalarda eşlik edemeyceğini çünkü evleneceğini açıkladı, Holmes ise kendisini tebrik edemeyceğini söyledi ve ekledi; "Aşk duygusal bir şeydir ve duygusal olan şeyler, o her şeyin üzerinde tuttuğum soğuk, gerçek sebebe terstir. Bu yargımın yanlış olmadığını düşünüyorum, bu yüzden ben hiç bir zaman evlenmem". Holmes'a bunu düşündüren geçmişini bilmem isterdim, acaba Doyle Holmes'ın geçmişi hakkında yazmış mı hiç? Sherlock Holmes filminde Downey Jr.'ın canlandırdığı tip daha önce izlediğimiz Holmes karakterlerine, kitaptakine ve benim hayalimde canlandırdığım tipe hiç benzemiyordu, yine de çok başarılıydı gerçi bence. Filmde Holmes aşıktı, hatta kadınlara düşkün bile denebilirdi ama kitapta çok farklı. Kitabın sonunda Watson; "Bu vakada bütün işi sen yaptın. Ben bir eş sahibi oldum, Jones tüm itibarı kaptı, peki sana ne kaldı?," diye sorduğunda Holmes ; "kokain şişesi kaldı," diye cevap verir. Aslında kitabın sonunda yine Holmes'ın uyuşturucu bağımlılığına vurgu yapılması pek hoş gelmedi bana. Üstelik ben uyuşturucunun Holmes'ın vakayı çözerken konsantre olmasına yardımcı bir şey olduğunu düşünmeyi tercih ederdim, şimdi herşey çözülmüş bitmişken ona yönelmesi beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Watson'ı kaybedeceği için üzülmüştü, davanın itibarını üstelenmediği için üzgün olduğunu da düşünmek istemem çünkü bu da benim canlandırdığım tipe aykırı bir davranış, Holmes davaları , çözüme ulaşmak hoşuna gittiği için çözmeli bence itibar veya para için değil.. Ama işte yine de sonu öyle olmasaydı. Sherlock Holmes kitabı okumak bana eski Türk filmi izliyormuş hissi verdi, sıcak bir dili vardı kitabın ama biraz daha psikolojiye yer verseydi çok daha hoşuma giderdi. Bu arada kitapta Holmes'ın söylediği bazı Almanca alıntılar vardı, bunların çevirisi sayfanın altında verilmeliydi ama malesef yoktu. Manguel'în kitabında yer verilmişti bunlara mesela, oradan okudum son sayfadaki Goethe alıntısını. İşte böyle, serinin diğer kitaplarını merak ediyorum, daha sonra okuyacağım onları. Şimdi Dracula'ya başladım.

1 yorum:

  1. okudum çok etkilendim, yorumunuz bile ayrı bir edebi boyut kazandırmış esere. Elinize yüreğinize sağlık teşekkürler.

    YanıtlaSil