Sayfalar
▼
10 Nisan 2012 Salı
Bizim Büyük Çaresizliğimiz - Barış Bıçakçı
Ender ve Çetin otuzlu yaşlarının başında aynı evde yaşayan iki dostturlar. Liseden yakın arkadaşları Fikret’in anne ve babası bir trafik kazasında ölünce,o da arkadaşlarından kız kardeşi Nihal’in okul bitene kadar onlarla kalmasını rica eder, çünkü kendisi Amerika’da yaşamaktadır. Ender ve Çetin önce bundan pek hoşlanmazlar çünkü ortaokuldan beri hayalleri aynı evde baş başa kalmaktır. Ama kabul ederler. Önceleri n Nihal’le yakınlık kurmakta zorlanırlar, genç kız yaşadığı büyük acı nedeniyle içe kapanmıştır çünkü. Ama zamanla aralarında bir dostluk başlar, üç yakın dost olmuşlardır. Bu dostluğun ilerlemesiyle Ender ve Çetin ne kendilerine ne de birbirlerine itiraf etmese de, Nihal gibi genç, güzel ve tatlı bir kızla bu kadar yakın olmak onların duygularını dostluktan başka bir şeye, aşka kaydırır. Bu aşkı tahlile çalışmak onları hem kendi dostluklarını hem yaşadıkları aşkları hem de hayatı sorgulamaya iter.
Kitabı çok beğendim, ince bir kitap olmasına rağmen kitabın tek üstünde durduğu nokta bu garip aşk üçgeni değil, dediğimiz gibi hayata dair de sorgulamalar var. Örneğin doğu ve batı yaşam anlayışı da bunlardan biri.
Ender’in babasının arkadaşı Reşit Bey, Ender ve Çetin için de önemli birisidir. Eşref-i Mahlukat ismindeki trajikomik roman tasarısının kahramanı Eşref Bey, doğu kafa yapısı ve yaşam tarzının aynasıdır. Reşit Bey’in ölümünden sonra onlar da hayat, doğu ve batı yaşam tarzlarını bu örnek üzerinden değerlendirirler. Osmanlı, Batı’nın askeri anlamda düzenli ordularına öykünmüştür ama doğu ile batı kafası arasındaki temel fark doğunun “yaşamamak” eğilimi ile batı’nın “yaşamak” eğilimi arasındaki farktır.
“Eşref Bey, düşünmek yerine ayıp, suç, günah gibi dini-ahlaki bir terminolojinin esareti altında düşünüyordu. Oysa Batı’nın kavramları vardı, çünkü yaşayanların kavramları olurdu, yaşamayanların yasakları, suçları,günahları…Kavramlar bir bakıma özgürlüktü.”
Reşit Bey arkadaşına şöyle yakınıyor;
“Düşünsene Salih! Ne çok kadın ve erkek yaşadığıyla yetiniyor. Karı koca olmakla yetiniyor. Oysa kafalarında bir aşk kavramı olsaydı, yaşadıklarıyla yetinmez, kurulu düzenlerini yerle bir etmek pahasına aşkın peşinden giderlerdi. Kavramlar hayatı en üst imkanlarına genişletmenin araçlarıdır.”
Bilemiyorum acaba burada Ender ve Çetin , yasak, suç, günah gibi sınırlar çizmeseler kendilerine en azından biri Nihal’le aşk yaşar mıydı? Ender ve Çetin “yaşamamayı” mı seçmiştir?
Filmden bir kare, Ender ve Nihal kitaplar hakkında konuşurken...
“kendimizi bulmakla kadınımızı bulmayı birbirine karıştırıyorduk”
Kitabın Ender’in ağzından Çetin’e yazılması, Ender ve Çetin’in nerdeyse zıt karakterleri, bunların hepsinin bir anlamı var sanıyorum. Ender ve Çetin birbirlerini öyle iyi tamamlıyorlar ki, bir ara acaba aynı kişiler mi? Diye de düşündüm:)
Bu arada romanın filmini de seyrettim ve onu da çok beğendim.
Sizin kitap hakkındaki yorumlarınızı da merak ediyorum:) Yazarın son günlerdeki popüler kitabı “Sinek Isırıklarının Müellifi” de listemde..
Ben acaba geriden mi takip ediyorum diye kendi kendime sorar oldum. Barış Bıçakçı'yı iyice merak etmeye başladım. Özellikle de Sinek Isırıklarının Müellifi'nden sonra bayağı bir gündemde, bakalım sen nasıl yorumlayacaksın:)
YanıtlaSilNot: Bu arada Erencim; etiketler kısmında yazarları nasıl katagoriye ayırlıyorsun? Ve Şu kara kedi nasıl hareket ediyor:)
Ben de Barış Bıçakçı'yı yeni keşfettim Tully'cim, kesinlikle seveceğini tahmin ediyorum, ben çok beğendim:) Etiketlerde, yazını yazarken en altta "etiket ekle" kısmı var, orada yazar ve kitap adını yazarak etiketlemiş oluyorsun:)
YanıtlaSilKara Kediyi sen de sayfana ekleyebilirsin, kedinin altında "get widget" yazan yere tıkla, sevgiler:)
kitabını henüz okumadan Pazar günü filmini izledim ve bayıldım. Hem Ankaralı olduğum için hem de filmin samimice işlenmesi sanırım beğenme nedenlerimden... Kitabı da inşallah alıp okuyabilirim bir ara...
YanıtlaSilEvet filminin samimiyetle işlenişi insanı filme çekiyor, ben de çok beğendim:) yorumunuz için teşekkürler:)
YanıtlaSilKitap fuarından aldıklarımdan biri... Hard Times biter bitmez buna başlayacağım...(başka kitaplar için de aynı şeyi söylüyorum, bakalım nasıl olacak)
YanıtlaSilUzun bir kitap olmadığından ve sürükleyici olduğundan çabuk okunuyor, hele uzun bir kitabın ardından taze soluk getiriyor diyebilirim:)
YanıtlaSilKitap elimde ama elimdeki Al gözüm seyrehle salih i bitirdikten sonra başlayacam diye düşündüm de bir türlü bitmedi o da.
YanıtlaSilGaliba okuduğum 7. Yaşar Kemal kitabı olduğundan sıkıldım biraz.Bitse de bunu okusam diye iple çekiyorum.
Ben de bir Yaşar Kemal kitabı okumak isterim, bahsettiğiniz kitabın konusuna baktım, güzelmiş.Ben de Sinek Isırıklarının Müellifi'ni okumayı iple çekiyorum şu an:) yorumunuz için teşekkür ederim:)
YanıtlaSilErencim hemen notumu aldım teşekkürler tanıtım için ;) Malum kitap fuarına gün sayıyorum , kitap önerileri ilaç gibi geliyor. Filmi duymuşluğum var ama kitabı ilk kez duydum , sağol.
YanıtlaSilGoncacım umarım sen de beğenirsin kitabı, ben teşekkür ederim, sevgiler:)
YanıtlaSilBıçakçı'nın adını hep duyyorum ama henz hiç bir kitabıyla tanışamadım , umarım yakında...Teşekkürler paylaşım için:)
YanıtlaSilErenim al bir tane daha :( okumadım ve yazarı çok iyi tanımıyorum. Geçenlerde arkadaşım Sinek Isırıklarının Müellifi'nden bahsetti mutlaka okumalısın dedi. Sıraya alıyorum, alıyorum :)
YanıtlaSilDemek ki tanışma zamanınız gelmiş:) yorumunuz için teşekkür ederim, sevgiler)
YanıtlaSilAslicim yazarın tarzını beğeneceğinizi dusunuyorum, sade ve akıcı:) sevgiler:)
YanıtlaSilbizim büyük çaresizliğimiz'i çok beğenmiştim, filmini sonra merak edip izlemiştim,
YanıtlaSilancak filmde kitaptaki atmosferi bulamadım gibi :)
sevgiler..
Kitabı ben de çok beğenmiştim, belki biraz da sinemaya aktarılması zor bir kitap içindeki yoğunluktan dolayı:) yorumunuz için teşekkür ederim, sevgiler:)
YanıtlaSil