Sayfalar

1 Ağustos 2013 Perşembe

Geber Anne - Sezgin Kaymaz

Sezgin Kaymaz ismini daha önce sıkça duymuş olduğum ve bu kitabının da konusunu okuduğumdan beri çok merak ettiğim halde, kitabın ismi çok itici geldiği için bir türlü elim okumaya gitmemişti. Ancak sonunda dayanamadım ve kitabı alıp okudum.

İletişim yayınlarından 1998 yılında çıkan kitap 365 sayfa, yazarın ikinci kitabı. Konusuna bakalım; Tayfun dört kişilik mutlu bir ailenin 17 yaşındaki küçük oğludur, annesiyle ilişkileri çok özel, sevgi dolu ve sıradışıdır. Tayfun doğum gününde yapılacak aile kutlaması için eve beklenenden erken gelir ve annesini bir adamla görür, dudaklarından "geber anne" kelimeleri dökülür. Annesiyle bu konuda konuşmaz bile, öyle iğrenmiştir ki bir zamanlar neredeyse taptığı annesinden. O gece annesi intihar eder, Tayfun annesini hiç affetmez, hatta ona bu suçluluk duygusunu yaşattığı için öfkesi ve acısı çok büyüktür. Bu olaydan sonra hayata ve ailesine küsmüş bir şekilde yaşar, ta ki 17 yıl sonra görenlerin pervanenin ışığa koşuşu gibi ona karşı sevgiyle dolduğu, adeta bu dünyanın dışından gelmiş, meleksi bir çocuk olan 17 yaşındaki Kerem'le karşılaşana kadar. Kerem, Tayfun'un yıllardır içinde takılıp kaldığı bu bulmacayı çözmesi için tek anahtardır.

Kitapta felsefi temelli diyaloglar oldukça yoğun, özellikle zaman kavramı, sevgi, hayatın göreceliği gibi konular karakterler arasında sıkça tartışılıyor. Doğrusu zaman zaman bu kısımlarda sıkıldığımı itiraf edeyim. Diğer beni sıkan nokta da Kerem'in her sahneye çıkışında, hatta her cümlesinden önce "Nasıl bir çocuktu bu? İnsan mıydı melek mi? Işık gibiydi, su gibiydi...." şeklinde tekrar eden uzun paragraflar oldu.

Ancak yazarın samimi dili ve anlatımı ile sonu beni pek tatmin etmese de yakaladığı ilginç konu açısından kitabı beğendim. Kitap, arka kapağında da "fantastik" olarak tanımlanmış, yani kitapta fantastik ögeler var, yazarın diğer kitapları da sanıyorum fantastik olaylar içeriyor. Kısacası yazarın daha iyi kitapları olduğuna inanmakla beraber bunun da beğenileceğini düşünüyorum, keyifli okumalar.

16 yorum:

  1. Bu kitabı 98-99 yılları arasında bir yerde okumuştum. Tevellütüm ortaya çıkacak ama lisedeydim o zamanlar :)

    Ve çok fantastik gelmişti. Çok yakın zamanda bu kitabı yeniden hatırlamıştım ki, sen yazıverdin. Hayat böyle güzel tesadüflerle dolu işte...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende o yıllarda okusam daha bir etkilenirdim sanırım kitaptan, aradan 15 geçtikten sonra bu konu biraz ilginçliğini kaybetti açıkçası:)yine de güzeldi ama. Yorumun için çok teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  2. anneye babaya hiç kötü söz söylenir mi evladım

    YanıtlaSil
  3. Sezgin Kaymaz'ın son kitabını 1-2 gün önce bitirdim: "Kün". Çok sevdim. Fantastik edebiyatı seven biri değilim, buna rağmen Sezgin Kaymaz'ın bütün külliyatını hatmetmişimdir ama "Kün"ü ayrıca bir çok sevdim, ilginç ve eğlenceli. Bir de bu son kitabını deneyin bakalım nasıl bulacaksınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kün hakkında çok olumlu yorumlar duydum, ama sırada Uzunharmanlar'da Davetsiz Bir Misafir ve Lucky var, hazır bekliyorlar:) Kün'ü de okumak isterim, tavsiyeniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  4. Düşününce aslında şok o kadar büyük ki anneye denir böyle bir söz. Yaşamda en sevdiği, en güvendiği, en zor anında çözüm bulacağını umarak koştuğu insanın yaptığına bakın. Çok fena. Atlatılamaz bir travma gerçekten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız İlhan Bey, ben de 17 yaşında bir çocuğun yaşadığı şok karşısında istemsizce ağzından dökülen bu sözler için kendisini fazla suçladığını düşünmüştüm.

      Sil
  5. Sezgin Kaymaz'ı duymuştum da unutmuşum :) Fantastik okumalarına başlayacağım yakında, onu da araya alırım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tavsiye ederim Nardacım, özellikle yazarın son romanı Kün hakkında çok güzel yorumlar var, sevgiler:)

      Sil
  6. Dediğin gibi adı çok itici.Aynı ıspanaklı pasta yada kurufasulyeli tatlı yada kavun turşusu gibi. Tadına bakmayı canımın hiç çekmediği. Pek çok konuda olduğum gibi meraklı değilim bu mevzuda malesef.Kitabın önce ismi çekmeli beni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız Defne Hanım, kesinlikle ismi itici ama düşünüyorum da biraz da pazarlama stratejisi olabilir bu, sonuçta ismi kötü bir şekilde de olsa dikkat çekiyor ve insan ister istemez "ne anlatıyor bu kitap?" diye düşünüyor, bu arada kitapta bahsi geçen anne-oğul birbirlerine aşırı derecede düşkün, yani bir nevi de tezat yapılmış gibi.. yorumunuz için teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  7. Evet ismi biraz itici ama ben takılmam böyle böyle şeylere :) o kadar farklı ve itici gelen isimleri olan bir sürü kitap okuduk.
    Yazarı tanımıyorum desem ayıp etmişmi olurum :( cidden tanımıyorum üzüldüm şimdi, üstelik fantastik kitaplar yazıyor. Çok severek okuduğum bir tarzdır aslında. Neyse ben bir yazarı tanımaya çalışayım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslıcım ben okumadım ama yazarın Kün isimli son romanı hakkında .ok olumlu yorumlar var, fantastik tarzdaki kitabı beğeneceğini düşünüyorum, yorumun için teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  8. umarim guzel kitapdir,bulsam okurum, uye oldum sizi de beklerim rustemovasona.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim sizin blogunuz da cok güzel, sevgiler.

      Sil