Bu kitaba sahaflarda rastaladım, ismi ve kapak resmi ilgimi çekince de merak edip aldım. Yayın yılı belirsiz bu kitap Gökkuşağı Yayınları’ndan çıkmış. Yazarın diğer iki kitabı olan “Ah Biz İnsanlar” ve “Umuda Tapanlar” 1996 yılında çıkmış olduğu için bu kitabın da o yıllarda çıkmış olduğunu tahmin ediyorum. Ancak internette yazar ile ilgili bilgiye ulaşamadım. Yalnız özellikle, sokak çocuklarının hayatını dramatik bir şekilde anlattığı “Umuda Tapanlar” isimli eseri hakkında olumlu yorumlara rastladım.
Arka kapak yazılarına burada yer vermesem de bu ilginç arka kapak yazısını aktarmadan geçemeyeceğim;
“Bilal Türker edebiyat dünyasında yükselen yeni bir yıldız. Engin hayal gücünü doyurucu anlatımıyla kaleme alırken yapılandırdığı duygulara yaşamın renkleri kadar gerçekçi bir canlılık kazandırıyor. Okuru düşündürmeki otantik mekanlarda gezindirmek yeteneğini sevgi çatısı altında oluşturduğu romanında kendine has üslubuyla başarılı bir şekilde sergiliyor. Yazar bu kitabında evren proleteryasına doğrudan sevgi mesajları veriyor.”
Doğrusu arka kapak yazısını okuyunca çok meraklandım “engin hayal gücü”,”otantik mekanlar”, “evren proleteryasına giden sevgi mesajları” çok şey vaad ediyordu. Kitabı okuyunca ise bu arka kapak yazısının kitaba faydası değil zararı dokunacağını düşündüm.
Kitabımıza gelelim, 16 yaşındaki Serkan annesine fazlasıyla bağlı bir gençtir, okuldan eve erken geldiği bir gün annesini telefonun diğer ucundaki bir erkeğe çılgıncasına aşkını itiraf ederken yakalar. Bu korkunç ahlaksızlık karşısında kız kardeşi ile birlikte annesini terk etmeye hazırlanırken, babası onlara olayın göründüğü gibi olmadığını açıklar. Ancak anne ve baba arasındaki ilişki durumun hiç de iyiye gitmediğini göstermektedir. Yaşanan gelişmeler Serkan’ın hem yaşı itibariyle değişen duygu dünyasını yansıtır hem de anne oğulun içten sevgilerini gözler önüne serer.
Yukarıda bahsedilen ne otantik mekanlar vardı kitapta ne de engin hayal gücü diyebileceğimiz bir şey, ama bunlar kitabın kötü olduğunu anlamına mı gelir? Hayır. Öncelikle yazarın ifadesini çok beğendim, anlatmak istediğini çok güzel anlatmış, “yazının matematiği” diye tabir edebileceğim cümleleri, kelimleri yerli yerine oturtma işini çok iyi yapmış bence, bunu kitabı pek beğenmediğim halde söylüyorum çünkü güzel, ilginç, sürükleyici bir konu, kurgu olsaydı yazarın kitabını çok beğeneceğimi düşündüm.
Bana Sezgin Kaymaz’ın şurada bahsettiğim Geber Anne kitabını hatırlattı, ancak o kitap için geçerli olan eleştirilerimden biri bu kitap için de geçerli, anne oğul arasındaki ilişki, bitmek bilmez sevgi gösterileri, pek de inandırıcı olmayan konuşmaları, Serkan’ın en trajik durumda bile annesine “ufaklık” diye hitap etmesi mesela.
Diğer eleştirim kitabın ismine olacak, tamam dedektiflik kitabı değil ama kitabın ismi olacakları fazlasıyla tahmin edilebilir kılıyor. Ben olsam mesela kitabın ismini “Bulutlar Dağılınca” veya Serkan’ın kürek takımına girmesiyle de bağlantılı olarak “Akıntıya Karşı” gibi daha soyut bir şey koyardım.
Kapak resmini beğendim, kitabı almamdaki diğer bir etken de o oldu, 1963 yılı Friedrich Kuhn’a ait bir resim. Yazarın başka bir kitabını da okumak isterim, ama “Umuda Tapanlar”ın benim kaldıramayacağım kadar dramatik olduğunu düşünüyorum. Yazarın özellikle bu kitabı beğeni kazanmış olmasına rağmen neden yazmaya devam etmemiş acaba?
Kitap adı ve kapağı ilginç, insan arka kapağı okurken bambaşka bir kitaba rastlayacağını düşünüyor. Daha sonra okumaya başlayınca hayal ettiği gibi olmadığını görüyor. Bazı kitaplar bizleri bu yanılgıya düşürüyor sanırım. Yine de konu itibariyle fena değil gibi Eren.
YanıtlaSilArka kapak yazısı bana da cok ilginç geldi Aslicim:) ama fena bir kitap degil özellikle yazarı beğendim,:)
SilGenelde hit kitapları okuyarak başka yazarları okumayanlara ders olmalı bence bunun gibi kitaplardan bir sürü var keşke herkes sizin gibi olabilse.
YanıtlaSilCok tesekkur ederim, bu gibi kitaplara ancak sahaflarda rastlayabiliyoruz, buyuk kitapcilarda hep hit kitaplar...:)
Silben de dramatik konulardan uzak kalmaya çalışsam da konuyu anlayınca bırakmak zor oluyor.
YanıtlaSilhiç tanımıyorsam yazarı kitap resmi ve arka kapak etkileyici olabiliyor, şimdi elimde bir kitap var, hediye geldi, kuma isminde, konusu sinir bozucu gibi bırakmak istedim ama okuyacağım galiba:)
Ah işte o cok kötü, ayni sey bende de var ama insan merak edince de okumadan duramıyor:) yorumunuz icin tesekkur ederim, sevgiler:)
SilEvet kitapevlerinin maddiyata dayalı satış politikaları yüzünden böyle yazar ve kitapları bilmiyoruz. Çok iyi bir paylaşım yapmışsınız kutluyorum sizi.
YanıtlaSilCok haklısınız Ilhan Bey, herhangi bir yazarin okura ulaşması hiç kolay degil, ben de tanınmamış yazarları keşfetmeyi seviyorum, yorumunuz icin teşekkür ederim:)
Silduymadım. ve ilginç evet. bırakmış demek yazmayı. yazmak para getirmiyor ya bi başka iş yapayım demiştir :)
YanıtlaSilBir ara takma isim mi diye düşünmedim degil:))
Sil