Bir süredir 'Koleksiyoncu' ismiyle Ayrıntı Yayınları'ndan çıkmakta olan kitabı ben İnkilap ve Aka Yayınlarının beraber çıkarmış olduğu çok eski bir baskısından okudum. 288 sayfalık kitap yazarın ilk romanıymış. Daha önce çok sevilen ve belki en popüler romanı olan Fransız Teğmenin Kadını isimli kitabını okumuş, -çok etkilenmemiş olmakla birlikte- beğenmiş ama nedense burada yer vermemiştim. Kitabın konusu ilginç ama sadece 2 kahramanı olduğundan belki pek derinlik bulamadım.
Frederic halası tarafından büyütülmüş sıradan bir gençtir, çocukluğu ve gençliği hemen hemen kimse tarafından anlaşılamadan, değer verilmeden geçmiştir, çalıştığı ofiste de alay konusudur, tek ilgisi kelebek koleksiyonculuğudur, ve bir de uzaktan beğendiği Miranda isimli genç kız. Bir gün bir yerden büyük ikramiye kazanır ve işte o zaman korkunç planını uygular, şehirden uzakta büyük bir ev satın alıp Miranda'yı oraya hapseder. Kendisine karşı cinsel bir amacı bile yoktur aslında, sadece bu güzellikle birlikte olmak, onu seyredebilmek yeter Frederic'e. Miranda doğal olarak bu adamı iğrenç bulsa da gördüğü tek insan olduğundan mecburen onunla konuşur, ama son derece sığ bir insan olan Frederic ile konuşmak neredeyse bir işkencedir. Bir güzel sanatlar öğrenicisi aynı zamanda zeki, mantığını kullanmayı seven Miranda bir yandan ondan tiksinirken bir yandan da ona yardımcı olmayı ister ama ikili arasındaki ilişkinin dinamikleri sürekli değişmektedir, Miranda adamın kendisini serbest bırakması için farklı yollar dener.
Kitap bir kaç kısımdan oluşuyor, ilk bölümde olayları Frederic'in ağzından dinliyoruz, sonraki bölümde Miranda anlatıyor olanları ve son bölümde olayların nasıl sonlandığını öğreniyoruz. Ne olacak diye merakla okudum ama dediğim gibi bunun dışında beni etkileyen bir roman olmadı, biraz da sinirimi bozdu açıkçası. Bir de ekleyeyim benim okuduğum kitapta bir sürü yazım hatası olması rahatsız etti beni, çeviri de çok iyi değildi sanki. Benim çok da parlak bulmadığım kitap hakkında yazılanlara bakılırsa kitapta aynı zamanda üst sınıfa mensup (aslında orta sınıf ama) Miranda ile alt sınıfa (alt sınıf değil de aslında kültürsüz ve sığ) Frederic üstünden sınıflar arası çatışma konusu da irdelenmekteymiş, ben pek katılmıyorum bu yoruma çünkü dediğim gibi aslında bu iki kişi arasındaki çatışmanın pek de sınıfsal boyutu yoktu, hayata bakışlarındaki farklılık bireysel bazdaydı ve bunun dışındaki farklar zaten Frederic'in bir psikopat olmasından kaynaklanıyordu. Dediğim gibi sürükleyici, yazarın yaşatmak istediği duyguları başarılı bir şekilde veren ancak anlamsal açıdan çok da bir şey aramamanız gereken bir roman, keyifli okumalar.
Koleksiyoncu ilk Fowles kitabımdı, çok uzun zaman adını duymuş, okuduğumda niye bu kadar beklemişim diye üzülmüştüm. Bir kitabı sevmenin çok net bir matematiği yok diye düşünüyorum, en azından kendi adıma. Bazen içindeki herhangi bir bölüm bunu belirleyebiliyor, mesela yazdığın gibi bir kitabın tamamı boğucu ve anlamsızdır fakat sanattan bahseden birkaç sayfa genel düşünceyi / hissi değiştirecek kadar iyi gelebilir, hiç belli olmuyor bu işler.
YanıtlaSilÇeviri de gerçekten çok mühim, bir kitaptan nefret etmeye sebep bazen. Yazın için teşekkür ediyorum, yorumumun da fazla 'bilmiş' olmadığını umuyorum :) Sevgiler.
Haklısın Bibliocum mesela kitapta resimle ilgili sohbetler özellikle hoşuma gitti, diğer taraftan sanırım çeviri ve yazım hatalarıyla ilgili olarak kopukluklar beni rahatsız etti, biraz da soğuttu. Bir de Frederic'in kişiliği beni rahatsız etti -evet bu bir roman ama- yine negatiflik hissettim:) rica ederim bu güzel yorumun için çok teşekkürler, sevgiler:)
YanıtlaSilHoş bir kitaba benziyor bunu da ookumalı.Tanıtım için sağol..
YanıtlaSilEvet merak uyandırıcı bir kitap, yorumunuz için ben teşekkür ederim:)
YanıtlaSilgeçen gün mimde yazdım. fowles benim ilk beşimde yaaa :) hesse proust fowles h.miller c.castaneda.
YanıtlaSilbu kitap çok iyi. ayrıntıdan okudum. bak filmi de çok iyi ki. :) fransız teğmen de çok iyi bak "büyücü"yü oku diğer bütün kitaplarını oku. birinde bi ressamı anlatıyor. bu yazar dorsetliymiş. aklımda gidip görcem orayı :)
Evet okudum benim ilk besim Orhan Pamuk, Yukio Misima, Haruki Murakami, Stephen King var:) Ben aslinda ressamli Roman zannedip okudum bunu:))
YanıtlaSilHımm, e ben Fowles'ı okuma listemde sonlara atarım o zaman :))
YanıtlaSilNardacım kötü etkilemeyeyim seni:)) ama yazarın daha güzel kitapları var bence mesela ben Fransız Teğmenin Kadını'nı daha çok beğenmiştim, sevgiler:)
Silyok yok, liste o kadar kabarık ki her türlü elemeye ihtiyacım var :)
YanıtlaSilsorma Nardacım o kadar çok şey var ki okunacak, liste hiç kısalmıyor ama:))
Sil