Şu aralar Zen konusuna ilgi duyuyorum, konuyla ilgili kitapları araştırırken bu romanla karşılaşınca hemen okuma listeme ekledim. Okyanus Yayınları’ndan 2000 yılında çıkmış olan 109 sayfalık kitap, Japon Akutagawa Edebiyat Ödülü’nü kazanmış. Yazar 1930 doğumlu, bir dönem kazandığı bir bursla Amerika’da yaratıcı yazarlık kursu almış, ancak şu an Mühendislik Fakültesi’nde profesörmüş. Kitap gerçekten ilginç, kitabın anlatıcısı Kimura ailesinin babası, 10 yıl Amerika’da kaldıktan sonra Japonya’ya dönüp evlenmiş, iki de çocuğu olmuş.Yeni taşındığı mahallede dolaşırken bir Zen tapınağı keşfediyor ve sonra sohbet ettiği rahibeden etkilenerek Pazar günleri tapınağa zazene (Zen meditasyonu) gitmeye başlıyor, 3. Sınıfa giden oğlunu da yanına alıyor. Bir gün oğlu ‘ben Zen keşişi olmak istiyorum’ deyince rahibe dışında herkes çok şaşırıyor, herkes gülüp geçiyor ve bunu bir şaka olarak alıyor ancak yıllar geçtikçe çocuk bu isteğinden vazgeçmiyor. Çocuğun ciddi olduğu görülünce –babasının da teşvikiyle-keşiş olmasına karar veriliyor, böylece adı değiştirilip ailesinin kütüğünden siliniyor, keşişlik töreni yapılıyor ve orta okulu bitirince de tapınağa yerleşiyor. Ama bu süreç çocuğun ailesi için çok zor oluyor, çünkü çocuğun ailesiyle görüşmemesi gerekiyor. Bunun sebebi Zen’de hiç bir şeye tutunmamak zihnen tam olarak özgürleşebilmek gerekliliği. Kitapta Zen oldukça sade ve güzelce açıklanmış, bir Zen kitabını okuyup da anlayamadığız şeyleri bu romanla anlayabilirsiniz. Ben kitabı çok beğendim, eğer Zen’e ilginiz varsa –veya yoksa da – kitabı ilginç bulacağınızı düşünüyorum. Keyifli okumalar ve herkese iyi bayramlar:)
Resim:http://www.plathey.net/livres/japon/photos/miura-zen-sekka.jpg
Eren Zen konusu çok ilgimi çekmiyor ama bilmediğim konuları öğrenmek hoşuma gidiyor. O yüzden alıp okumak istiyorum.
YanıtlaSilİyi bayramlar :)
Aslıcım hikaye olarak da ilginç, yazar özellikle ailenin psikolojisini güzel işlemiş. İyi bayramlar:)
Silaldık notumuzu bakalım , bir de sıra ne zaman gelire cevap bulursak tam olur:D
YanıtlaSilbenim de okunacaklarım dağ gibi oldu evet:)
Silzen çok severim ben yaaaa.
YanıtlaSilhani yazmıştım, zen eti zen kemiği, onu bul bak.
bi de yanda bulmuşsun zaten.
yol yayınları söz yayınları.
ilhan güngören
nevzat erkmen.
zenle ilgili yayın var iyi.
çok ilgi duyarım ben de.
gündelik hayatta zen.
bunun için biraz temizlik de yapmak gerekiyor.
herşeyi atmak filan yani.
ay en sevdiğim konu ya.
daha önce yazmıştım bak.
kim ki duk "dört mevsim" i izle bak.
bi de "tanrılar okulu" nu okusana.
d.t suzuki var bi de.
bi deee matsuo başo ve kobayashi issa.
zen meditasyonuuuu.
:)
vay Deep sen konunun uzmanı çıktın:) evet senin Zen ile ilgili yazını okumuştum,bulurum dediklerini,ilginç bir konu cidden,temizlik şart sadeleşmek şart ama zor değil mi? bence en zoru da bağlarından kurtulmak,mesela bu romandaki çocuk -bence çocuk olduğu için daha kolay uyum sağladı tapınak hayatına ve bağlarını koparmaya-.dört mevsimi izleyeyim, tanrılar okuluna bakmıştım biraz,sağ ol harika tavsiyelerin için:)
Sil