Mayıs 2015’de Altın Kitaplar’dan çıkan kitabımız Canan Kim tarafından çevrilmiş, 390 sayfa. Kitabın arkasındaki yazıda ;
“Elli yıllık bir dönemi anlatan ve Stephen King’in şimdiye dek yazığı en dehşet verici sonla noktalanan Diriliş, King’in neden “dünya edebiyatının merkezinde olduğunu” (Margaret Atwood, New York Times) tartışma götürmez bir şekilde kanıtlayan eşsiz bir şaheser,”
diye yazılmış.
Bence oldukça iddialı bir tanımlama olmuş gerçi. Kitabın sonu kısmına ileride değineyim ben…
Konumuza gelelim, Jamie Morton küçük bir Amerikan kasabasında yaşayan beş çocuklu, orta halli ve dindar, bir ailenin en küçük çocuğudur. Bir gün kasabalarına Charles Jacobs isminde genç bir rahip atanır, adamın güzel bir karısı ve küçük bir de oğlu vardır. Rahip Jacobs genç olmasına rağmen çok sevilir, herkes karısına hayrandır, küçük oğluna herkes deli olur. Genç rahibin en büyük hobisi ise elektriktir, bütün boş vakitlerinde elektrikli aletler yaparak geçirir. Hatta bir keresinde Jamie’nin ağabeyi Conrad’ın bir kaza sonucu kaybettiği -ve herkesin artık umudu kestiği- sesini bir elektrikli aletle birkaç dakika içinde geri döndürür. Bu mucize herkesi şoke eder. Bu olaydan kısa bir süre sonra rahip eşini ve oğlunu korkunç bir kazada kaybeder. Bu olaydan sonra rahip inancını kaybeder ve bir Pazar günü herkesin “korkunç vaaz” diye hatırladığı bir vaazla bunu bütün kasabaya ilan edince de işinden olur ve kasabadan ayrılır. Jamie çok sevdiği adamla dokunaklı bir şekilde vedalaşır ama bu onunla son görüşmesi olmayacaktır. Jamie büyür, müzisyen olur ve “jokerim” dediğim rahiple garip şekilde karşılaşmaya devam eder. Rahip artık çok ünlüdür, mucize iyileştirmeleriyle bir televizyon yıldızı olmuştur. Ama esas şok hiç beklenmedik bir şekilde gelir…
Ben kitabın özellikle ilk başlarını çok sevdim, Stephen King Jamie’nin çocukluğunu, gençliğini, aile ilişkilerini, ilk aşkını o kadar güzel anlatmış ki… Rahip Jacobs’ın o zamanki durumu da çok sürükleyici. Bu arada kendisi de yanlış hatırlamıyorsam bir müzik grubunda gitar çalan Stephen King, bu romanında hem konu hakkındaki bilgisini hem de dönem şarkılarını çok hoş bir şekilde kullanmış. Romanda Rahip Jacobs’ın zamanla değişimini takip etmek ilginç, elektrik gibi gizemli bir konuyu işlemesi merak uyandırıyor. Bu arada kitabı almadan önce kitapyurdu yorumlarına baktım ve çoğu yorumda “kitabın sonundaki fikirler dehşet uyandırıyor” tarzı cümleler gördüm, bu nedenle de kitabın sonuna kadar merakla okudum ama bu açıdan pek de tatmin olmadım açıkçası. Yanlış hatırlamıyorsam King’in çoğu romanı mutlu sonla biter, bu ise pek öyle değil, evet. Ama dediğim gibi kitabın son bölümü fantastik sahneler açısından beni pek de tatmin etmedi, “O” romanını okumuş olanlar benzerliği görebilir bu arada. Yine de güzel bir romandı, King romanı neredeyse 9 ayda yazmış. Bu romanı en son okuduğum Kim Bulduysa Onundur’dan daha çok beğendiğimi de ekleyeyim. Keyifli okumalar.
Dean Koontz ve King adamlarımdır benim.
YanıtlaSilKoontz'dan da bir kaç roman okumuştum ama adamım King:)
SilS. King yazdığı tür nedeniyle okumaya hiç yeltenmediğim bir yazar, oğlum Kara Kule serisini okuyup çok sevince belki bir gün bende okurum diye düşünmüştüm ama kaldı öylece:) Sevgiler:)
YanıtlaSilÖnyargılı olmayın derin Gül Hanım, özellikle Kara Kule serisi gerçekten çok etkileyicidir, tavsiye ederim:) yorumunuz için teşekkürler, sevgiler:)
Silo zaman aklımda olsun :D
YanıtlaSilgüzel bir kitaptı Eylem'cim, sevgiler:)
Sil