Sayfalar

2 Ağustos 2016 Salı

Huzur - Ahmet Hampi Tanpınar

Uzun zamandır okumak istediğim bir romandı Huzur. Önceden yazarın Saatleri Ayarlama Enstitüsü isimli romanını okumuş ve çok sevmiştim. Huzur'un bambaşka bir üslupta yazılmış olduğunu biliyordum ama. Dergâh Yayınları'ndan 2015 yılında çıkan 24. baskısını okudum. Kitap 413 sayfa. Başında Mehmet Kaplan tarafından yazılmış "Tanpınar Hakkında Birkaç Söz" ismiyle dört sayfalık bir önsöz var.

Ahmet Hamdi Tanpınar 1901'de doğmuş, babası 'kadı'ymış, dolayısıyla çocukluğunda pek çok yer gezmiş.Edebiyat fakültesini bitirmiş ve öğretmenlik yapmış. Bu arada şiirler yazmış. 1933'de Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik ve mitoloji hocalığı yapmış. 1939'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat kürsüsünde profesör olmuş. Ayrıca millet vekilliği de yapmış. 1962'de vefat etmiş. Kendisi çok centilmen, karizmatik ve yakışıklı biriymiş diye duymuştum ayrıca:) Huzur'u 1949'da, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü 1961'de yazmış. Bunun dışında Beş Şehir, Aydaki Kadın, Yaz Yağmuru, Mahur Beste gibi eserleri de biliniyor.

Huzur 4 bölümden oluşuyor. Birinci bölüm İhsan, ikinci bölüm Nuran, üçüncü bölüm Suat, son bölüm ise Mümtaz. Olaylar 1939'da geçiyor. Romanın ana kahramanı Mümtaz. 26 yaşında bir genç, anne ve babasının vefatından sonra akrabası İhsan ve eşi Macide'nin yanında büyümüş. Ancak İhsan hastalanıyor ve onların manevi oğlu gibi olan Mümtaz, ağabeyinin sağlığı için koşturup duruyor. Bu arada Şeyh Galip üstüne bir kitap yazmaya çalışıyor. Bir gün vapurda Adile ve eşi Sabih ile karşılaşıyor, bu sırada eşinden yeni ayrılmış Nuran ile tanışıyor ve aralarında bir aşk başlıyor. Yalnız bu aşk gerek Mümtaz'ın aşk konusundaki tecrübesizliği, gerek dostlarının kıskançlıkları, gerekse patlamak üzere olan dünya savaşının getirdiği sıkıntılar nedeniyle yıpranıyor. Oysa Mümtaz huzur arıyor. Bu aşkın sonu ilk bölümden belli olsa da bu sona nasıl gelindiğini aşama aşama anlatıyor yazar.

Romanın ilk bölümü adeta beni mest etti, Tanpınar adeta düz yazı görünümlü bir şiir yazmış. Mümtaz mısır çarşısını geziyor mesela, ama o tasvirler beni benden aldı. Tanpınar bir ressam gözüyle "çizmiş" romanını. Örneğin Mümtaz güvercinlerin havalanışını görmek ister ve

"... Mümtaz'ın istediği o masal gemisi, lodos dalgası yine kurulmadı. Sadece mavi küçük dalgaları, iç içe, halka halka çizgilerle birbirinden ayrılmış, primitif tablo denizi yavaşça iştahsız bir alkış gürültüsü ile, adeta ıslak bir gürültü ile alçaktan uçarak biraz öteye, bir başka yem serpenin ayakları dibine gitti." (sayfa 49)

İkinci bölümde Mümtaz ve Nuran aşkı yaşanmaya başlar. Mümtaz çaresiz bir aşıktır, aşkı karşılık bulduktan sonra bile şüpheler peşini bırakmaz. Özellikle bu bölümde İstanbul bir roman kahramanı gibi öne çıkar. Nuran ve Mümtaz İstanbul'u, Üsküdar'ı gezip dururlar. Üçüncü ve dördüncü bölümde ise aşklarında sorunlar başlar. Özellikle sonlarda savaşın ayak sesleriyle beraber insanların gerilimleri de artar.

Başta da dediğim gibi ilk bölümü çok sevdim, bir çok cümlenin altını çizdim, yalnız son iki bölümde sıkıldığımı itiraf edeyim, karakterler arasında sürekli felsefi, sosyolojik bir takım tartışmalar olması benim ilgimi azalttı. Mehmet Kaplan ise yazısında benim aksime Tanpınar'ın bu sosyolojik ve felsefi aktarımlarını metne ustalıkla yedirdiğini yazmış:) Kısacası ne olursa olsun okunması gereken bir roman. Ben yazarın şiirlerini de okumak istedim bu romandan sonra. Keyifli okumalar:)

8 yorum:

  1. Yazar kitabın isminde ironi yapmış gibi gelmişti bana... bu kitap neyi anlatıyor dense huzursuzluğu derim... Tanpınar hakkında laf etmek bana düşmez ama kitabı sevmemiştim bunu da açıkça söylemek gerek diye düşünüyorum... sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Huzursuz Mümtaz'ın huzur arayışı..:) Ben sevmedim diyemem çünkü ilk bölümü çok beğenmiştim, ikinci bölüm de fena değildi ama sonrasında sıkıldım ben de.. yorumunuz için teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  2. tanpınar bence çok önemli. huzur okudum ama hiç hatırlamıyom. beş şehir üzerine edebiyat incelemeleri yapmıştı alberto manguel. romanın izini sürüp beş şehri gezmişti. yaz yağmuruuuu o kadar güzel kiiii :) bir de eskiyi okumak güzel belgesel gibi. bi deee, bizim şu güvercinler böyle de anlatılabiliyor he :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaz yağmuru yağar içime, bir garip aşk... nasıldı unuttum:)) not aldım Deepcim teşekkürler:) evet öyle güzel, düşündürücü betimlemeler vardı ki, ilk bölümde bir sürü cümlenin altını çizdim:)

      Sil
  3. ne kadar zaman önce okuduğumu bile hatırlamıyorum iyi mi :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. blogunda göremedim, eskiden okumuşsundur belki:) nedense pek kimsede iz bırakmamış huzur, bak deep de hatırlamıyor kitabı:))

      Sil
  4. Türk Edebiyatı'nın şahserlerinden çok severim Tanpınar'ı <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de, sen son Yaz Yağmuru isimli öykü kitabını aldım, okumak için sabırsızlanıyorum..:)

      Sil