Zamanında Mehmet Ali Erbil’in İrfan Galip rolünü oynadığı filmi izlemiş ve çok sevmiştim. Dolayısıyla Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç’ı okumak aklımdaydı. 1910 yılında yazılmış bu eserin telif hakkı çoktan beri olmadığından pek çok yayınevi tarafından basılmış. Ben Alter Yayınevi’nden 2015 Haziran baskısını okudum. Doğrusu dizgisi oldukça kötüydü.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın daha önce Gülyabani isimli romanını okumuştum, birkaç tane de ismini şu an hatırlayamadığım romanını okumuş olabilirim. Kendisi daha çok güldürü türünde eserler vermişse de hayatı zorlu geçmiş. Üç yaşında annesini kaybedip Girit’e babasının yanına gönderilmiş, altı yaşında babası evlenince tekrar İstanbul’a anneannesinin yanına gönderilmiş. Lisede ciddi bir rahatsızlık geçirince okulu bırakmak zorunda kalmış. Sonrasında çeşitli işlerde çalışmış, çoğunlukla hayatını yazarak kazanmış. Milletvekilliği de yapmış olan yazarımız 51 yaşından, rahmetli olduğu 80 yaşına kadar hayatını Heybeliada’da sürdürmüş.
Gelelim esere, 75 yılda bir yörüngesi dünyanınkiyle çakışan Halley kuyruklu yıldızının 1910 mayısında yine gelişi beklenmektedir, gazetelerde çeşitli kıyamet senaryoları yazılmakta, halk büyük bir korku içinde sözde kıyamet gününü beklemektedir. İrfan Galip isimli okumuş, bilime meraklı bir genç, halkın özellikle de kadınların korkusunu görüp onları aydınlatmak üzere evinde konferans vermeyi kararlaştırır. Haftada bir akşam kadınları toplayıp onların anlayacağı dilde Halley hakkında bilgilendirir. Kitabın büyük bir bölümü Galip’in bu konuşmalarından oluşuyor, ancak bu konuşmalarda onlara bilgi vereceğine Halley’le ilgili gördüğü rüyalarını anlatıyor! İşte ben işin bu kısmını anlamadım… Galip bu konuşmalarla kadınların ilgisini üzerine toplar ve bir gün isimsiz bir mektup alır bir kadından. Kadınların hayalini süsleyecek yakışıklı bir erkek olmadığından uzun zaman kadın düşmanı olan Galip bu mektuptan çok etkilenir, görmeden aşık olur mektubu yazana. İşte bir taraftan Halley’in korkusu, bir taraftan bu aşk Galip’i sudan çıkmış balığa çevirir.
174 sayfalık bu romanın ikinci yarısı da Galip ve kızın mektuplaşmalarından oluşur. Yazar gerçekten de 1910 yılında Halley hakkında gazetelerde çıkan korkutucu haberlerden esinlenerek yazmış bu romanı. Kitabın sonuna eklediği notta “Şu satırları okuyanlar içinde 1985 senesine kadar hayatta kalacak şanslılar varsa geçirdikleri şu tecrübeye dayanarak gelecek çocuklarımıza, yalancılara kulak asmamalarını tavsiye etsinler…” diye bir cümle var. İşte ben de şimdi diyorum ki, şu satırları okuyanlar içinde 2060 senesine kadar hayatta kalacak şanslılar … : )))) Bir klasik olarak okumak isteyebilirsiniz bu eseri, zaten Milli Eğitim Bakanlığı’nın tavsiye ettiği 100 temel eser içinde yer alıyormuş. Keyifli okumalar dilerim
Ben 1985 yılındaki Halley 'in dünyadan geçişini çok net hatırlıyorum filmi çok eğlenceliydi. Kitabı okumadım. Sevgiler Eren'cim☺
YanıtlaSilFilmi herhalde çoğu kişide iz bırakmıştır, Mehmet Ali Erbil'in o roldeki hali hep gözümün önünde:) yorumunuz için teşekkür ederim, sevgiler:)
SilÇook güzel ve naif bir kitaptı. allah gani gani rahmet etsin.. bi duygulandım nedense
YanıtlaSilYa evet yazarın hayatına da göz atınca zorlu geçtiği görülüyor, her şeye rağmen böyle güzel, neşeli eserler vermiş. Allah rahmet eylesin.. çok teşekkür ederim yorumunuza, sevgiler:)
SilAh eski kitaplar... :)
YanıtlaSilSevgiler! :)
ESki kitapların yeri bambaşka Mert'ciğim, teşekkür ederim yorumuna, sevgiler:)
SilBu arada, Instagram'ınız var mı? Ben orayı da aktif kullanıyorum, varsa beklerim! :)sevgiler, iyi akşamlar... :)
SilMaalesef instagram kullanmıyorum Mert'cim, ama çok teşekkür ederim, sevgiler:)
SilBu kitabı ilk kez duyduğum yer lise yıllarımda okuduğum Bir Genç Kızın Gizli Defteri kitabı. orada Serra bu kitabı okuyor ve çok gülüyordu. o günden beri ben de okumayı düşünüyorum ama yazarın hiçbir kitabı denk gelmedi. Okuma listeme ekledim :-)
YanıtlaSilAa öyle mi, Bir Genç Kızın Gizli Defteri'ni ben de çok severdim:) umarım seversin, sevgiler:)
Silçok uzun zaman önce , zannederim lise döneminde okuduğum kitaplardan biriydi , iyiydi zaten eskilere yrı bir sempatim var , neden bilmem :D
YanıtlaSilevet Eylem'cim klasiklerden ki o klasikler bizi hiç yanıltmaz:) sevgiler:)
Silya bunun taratorası :) çok iyi yaaaa şehir taratorası idi sanırım çok tatlıııı :) ay bak hüseyin rahminin evine gitcektim heybelide du gideyim :)
YanıtlaSilaa taratorasını bilmiyordum bak, ama bu sezon yok galiba, bulursam gideyim, saol:)
SilKitabını okudum çok güzeldi.☺ Ama filmini bir türlü bulamadım. Yardımcı olur musunuz?
YanıtlaSilMaalesef özellikle eski Türk filmlerini internette bulmak biraz zor :) umarım bulabilirsiniz, çok teşekkür ederim yorumunuza, sevgiler :)
Sil