Özellikle son dönemde magazin basınında Adriana Lima ile yaşadığı aşk ve bunun gerçek olup olmadığı tartışmaları ile gündeme geldi Metin Hara. Tam da bir üçleme olan serinin ikinci kitabı olan Dem’in yayınlanışı ve ilk kitap Yol’un İngilizce baskısının yayınlanışıyla aynı günlere denk gelmişti bu aşk. Bense aynı günlerde Yol’u okuyordum...:)) Kusura bakmayın biraz absürt bir giriş oldu. Aslında Metin Hara ismini duymam çok daha eskiye dayanıyor. Kendisi henüz kitabını çıkartmamışken bir arkadaşım İnsanaGüven’e devam ediyordu ve Metin Hara’dan övgüyle söz ediyordu. Sonra Yol 2014 Mayısında yayınlanınca bana da mutlaka okumamı önermişti. Bir kitapçıda kitabı karıştırdığımda “bildiğimiz şeyler” demiş ve alıp okumayı düşünmemiştim.
Ama bir kaç ay önce enteresan bir şekilde kitabı yolda (!) buldum:) Kitabın kapağındaki ibarelerden başlayayım önce “Yeniçağın Dervişi’nden Aşkın, Yeniden Doğuşun, Farkındalığın, Sınırsızlığın, DEğişimin ve Şifanın Yol Rehberi...”
Kitap 12 bölüm ve 407 sayfadan oluşuyor. İlk bölümde yazar kendi hayatını ve bu yola neden çıktığını anlatıyor. Oldukça engebelerle, mücadelelerle dolu bir hayat gerçekten. Ama en başından beri hayatta ne yapması gerektiğini ve amacını biliyormuş, bu açıdan ne kadar karanlık bir ormanda da olsanız pusulanızın size her zaman kuzeyi gösterdiğini bilmek içinizi rahatlatan bir şey.
Kitapta adım adım anlatılan bir yol haritası var. Yazar gerek kendi hayatından gerek danışanlarının hayatlarından örneklerle anlatmış her şeyi. Hayatımızı değiştirmek için ilk adım beta beyin dalgasından çıkmak. Beta beynimizin ürettiği en yüksek frekans, bu de korku, endişe ve stres gibi duygularda ortaya çıkıyor normalde, ancak biz sürekli bu frekansla yaşıyoruz ve bu nedenle farkındalığımız çok düşük. Bu frekanstan çıkıp hem sakin ve huzurlu olabilmek hem de hayatımızda istediğimiz değişimleri yakalayabilmek için yazar çok basit bir teknik olan Sufi nefesini öneriyor. Sufi Nefesinde burnumuzdan aldığımız nefesi (4), yine burnumuzdan ama daha uzun, hemen hemen iki katı sürede (8) veriyoruz. Her gün 10 dakikalık bir egzersizin bile büyük değişimler meydana getireceğini iddia ediyor yazar.
Düşünce gücü konusunda daha önce de pek çok kitap okumuştum ve olumlu düşünmenin hayatımızda pek çok pozitif etki meydana getireceğine inanıyor, zaman zaman da bunu deneyimliyorum:) Yazar beta frekansından çıktığımızda zaten bütün güzel değişimlerin otomatik olarak gerçekleşeceğini anlatıyor, çünkü pozitif bir zihin poztif olayları çekecektir. Metin Hara’nın bir diğer önemli düşüncesi de yaşadığımız her şeyin sebebinin ve çaresinin biz de olduğu. Buna inanınca her şey bambaşka bir hale geliyor çünkü çoğumuz yaşadığımız olumsuzluklardan başkasını sorumlu tutma eğilimindeyizdir, ya küçükken ailemizin tutumu bizi bu hale getirmiştir ya hakkımız yenmiştir ya da yıldızları kötü etkisi altındayızdır, ama Metin Hara buna karşı çıkıyor, en önemlisi ne yaşamış olursak olalım bunu geçmişte bırakmayı ve yine de zihin yapımızı değiştirmeyi seçebiliriz. Kitapta oğlunu kaybetmiş bir anne gibi uç örnekler de var ama bu kişiler bile yaşadıklarını aşmayı başarmış, o acı daima var olmaya devam edecek ama artık hayatı darma duman edemeyecek.
Bir de “şifa” konusu var, Sufi nefesiyle birleştirerek şifa topları yapıyorsunuz, ama bu öyle basit bir şey ki (çoğu kişi bunun basitliği karşısında hayal kırıklığına uğruyor), her şeyin temelinde hayal etmek yatıyor. Aslında beta beyin dalgasından çıkmak bile yeterli, o zaman hayal ettiklerinizi gerçekleştirmek, şifa bulmak ve her şey mümkün.
Ben kitabı çok sevdim. Başlarda açıkçası yazarın “sevgi kelebeği” tarzını biraz itici bulduğumu itiraf edeyim ama sonra alıştım, onun zihin yapısıyla bağdaştırdım bunu. Bu arada ben kitabın ocak 2015’te çıkan 120. baskısını okudum. Bir de “yeniçağ dervişi” falan gibi şeyler yazılmasa daha iyi olurmuş. Yani yaarın yaşadıkları gerçekten insana bunu düşündürüyor ama kapağa kendi resmini koyması ve benzeri şeyler onun kendisini çok fazla öne çıkardığı izlenimini veriyor. Savunduğu ve insanlara göstermeye çalıştığı, basitliğini, ulaşılabilirliğini gösterdiği fikirlerin yanında bu tavrıyla -benim gibi anti-popülist- kişiler için biraz itici oluyor. Kitabı yolda bulmasam hala okumamış olacaktım, oysa şu an egzersizleri düzenli yapmaya çalışıyorum :)) Bütün bunlara rağmen size -eğer varsa- önyargılarınızı kırıp kitabı okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
Adriyana ile olan ilişkisi iyi reklam oldu. Ben kitabın varlığını bu şekilde öğrendim. Lakin kapağında kendi resminin olması beni çok itiyor ne zaman okurum bilinmez...
YanıtlaSilHaklısınız bu popülerlik falan insana itici geliyor ama kitaba bir şans vermenizi tavsiye ederim, yorumunuz için teşekkürler, sevgiler:)
SilAdriana Lima olayı ortaya çıkana kadar bu ismi hiç duymamıştım o esnada fark ettim ve yazar olduğunu duyunca da daha çok şaşırdım madem yazarmış ben niye bilmiyorum diye:) neyse sayenizde öğrenmiş oldum:) Tür bana uygun olmasa da pozitif düşünmenin iyi bir şey olduğuna katılıyorum. Teşekkürler, sevgiler:)
YanıtlaSil:) Evet Adriana Lima olayı epey yankı yaptı, çoğunlukla bildiğimiz şeyleri güzel bir paket haline getirmiş yazar, teşekkür ederim yorumunuza Gül Hanım, sevgiler:)
SilBen daha önceden tanıyordum.Fizyoterapist.Sağlık camiasından ve kişisel gelişimle de ilgilenince bizim için baya tanıdık.Yol kitabını da okumuş beğenmiştim.Çok popüler olunca biraz gözümde antipatikleşti diyebilirim :(
YanıtlaSilEvet tahmin ederim Yurdagül Hanım, çok haklısınız ben de biraz öyle hissediyorum, yorumunuz için çok teşekkür ederim, sevgiler:)
Silpek sevdiğim konular benim deeee :)
YanıtlaSilokuması da çok keyifli Deepcim, sevgiler:)
SilHep gözüme ilişiyordu ama tıklayıp okumuyordum, Adriana Lima ile çıkan adam buymuş demek. :)))Ben hiçbir kitabını okumamıştım, emeğine sağlık canım, çok teşekkürler. Sevgiler:)
YanıtlaSilikinci kitabı da yeni çıktı Müjde Abla, çoğu kişi yazarı medyatik olduktan sonra tanıdı:) teşekkürler yorumunuza, sevgiler:)
Sil