Doğan Kitap, Vintage Yayınevi’nin Hogarth
Shakespear serisini Shakespear Yeniden adıyla dilimize kazandırıyor. Seri,
ölmümünün 400.yılı dolayısıyla başlatılmış, ünlü eserlerinin çağdaş yazarlar
tarafından yeniden yorumlandığı roman serisi. Seride bu kitap dışında Jeanette
Winterson’un Kış Masalı’nı yeniden yorumladığı Zaman Boşluğu (çevrilmiş), Anne
Tyler’ın Hırçın Kız’ı yeniden yorumladığı Sirke Kız, Howard Jacobson’un Venedik
Taciri’ni yeniden yorumladığı Benim Adım Shylock, Edward St.Aubyn’ın Kral Lear
yorumu, Tracy Chevalier’in Othello yorumu, Jo Nesbo’nun Macbeth yorumu ve
Gillian Flynn’ın Hamlet yorumu bulunuyor. Gördüğüm kadarıyla şimdilik sadece
Zaman Boşluğu çıkmış bu kitabın dışında. Daha önce Jeanette Winterson’un Bedende
Yazılı kitabını okumuş ve beğenmiştim, dolayısıyla Zaman Boşluğu ilgimi
çekebilir diye düşünüyorum.
Kanadalı yazar Margaret Atwood’un Kör
Suikastçi kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Cadı Tohumu, yazarın Shakespear’ın
ünlü ve en beğenilen eserlerinden olan Fırtına’yı yeniden yorumu. Bu kitabı
okumadan önce İş Bankası Yayınları’ndan çıkan Fırtına oyununu da okumuştum,
gerçi Cadı Tohumu’nun sonuna bu oyunun özetini eklemişler ama orijinalini
okumak çok daha keyifli oldu tabi ki.
Fırtına’dan kısaca bahsedecek olursak
Milano Dükü Prospero, yerine geçmek isteyen hain kardeşi ve yardakçıları tarafından
3 yaşındaki kızı Miranda ile beraber su alan bir tekneye bindirilip sürülür,
ancak şans eseri Prospero ve kızı ıssız bir adaya ulaşıp hayatta kalmayı başarırlar.
Kendisini kitaplarına, büyü ve sihire veren Prospero, adada yaşayan yabani
Caliban’ın ( gönülsüz) ve cin Ariel’in hizmetleriyle yaşamını sürdürür. 12 yıl
sonra garip bir tesadüfle Prospero’nun bahtsızlığından sorumlu kişiler
-Ariel’in de işiyle- deniz kazası geçirip Prospero’nun adasına düşer. Yıllarca
intikam arzusu ile yaşayan Prospero bu fırsatı çok iyi değerlendirecektir...
Atwood 326 sayfalık bu romanında, ilginç
bir kurgu ile oyunu günümüze uyarlamış. Çok başarılı, orta yaşını geçmiş bir
sanat yönetmeni olan Felix, çok güvendiği sağ kolu Tony tarafından türlü hile
ile işinden edilir. Bu darbe ile yıkılan Felix eski hayatını tamamen geride
bırakıp 3 yaşında kaybettiği biricik kızı Miranda’nın hayali arkadaşlığı ile
her türlü konfordan uzak bir kulübeye yerleşir. Uzun zaman kendiyle başbaşa
kaldıktan sonra yeni bir kimlikle Fletcher Hapishanesi’nde mahkumların
rehabilite edilip yeni beceriler kazanması için açılan bir kursa eğitmen olmak
için başvurur. Sonuçta orada her sene Shakespeaer oyunları oynanır hale gelir,
Felix de onların çok sevilen tiyatro öğretmeni ve yönetmeni olur. Aynen Fırtına
oyununda olduğu gibi şans Felix’e güler ve ona oyun oynayanlar cezaevine
sergilene oyunu görmeye ve bir nevi denetleme yapmaya gelirler, aynen Prospero
gibi Felix de bu fırsatı çok iyi değerlendireceklerdir. Mahkumların
sergileyeceği oyun ise Fırtına’dır...
Moda Sahnesi'nde sergilenmekte olan Fırtına oyunundan bir sahne... Miranda ve Ferdinand...
İlk başta Atwood’un bu kadar benzer ve açık
bir tema kullanmasını, Fırtına oyununun öğelerini gözümüze sokmasını
yadırgamıştım doğrusu, ama resimde ‘espri kopya’ denen bu olguda örneğin sadece
orijinal resmin düzenlemesini kullanmak yeterli değil, eserin orijinalinin açık
bir şekilde hatıraltılması gerekiyor, dolayısıyla bu açıkça göstermelerin
olması gerekiyormuş, ayrıca Atwood bu unsurları o kadar ustaca kullanmış ki,
düşüncelerim tamamen değişti. Örneğin Felix’in kızı hayali Miranda (dikkat
biraz spoiler:) aslında Miranda’nın değil Ariel’in yerinde kullanılmış vs vs...
Sonuç olarak kitabı beğendim - bayılmadım
ama güzeldi diyebilirim. Sadece kitabın sonunda sanki biraz uzatılmış, tiyatro
oyunundaki her mahkum karakterinin oyundan sonraki olası kaderi hakkında yorum
yapıyor, bu kısım daha farklı olabilirdi diye düşünüyorum, sonuçta okur esas
hikayeyle ilgileniyor. Yine de dediğim gibi hoş bir kitaptı. Serinin diğer
kitaplarını da merakla bekliyorum ve Zaman Boşluğu’na da kesinlikle göz
atacağım. Shakespeaer seviyorsanız hele mutlaka bakın. Keyifli okumalar
dilerim.
Resim 2: http://mimesis-dergi.org/wp-content/uploads/William_shakespeare_dm.jpeg
Resim 3: https://twitter.com/yasarbayramgul (Oyunculardan Yaşar Bayram Gül'ün twitter'ından)
Orijinal eserlerin böyle yeniden yorumlandığını bilmiyordum, ilginç aynı zamanda. Gerçi benzer şeyler internet ortamında yapılıyor mesela Indiana Joness için bir dolu film öyküsü yazılmış. Bir tane de ben yazdım hatta:)))Indiana Jones 5 için. Sadece sinopsisi yazdım bıraktım:))Hırçın Kız'ı çok severim, dizisini de izlemiştim yıllar önce, Liz Taylor'lu olan filmini de. Demek yeniden uyarlanmış. Hoş olmalı:)
YanıtlaSilEmeğine sağlık Eren'ciğim,
Sevgiler:)
evet Müjde Abla hoş bir şey gerçekten, sizin elinizden çıkan Indiana Jones'u merak ettim doğrusu:) Hırçın Kız çok uyarlanmış bir eser sanırım, ben de 1-2 tanesini izlemiştim:) çok teşekkür ederim yorumunuza, sevgiler:)
Silbahsettiğiniz kitapların bazılarını biliyordum ama yeniden uyarlama olduğundan habersizdim. Öğrenmiş oldum çok iyi oldu teşekkürler:) Atwood'dan Tufan Zamanı'nı okumuştum sevmiştim de ama devam etmek kısmet olmadı. İyi okumalar olsun Eren Hanım Sevgiler:)
YanıtlaSilOkumadıysanız Kör Suikastçı çok beğendiğim bir romanı olmuştu, ben teşekkür ederim Gül Hanım, keyifli okumalar dilerim, sevgiler:)
Silalla alla çok ilginç bilgiler bunlaar. atwood un dizisini izlediim. handmaids tale :)
YanıtlaSilsağ ol Deepcim, evet bu senenin en iyi dizilerinden biri diyorlar, ben de bakmak istiyorum, sevgileer:)
Sil