Sayfalar

16 Eylül 2019 Pazartesi

İyi Aile Yoktur - Nihan Kaya


 

Önce yazarımızı tanıyalım, 1979 doğumlu, Boğaziçi Üniversitesi’nda İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu, Essex Üniversitesi psikanalitik çalışmalar merkezinde yüksek lisans, KiNg’s Collage’da doktora yapmış, devamında da psikoloji konusunda çalışmalarına devam etmiş. Ayrıca roman yazarı.

 
Daha önce okuyup burada paylaştığım Alice Miller’i okuyup çok etkilendikten sonra (kendisine ithaf ettiği) bu kitabı yazmış.


 

İthaki Yayınları’ndan Ekim 2018’de çıkan kitabımız 290 sayfa ve 4 bölümden oluşuyor.
 
Çocuğun ne kadar hassas varlıklar olduğunun farkında değiliz, aslında toplum, inançlar, gelenekler sürekli çocuğu “sözde” yüceltse de aslında pratikte durum hiç böyle değil. Yani ben burda çok gelişi güzel anlatıyorum ama; çocuk aslında düşündüğümüzden çok daha hassas ve “çocuğun iyiliği” vs benzeri bir temelde dayandırarak yaptığımız “sözde iyilikler” bile çocuğa zarar veriyor. Mesela onun doyma algısını hiçe sayarak ona zorla yemek yedirmek veya sevmediği bir şeyi zorla yedirmek, aslında onun kendi bedeniyle ilişkisine zarar vermek, isteklerini hiçe saymak oluyor... Bu tabi en basiti. Diğer taraftan bana ilginç gelen başka bir örneği vermek istiyorum; toplumca “anne ve baba çocuğa cinsel tacizde bulunmuyorsa diğer herşey mazur görülebilir,” bakış açısıyla ilgili bu örnek; şimdi 36 yaşında olan bir erkek küçükken tv’de gördükleri her öpüşme sahnesinde dayısı gözlerini kapattığı için şimdi bile öpüşmekten rahatsızlık duyuyormuş, “dayısının davranışı onda cinsellikle ilgili bir soruna neden olduğu için bu bile bir cinsel tacizdir,” diyor yazar. Halbuki bu bizim gözümüzde ne kadar basit, sıradan bir davranış...
 

Ayrıca yetişkinlikle karşılaşılan bütün psikolojik sorunların temelinde çocukluk yaşantıları ve tabi ki ebeveynlerle yaşananlar olduğunu söylüyor (öncelikle Alice Miller) ve yazar. Çünkü çocuğun egosu henüz gelişmediği için zayıf ve her türlü yaralanmaya açık...
 
Bizim kendi anne-babalarımızdan gördüklerimiz, gelenek göreneklerimizle çok normal, masum gördüğümüz davranış kalıplarımız nedeniyle istemeden de olsa çocuğa olumsuz mesajlar veriyor olabiliriz. Örneğin buzdolabını izin almadan açamayan, odasının duvarına poster asamayan bir çocuk bu alanın kendisine ait olmadığını, orada ancak evin sahiplerinin (ebeveyninin) onayını aldığı sürece yaşayabileceğini hisseder (sevgi ve onaylama koşullara bağlıdır). Veya sokakta çocuğunuzla konuşmaya çalışan bir yabancıya, çocuğunuz cevap vermediğinde “aa niye konuşmuyorsun amcaya, merhaba de, öyle de böyle de, bırak da amca seni öpsün” dediğimizde, çocuğun seçimlerine saygı göstermemiş, onun bedeni üzerinde hakkımız olduğunu iddia etmiş ve onu tacizlere açık hale getirmiş oluyoruz. Bir yabnacıya kibarlık edeceğiz diye kendi çocuğumuzu hiçe saymış oluyoruz, ki bu çok sık yapılan bir hata... Benzer bir duruma yazar şöyle yer vermiş;
 

“Ailesi bu çocuğa iyi bir terbiye verememiş, adap öğretememiş,” derlerse?” gibi bir endişeniz varsa, bu endişenizi haklı gördüğünüz ölçüde onu çocuğunuzun mutluluğuna tercih ettiğinizi hatırlayın.
 
Yazar bunların temelinde çocuğa saygı duymamanın yattığına yer vermiş; çocuk sanki bizim bir uzvumuzmuş gibi davranıyoruz. Küçük ve savunmasız olduğundan, bize karşı duyduğu sonsuz ve sarsılmaz sevgi ve güvene, toplumun, geleneklerin sarsılmaz kurallarına “anne ve babaya itaat, anne ve babalığın dokunulmazlığına” sığınarak kimseye göstermediğimiz kötü tarafımızı onlara gösterebiliyoruz... Çünkü biz onun anne/babasıyız ve her davranışımız kabul görecek...
 

Bugün bile en basitinden “kimle evleneceğine hiç karışmadık” gibi “yüce gönüllü” yorumlar duyabiliyoruz sanki normali bu seçimi anne ve babanın yapmasıymış gibi... Çocuğun bir birey olduğunu -kaç yaşına gelirse gelsin - kabul etmek çok zor oluyor...
 
Ama unuttuğumuzu sandığımız çocukluk travmaları, kendimiz anne-baba olduğumuzda ortaya çıkıyor, onlarla o zaman yüzleşmek zorunda kalıyoruz.
 

Kitabın başlangıçta anne-babalara çok yüklendiğini düşünmedim değil, çocuğuna bağırmamış bir anne baba düşüenmiyorum mesela, nasıl ki çoğu çocuk da anne babasına mutlaka bağırmıştır çünkü iyi-kötü tüm duygularımızın en yakın şahidi tabi ki en yakınlarımız olacaktır. Ama her olayı kendi çerçevesinde değerlendireceğiz tabi ki, yani bir olayda o anki şartlara göre hissedilenler değişecektir diye düşünüyorum.
 

Kitapta 5 yalında vejeteryan olan bir kızla ilgili örnek vardı, izlediği bir filmden sonra vejeteryan olmaya karar vermiş, ailesi buna saygı duymuş ve evde yenen yemekler buna göre ayarlanmış. Ülkemizde böyle birşeyin mümkün olacağını düşünemiyorum.
 

Kitap toplumsal yapının temelinde de bu “aile kutsaldır” kabulünün olduğunu söylüyor, çünkü bu toplumsal kabuller olmadan toplumu yönetmek, sisteme hizmet eden bu mekanizmalar olmadan onu yönlendirmek mümkün olmayacaktır... İyi evlat ol, itaat et, evlen, çocuk yap, itaat et...Aynen okulun da bu amaca hizmet etmesi gibi... zorunlu eğitimin nasıl ortaya çıktığı da kitapta anlatılıyor... Birşeyi gerçekten kabul edebilmek, ancak onu eleştirebilmekle mümkündür ancak annelik, aile bizim için kutsaldır ve eleştirilemez...
 
 
 

Kitaptan Alice Miller’a ait oldukça ilginç başka alıntı;
 

Bir insanın anne-baba ve çocuk ilişkisi hakkındaki düşünceleriyle devlet ve vatandaş ilişkisi hakkındaki düşünceleri arasında her zaman sıkı bir bağ vardır.”
 

Alice Miller bence şu an ülkemizedeki siyasi durumu açıklayan bir şey söylüyor; “Kitlelerin, kendi babalarını gördükleri önder konumundaki insanlar, aslında öç alan çocuktur. Kitleler kendi amaçları (öç almak) için bu kişiye ihtiyaç duyar... Karşısında kendi babası gibi konuşan, onun gibi hareket eden bir adam çıktığında , yetişkin de demokratik haklarını unutacak, hatta belki, hatt belki onları hiç algılayamayacak, kendini bu adamın boyunduruğu altına sokacak, ona sevgi gösterilerinde bulunacak, kendini ona kullandırtacak, ona güvenecek, sonunda tamamen ona teslim olacak ve köleliğinin farkında olmayacaktır. İnsanın hiçbir şeyin farkında olmaması çocukluğunun devam ettiği anlamına gelir.”
 

Son bölümde yazar okuma tavsiyeleri veriyor ve önem sırasına göre kitapları önemli alıntılarla birlikte listeliyor.
 

Kitap hakkında size biraz fikir vermeye çalıştım, ama ister anne olun ister olmayın bu kitabı okumanızı mutlaka tavisye ederim. Zaten kolay okunan, bol örnekli, sohbet havasında bir kitap ; ancak her bölümde bolca kaynak verilmiş, sistematik yazılmış, temelleri olan bir kitap aynı zamanda. Sadece çocuk-ebeyn ilişkisi de değil toplumsal yapı hakkında da (yukarıdaki alıntı gibi) pek çok şey söylüyor. Mutlaka tavisye ederim, keyifli okumalar...

resim 2: ithaki yayınları
 

 

30 yorum:

  1. Detaylı bir değerlendirme. İyi aile yoksa iyi devlet de yoktur. İlgimi çekti, notumu aldım, teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok doğru, çok teşekkür ederim yorumunuza, keyifli okumalar:)

      Sil
  2. Mutlaka okuyacağım. Teşekkürler tanıtım için... Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim yorumunuza, umarım siz de seversiniz:)

      Sil
  3. çok gördüğüm ama okumadığım bir kitap henüz :)

    YanıtlaSil
  4. nihan kayaaaa okuycam ben de. ilk olarak, bütün çocuklar iyidir adlı kitabını aldım haftasonu bakalım. yeni yazar harekatım iyi gidiyoo. melisa kesmez, şermin yaşar, nermin yıldırım, yaprak öz, şimdi sırada fatma erdek var. nihan kaya da hıhım. sevinç çokum da nefis yiaaa :) ya hepsi çok iyiler yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. oku evet çok seversin.. ben de alıcam onu evet listemde, oo süper yazarlar Fatma Erdek bakayım ben de ona.. süper hepsi aynen:)

      Sil
  5. Paylaşım için teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben teşekkür ederim yorumunuza, sevgiler:)

      Sil
  6. İyi çalışmalar, emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  7. Yazarı okumadan seviyorum, sosyal medya hesaplarında da çok güzel yazılar paylaşıyor. Çok zarif biri gibi hissediyorum. Okuyacağım mutlaka :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle.. çok zarif çok naif bir insan anladığım kadarıyla, ben de takip ediyorum, çok teşekkür ederim yorumuna, sevgiler:)

      Sil
  8. beş yaşında vejetaryen seçimine saygı mı duyulmuş, ben lisede oldum ve yıllarca ailem her sorunumu et yemememe bağladı. sürekli bırak bırak baskısı vardı ama bi noktadan sonra gördüler ki kararlıyım ve sofradan aç kalkıyorum yemekleri bana ayrı pişirmeye başladılar.
    saygı çok önemli, çocuğunun birey olmasını istiyorsan evvela ona saygı duyacaksın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet tabi yurtdışında olmuş bu olay, bizim kültürümüzde biraz zor tabi:)) kesinlikle katılıyorum... saygı çok önemli.. çok teşekkür ederim yorumunuza:)

      Sil
  9. Ailede yaşanan herşey kişiliği çok etkiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok doğru... teşekkür ederim yorumunuza:)

      Sil
  10. Bu kitabı öğretmen olan bir arkadaşım velileriyle birlikte okudum. Kitabı oradan hatırlıyorum.

    Eğer üzerine düşünürsen çocuk yetiştirmek gerçekten çok zor bir iş. Yaptığın ufacık bir hata bile çocukta kapanması zor yaralara sebep olabiliyor. Özellikle 0-6 yaş arasında çok daha dikkatli olmak gerekiyormuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne kadar güzel yapmışlar...çok haklısın Şule'cim bu kitabı okuyarak en azından davranışlarımızın çocuğumuza etkisinin büyüklüğünü idrak edebiliriz.. çook teşekkür ederim yorumuna, sevgiler:)

      Sil
  11. geçen haftaki "sahaf anları" ve "imza" adlı yazılarımı okusan ya. onlar da gerçeks :)

    YanıtlaSil
  12. "beforeigners ve the bletchley circle" yazıma da bi bak ikisi de nefis dizi yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o yazını da okudum da telefondan cevap yazamadım..:)

      Sil
  13. Gerçekten çocuk yeriştirirken her detayı düşünemiyoruz bir uzman kadar. Kitabi not aldım faydalı mesajlar bulacağıma inanıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben çok beğendim hatta anneme de okuttum Derya Hanım umarım siz de seversiniz:)

      Sil
  14. Nihan Kaya'nın birçok kitabını okudum ve çok donanımlı buluyorum.
    Sevgiler arkadaşım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de çok etkilendim Ayşim'cim, çok teşekkür ederim yorumuna, sevgiler:)

      Sil
  15. elimde sırasını bekliyor :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kolay okunuyor Eylem'cim 2-3 günde bitiyor:)

      Sil