Bronte Kardeşler'e (favorim Emily olsa da) özel bir ilgim var. Jane Eyre'i orta okulda okumuştum, beğenmiş olmakla birlikte çok da etkilenmemiştim. Kitaptan aklımda pek de bir şey kalmadığını fark edince Yabancı Yayınları'nın bu ciltli, şömizli, şık baskısını edinmeye karar verdim. Kitabı alınca 631 sayfa olduğunu görüp şaşırdım çünkü orta okulda okuduğum 250-300 sayfaydı, demek ki kısaltılmış versiyonunu okumuşum da ondan fazla etkilenmemişim, çünkü bu okuyuşumda mest oldum...
Arzu Altınanıt'ın çevirisini beğendim, kitapta sadece birkaç yazım hatası vardı. Charlotte Bronte kitabı 1847'de (30 yaşında) yayınlamış. O zamanki şartlar düşünülünce o yaşında böyle bir bilgeliğe, olgunluğa, edebi yetkinliğe sahip olması inanılmaz...
Kitabımız 10 yaşındaki yetim Jane Eyre'nin yengesinin evinden ayrılıp yatılı okula gelişi, oradan sonra da Thornfield Malikanesi'nde mürebbiyelik yapmaya başlamasını anlatır. Ve bu arada iş vereni Bay Rochester'a aşık olur. Jane, minyon, sıradan görünüşlü ancak çok zeki, sebatkar, karakterli ve yeteneklidir; dolayısıyla içinde bulunduğu her durumda mantığı ve sağduyusu sayesinde kendisi için yapılması en doğru olanı bulur...
Kitaba tek kelimeyle bayıldım, muhteşemdi; 1000 sayfa daha uzun olsaydı onu da su gibi okurdum, tadına doyulmaz bir baş yapıt. Sanırım klasik eserleri bu kadar eşsiz yapan şey biraz da o zamanlar yaşamış insanların zarafeti, insan ister istemez "o dönemler yaşamış olsam hayat nasıl olurdu?" diye düşünüyor... Jane Eyre'de romantizmden çok daha fazlasını bulacaksınız, kaçırmayın:)