Sayfalar

11 Ocak 2011 Salı

Diane Arbus ve "Kürk"


Dün fotoğrafçı Diane Arbus'un hayali bir biyografisini anlatan "Kürk" isimli filmi seyrettim. Başrollerini Nicole Kidman ve Robert Downey Junior'un oynadığı filmin imdb puanı 6,1. Filmde Arbus'un sanatına neredeyse hiç yer verilmezken, vücudu tüylerle kaplı olma hastalığı olan bir adamla eşini aldatarak ailesini ihmal eden biri gibi gösterilmiş. 1923 doğumlu olan Diane Arbus 1971 yılında 48 yaşındayken intihar etmiş. Fotoğrafçı olan eşine asistanlık yaparken ilgi duyduğu fotoğraf sanatında kendisini çeşitli fiziksel garipliği olan insanların, travestilerin ve benzeri toplum tarafından dışlanmakta olan kişilerin fotoğraflarını çekerek ifade etmiş. Ruhsal durumunun çok sık ve şiddetli olarak değiştiği biliniyormuş. Dediğim gibi, filmde Diane Arbus'un sanatından hiç bahsedilmiyor, sadece böyle bir adamla yaşadığı tuhaf ilişkiden bahsediliyor, herhalde kendisi hakkında yapılan bu filmi seyretmiş olsaydı büyük hayal kırıklığı yaşardı. Wikipedia'dan okuduğuma göre daha önce hakkında yazılan bir biyografi de yine sanatına yer vermediği için eleştirilmiş. Resim onun çektiklerinden biri; http://amaradyo.blogspot.com/2010_09_01_archive.html adresinden alındı.

9 yorum:

  1. Ben çok fazla katılmıyorum yorumunuza... Film belki fotoğraflarından çok onun fotoğraflarına giden yola, iç dünyasına, ilgisini çeken şey(ler)e, ona dair daha derine inmiş... Her ne kadar hayali olsa da... Ve ailesine, eşine ilgisiz gösterilmesinden ziyade, hayata bakışının, değer yargılarının, ilgilerinin uyuşmadığı şeyler yerine onları kaybetmek pahasına istediğini yapmak peşine düşmüş... Kendine önem vermiş, kendine ve çektiklerine...

    YanıtlaSil
  2. Açıkçası filmi izlemeden önce Diane Arbus hakkında bir bilgim yoktu... haklı olabilirsiniz.

    YanıtlaSil
  3. O zamanki teknolojiyle photoshop olmadığını düşünürsek,ilginç bir çalışma olmuş.

    YanıtlaSil
  4. Evet gerçekten Diane Arbus'un oldukça ilginç fotoğrafları var...

    YanıtlaSil
  5. ben bu filmi çok sevmiştim yahu! ne bileyim, ailesiyle de ilgileniyordu ama kadının içi almıyordu sanki sadece örnek bir "eş ve anne" olmayı. hatta nicola kidman'ın son dönemde yaptığı en kayda değer film bu benim için. malum, botokstan yaratık gibi oldu artık!

    YanıtlaSil
  6. Biraz da filmi izledigimiz anki ruh halimiz etkiliyor filmle ilgili dusuncelerimizi, mesela ben bu filmi tek basima ve daha cok negatif bir ruh halinde izlemistim belki de ondandir:) en azindan basma kalip bir hollywood yapimi degil ve nicole kidman botokssuz:))

    YanıtlaSil
  7. haklısınız, ruh hali kesinlikle çok belirleyici oluyor. kitapta da filmde de.

    YanıtlaSil
  8. bu filmde beni en çok etkileyen aşkları oldu.her ne kadar eşini aldatmış olsada yaşadıkları gerçek bir aşk.

    YanıtlaSil
  9. Dediğiniz gibi yaşadığı aşk gerçekten etkileyiciydi, filmde görsel olarak da iyi yansıtılmıştı:)

    YanıtlaSil