Sayfalar

30 Ekim 2014 Perşembe

Suzan Defter - Ayfer Tunç

1964 Adapazarı doğumlu yazarımız özellikle Yeşil Peri Gecesi romanıyla son yıllarda oldukça popüler olmuştu. Suzan Defter de yazarın bundan sonra 2011 yılında yazdığı bir roman. Ben yazarın daha önce Kapak Kızı isimli romanını okumuştum ve burada yorumlamıştım.

Suzan Defter yazarın yine çok sevilen bir eseri, özellikle farklı bir yazım tarzında olması nedeniyle merak ettiğim bir romandı. Kitabın kapak resmini çok beğendiğimi de ekleyeyim (Ekmel Bey'in evi olsa gerek:)).Kitabın sağ ve sol tarafındaki sayfaları ayrı ayrı okuyabilirsiniz çünkü. Kitabın iki kahramanı Ekmel Bey ve Derya Hanım birer günlük tutmaktadırlar, kitabın sol tarafında Ekmel Bey’in günlüğü, sağ tarafında Derya’nın günlüğünü yer almakta.

Ekmel Bey orta yaşın sonlarında bir avukat, karısından ayrılmış, kızı da dahil yakın olduğu kimse yok, tek başına yaşıyor, evinden çıkmak istemiyor. Biraz olsun insan yüzü görebilmek için satılık ev ilanı verip gelen hoş bayanlarla sohbet ediyor.

Derya ise ailesinin kalan tek ferdi, paylaşmaya dayanamadığı ilk aşkı ağabeyinin değişimini içine sindirememiş, ağabeyinin aşkı Suzan’ı terk edişini sindirememiş, yalnız ve depresyonda. Onun da bir insan görmeye, dertleşmeye ihtiyacı var. Ev almayı düşünmediği halde Ekmel Bey’in evini gezmeye karar veriyor, biraz sohbet ediyorlar, Ekmel Bey “yine buyurun,” diyor. Derya da onu ziyaret etmeyi sürdürüyor, birbirlerine bir sürü şey anlatıyorlar. Bu arada Derya kendisini Suzan olarak tanıtıyor ve ağabeyinin büyük aşkı Suzan’mış gibi davranıyor, onun yaşadığı şekilde anlatıyor olayları. Ama bu arkadaşlık başladığı gibi birden bire bitiveriyor.

İlginç bir kitaptı ama nedense ben kitabı anlayamadığımı hissettim, mesela kitabın adı neden ‘Suzan Defter’ anlayamadım, Suzan Defteri mi? Evet ilginç ve hoş bir isim ama anlayamadım işte tam olarak. Sonra Ekmel Bey ve Derya defterlerinde olayları farklı anlatıyorlar, örneğin Ekmel Bey bir anısını anlatıyor, şehir dışına çıkarken yanında karısını aldatmayı düşündüğü sevgili adayıyla karda mahsur kalıyorlar, ancak sonunda saç saça baş başa kavga ediyorlar ve böylece donmaktan kurtuluyorlar. Derya ise defterinde Ekmel Bey’in anlattığı bu olaya yer verirken yanındaki kişinin karısı olduğunu söylüyor. Bunun gibi daha pek çok şeyde farklı anlatımlar var. Ekmel Bey kendisini anlatırken çapkın bir erkek imajı vererek Suzan’ı etkilemeye mi çalışmış, yoksa Derya olayı anlatırken Ekmel Bey’i karısını aldatmayacak dürüst bir erkek olarak mı düşünmek istemiş veya onu karısının altında ezilen bir adam olarak mı algılamış da böyle yazmış. Kısacası bu ikili yazımlar evet romanı sıkıcılıktan kurtarıyor aksi halde aynı şeyi iki kere okumuş olurduk ama anlamlarını çözemedim, garip geldi. Ne Ekmel Bey ne de Derya karakterlerine ısınamadım, bana yapay geldiler. Daha önce okuduğum Kapak Kızı’nda da kahramanları biraz yapay bulmuştum. Çok sevilen bu yazarın nedense bana hitap etmediğini düşünüyorum, seveni çok olan bu yazarı sevenlerine emanet ediyorum:))Bu kitabı çok hoş bir şekilde anlatmış Deep arkadaşımız, onu da buradan okumanızı öneririm, Keyifli okumalar:)

16 yorum:

  1. Ben pek sevmemiştim Suzan Defter'i. Sadece yazım biçimi farklı gelmişti.
    Ama Ayfer Tunç benim için can bir yazardır :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben sanırım hep yanlış kitaplarını okuyorum yazarın:)) çok teşekkür ederim yorumun için, sevgiler:)

      Sil
  2. okumuştum bu kitabı.iki farklı günlük, iki farklı kişi tarafından yazılıyor. dilerseniz önce birini, dilerseniz ikisini bir arada okuyorsunuz. ben başta beraber okudum baktım öyle olmuyor :) ayrı ayrı okudum. günlüklerin birini bir kadın diğerini bir erkek kaleme alıyor. erkek bakış açısı ve kadın bakış açısını okudukça ayrımsayabildiğiniz gibi gerçekliğin ne kadar göreceliği olduğunu da anlayabiliyorsunuz. bu anlamda değişik bir öykü kitabıydı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben ikisini bir arada okumuştum:) farklı bir tarz gerçekten, yaratıcı bir fikir ama keşke daha farklı bir konu olsaymış bilmem nedense ben de kitabın içine pek girmedim..güzel yorumunuz için teşekkür ederim, keyifli okumalar:)

      Sil
  3. ayfer tunç. en sevdiğim yazar yiaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. biliyorum biliyorum bak zaten senin yazının linkini verdim, "sevelerinden okuyun" diye:))

      Sil
  4. ya bak demişsin ya roman kahramanı ve fransız sanat filmi kahramanı. o kadar doğru bir saptama ki bu. ya ben kendimi hep öle görüyom ki. sanki bi fransız filminin içine bırakmışlar beni ya da aslında yokum da bir romanda yaşıyorum gibi. belki yalnız yaşayıp hep böle sanat istanbulu gezmek filan yaptığım için herhalde. öle işte. çok zekice düşünmüşsün ki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ayy çook teşekkür ederim çok sevindim buna çok hoşuma gitti:) seni düşündüğümde gözümün önüne o filmler ve kahramanları geliyor hep zaten:)

      Sil
  5. Değişik ve eğlenceli bir kitapmış :)
    Çok uzun süredir tutulan ve yerlere kadar uzanan okunacaklar listesine ekledim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okunacaklar listesi hiç azalmıyor ama okunanların yerine sürekli yenileri geliyor:) keyifli okumalar:)

      Sil
  6. ben bu posta yorum yazdım , yazmadım mı :( ayfer tunç severim , hem de çok :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelmemiş sanırım ilki?:) Ayfer Tunç hayranları çok evet, yorumun için teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  7. Paylaşımınızı görünce şimdiye kadar hiç Ayfer Tunç okumadığımı farkettim. Konu sanki başka bir kitabı çağrıştırdı. Hatılayamadım ama gene bir Türk yazardı. Aklıma gelirse yazarım. Ayfer Tunç'u fuar listesine aldım. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlhan Bey evet sanki buna benzer bir roman ben de hatırlıyorum ama netleşmedi aklımda:) Yeşil Peri gecesi yazarın en sevilen romanı sanırım oınu tavsiye ediyorlar, onu deneyin isterseniz, yorumunuz için teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  8. baksanaaa aklıma geldi deeee "yol yayınları" 'nda enfes zen kitapları vaaar. ilhan güngören çevirisi. bi de kapanan söz yayınları var. o da nevzat erkmen çevirilerii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet okumak istediğim bir kaç Zen kitabı daha var, bakıcam deep çok sağ ol, bir de sen nasıl uyguluyorsun zen'i mesela onları anlatsana blogunda?:)

      Sil