Murdoch okumalarım devam ediyor. Yazarın 1963’te yazığı Tek Boynuzlu At’ı Can Yayınları’nın 1983 baskısından okudum. 365 sayfalık kitabı Tülin Nutku çevirmiş.
Kitabımız genç bir öğretmen olan Marian’ın gazetede gördüğü ilana cevap vermesi ve yatılı öğretmenlik teklifini kabul ederek çok küçük bir kasabada yer alan Gaze Şatosuna gitmesiyle başlar. Ancak Gaze’de hiç çocuk yoktur, Marian aslında evde hapis hayatı yaşayan genç Hannah’a arkadaşlık etmek üzere işe alınmıştır. Gaze’de adeta herşey bir sır perdesi altındadır. Ev halkının hepsi birbirinden ilginçtir; Gerald genç ve güçlü bir erkek olarak hem eve kahyalık eder hem de Hannah’ın uzaktaki eşi Peter için Hannah’a gardiyanlık eder. Violet de Hannah’ın uzak akrabası ve ev işlerine yardımcıdır, kardeşi Jamesie Gerald’a yardımcılık eder ve Denis de uşaktır. Ama burada karmaşık bir ilişkiler yumağı vardır. Ayrıca Gaze’in karşısındaki Ride Şatosu’nda yaşlı öğretim görevlisi Max, kızı Alice, oğlu (aynı zamanda Hannah’ın eski aşkı) Pip yaşar, arada Max’ın eski öğrencisi ve Alice’in aşkı Effingham onları ziyaret eder.
Kişileri kısaca tanıtmak bile karmaşık ilişkilerin çok azını gösteriyor bize. Marian’ın gelişi ve Hannah’ın özgür kalması gerektiğine olan inancı, bir de kişileri buna ikna etmeye çalışması bütün dengeleri alt üst eder.
Kitabın ilk yarısı evin ve kişilerin gizemi beni oldukça etkiledi, ama devamında ilişkiler ve olaylar daha da karmaşıklaştı. Murdoch’un hemen hemen bütün romanlarında kişiler ve ortam ne kadar gerçekçi bir şekilde yazılmış olursa olsun olaylar mutlaka absürt bir noktaya geliyor. Tabi bunun amacı her ne kadar okuru şaşırtmak olsa da esas amaç bir felsefeci olan yazarın bir takım kavramları tartışmak istemesi. Bu kitapta inanç, ahlak ve iyilik kavramları üzerinde durmuş yazar.
Kitabın başında Nazan Tukin Aksoy’un aydınlatıcı bir önsözü yer alıyor.
”.... Anlattığı çarpıcı, hatta yer yer irkiltici olaylar, birbirini izleyen şaşırtıcı serüvenler romanına sürükleyicilik katar. Öykü üstünkörü bir gözle okunduğunda okur belli bir tad alabilir ama bütün bu yadırgatıcı, garip olayların anlamı nedir diye kendine sormaya başlarsa, romanın taşıdığı düşünsel, felsefi içerikle karşı karşıya gelir. Murdoch’un felsefi temaları geleneksel öykü anlayışı içinde işlemesi, onu hem gerçekçi İngiliz yazarlarından ayırır, hem de Sartre, de Beauvoir, Camus gibi felsefi içerikli romancılara yaklaştırır.
... Bir felsefeci olarak ele aldığı sorunlarla, bir romancı olarak dile getirdiği dünya birbirinden ayrılmaz. Nitekim romancıyı şöyle tanımlar; ’ Bir romancı, filozofun daha karışık biçimde gördüğü bir şeyi, yani insan aklının yapısının bir kereliğine ve her zaman için geçerli olarak ortaya konulmuş kaskatı bir araç olmadığını, içten içe anlamış bir kimsedir.'
... Murdoch bireyler arası iletişimin koptuğu böyle bir çağda onun yeniden kurulması, bununla hayata yeni bir anlam kazandırılması için yeni bir felsefeye, bir ahlak felsefesine gereksinin olduğu düşüncesini savunur. Onun bütün yazarlık etkinliği, çağımızda eksikliğini duyduğu ahlak felsfesibe bir katkıda bulunma amacına yöneliktir.”
Arka kapakta ise kitap şu şekilde tanıtılıyor;
“Tek Boynuzlu At, olağan bir dünyadan, olağandışı bir dünyaya gelen iki insanın gözüyle anlatılır. Sürükleyici, ilginç olaylarıyla, değişik, cinsellikle maneviliğin birleşip kaynaştığı bir dünyadır bu.”
Ben kitabı sevdim, açıkçası olaylarını anlamına çok fazla kafa yorduğumu söyleyemeyeceğim, ama üstünkörü okunsa bile olaylar düşündürücü ve kitabın dili her şekilde çok güzel, dolayısıyla kitabın felsefi altyapısı gözünüzü korkutmasın. Kitabın her bölümü son derece olaylı ancak bir noktadan sonra bu arka arkaya gelen şok edici olaylar biraz etkisini kaybediyor açıkçası. Yine de keyifli bir okuma oldu benim için, size de keyifli okumalar dilerim :)
Yazarı çok duyuyorum ama niyeyse bir tülü denk gelip bir kitabını okuyamadım ... offff... eylülden sonra bir kitabını alayım artık. sevgiler.
YanıtlaSilBu kitabı benim çok hoşuma gitti Dilek'cim, sen de seversin umarım, keyifli okumalar, sevgiler:)
SilKonu çok merak ettirici bir konu, bana Jane Eyre'i anımsattı..okumak isterim, çok teşekkürler. :)
YanıtlaSilhaklısınız Müjde Abla, öyle gizemli bir tarafı var, ben teşekkür ederim yorumunuza, sevgiler:)
SilListeme eklenecek bir kitap daha.Konusu ilgimi çekti. Siz de güzel anlatmışsınız. Umarım okuyabilirim. Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, yazarın en bilinen romanı, umarım siz de seversiniz, sevgiler ;)
SilPdf varmidir?
Silbilemiyorum, ama kitabı nadirkitap.com sitesinden bulabilirsiniz belki...
SilEren Hanım sizden öğrenip aldığım Rüya Sakinleri'ni daha okuyamamışken yazarın yeni bir kitabını daha tanıttınız:)) bu kitapta çok ilginç geldi severim sanıyorum not aldım elimdekini okuduktan sonra bunu da edineceğim. Sevgiler:)
YanıtlaSilÇok sevindim Gül Hanım, umarım ikisini de seversiniz, keyifli okumalar dilerim, sevgiler:)
Silay okurken felsefeye hiç takılmam ben de :) bi dee, dün gece masum dizisi dedin yaa, ateşböceği gecemdi, masumu haftasonu izleyim dedim ama bulamadım kanal de de. nerde izlicem kiii :)
YanıtlaSil:) yaa ben de baktım perşembe akşamı yoktu Deepcim ama haberde öyle diyordu, internetten bakayım yine:)
Silİlişkiler biraz karışıkmış cidden ama adı çok güzel ki :))
YanıtlaSilMurdoch romanlarında genelde böyle ama güzel, teşekkür ederim yorumuna sevgiler:)
SilKitabın konusu ilgimi çekti,güzel tanıtım olmuş,listeye girdi:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, umarım seversiniz, keyifli okumalar :)
Silhiç okumadığım bir yazar, konusu da ilginçmiş:)
YanıtlaSilDeğişik bir kitaptı Bahar'cım, okunabilir:)
Silevet evet fena halde okuyasım geldi :d
YanıtlaSilŞok üstüne şok Eylem'cim, kolay okunuyor :)
Sil