Gelelim Öbürkülere, roman, kasım 2017’de Karakarga Yayınları’ndan çıkan bir roman. Karakarga, genel yayın yönetmenliğini M. K. Perker’in yaptığı
Destek Yayınları’nın alt kuruluşu olan bir yayınevi. Bu kitabın da illüstrasyonlarını M.K. Perker yapmış zaten. Romanımız 139 sayfa ve iki bölümden
olıuşuyor. İlk bölüm “bu yarısı”, ikinci bölüm “öbür yarısı”. Ben romanı Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Gulyabani’sine
benzetmiştim ki, yazarın da ilk kısmı “Refik Halid Karay’ın kıymetli hatırasına” (ki ilk bölümde “memleketimden insan manzararları” tadında
bir anlatım var), ikinci bölümü de hissimi onaylarcasına (ki bu bölümde Gulyabani kısmı öne çıkıyor) “Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın
kıymetki hatırasına” ithaf etmiş...
Romanımız Niğde’de Sümerbank’ta memur olan çalışan Fahrettin Bey’in, İstanbul’a tayinin çıkmasıyla ailecek zorlu bir
yolculuktan sonra şehre varışları ile başlıyor. Burada kendilerine Arnavutköy’de eşyalı bir ev tutulmuştur. Taşınırlar ancak bu evde hiç birinin
yüzü gülmez çünkü korkutucu olaylar daha ilk gece huzurlarını kaçırır...
Bu yazarla ilk tanışmam oldu. Yazarın güzel bir anlatımı var, olaylar 6-7 Eylül olayarının sonrasında gerçekleştiğinden 1955-56 yılları
olduğunu anlıyoruz. Yazar da o zamana uygun bir dil ve bolca da deyiş kullanıyor, yani anlatım dili oldukça zengin. İlk bölümü okurken bir korku hikayesi olduğunu sezdiğim
roman için biraz uzun ve açıkçası yer yer gereksiz bulmuştum ilk bölümü, ama ilk paragrafta da belirttiğim gibi, yazarın ithaflarını düşününce
bağımsız bir değerlendirme yapabildim, kısacası “güzel bir anlatım mı? evet”. Roman üç bölüm aslında, giriş, olayların görünen
yüzü ve sonunda da olayların iç yüzü. Yalnız haliyle son bölümde biraz tekrar oluyor, o kısım beni pek sarmadı. Yazarın diğer kitapları daha iddialı
olabailir diye düşünüyorum, keyifli okumalar :)
Yazarı beğenmiş ve başarılı bulmuştum ama aslında öykücü ve romanın (gerçi sayfa sayısına bakarak uzun öykü diyebiliriz) onun türü olduğunu düşünmüyorum. Belki tekrar ve uzatma sorunu da oradan kaynaklanıyor. Elinize sağlık Eren Hanım sevgiler:)
YanıtlaSilevet Gül Hanım, yazarın öyküde daha başarılı olduğunu duymuştum ben de, haklısınız, çok teşekkür ederim yorumunuza:)
Sildr'da "gecenin olur olmaz saatlerinde uykuları kaçıran, basamakları gıcırdata gıcırdata tırmanan, tel dolapları karıştıran misafirlerin romanı" diye geçiyo anlatım..🙂 okumadım ama ilginç ve heyecanlı bir kitaba benziyo..✔😊
YanıtlaSilevet tanıtım da bayağı iştah kabartıcıymış Ertuğrul Bey, yazarın anlatımı önplana çıkıyor, yorumunuz için teşekkür ederim:)
Silbu yazarın kitaplarını okumak istiyom aklımdaaaa :)
YanıtlaSilevet benim de ilk oldu Deepcim :)
SilYazarın Olduğu Kadar Güzeldik öykü kitabını okumuştum. Öykü sevmememe rağmen severek okumuştum. Özellikle Benim Adım Feridun öyküsü çok hoşuma gitmişti. Sonradan o öykünün filmini çektiler zaten.
YanıtlaSilEğer yazarın başka bir kitabını okumak istersen Olduğu Kadar Güzeldik'i okuyabilirsin.
Başarılı bir yazar gerçekten Şule'cim, bir öykü kitabını ben de okumak istiyorum, Benim Adım Feridun'u izlemiştim ben de:) kitap tavsiyen için teşekkür ederim, sevgiler:)
SilKendimi kitap boyunca fahrettinin yerine koyarak kitabı bitirdim kitap anlatımında bence hissettiriyor, güzel kitaptı...
YanıtlaSilkarakterler çok iyiydi gerçekten, evet, yorumunuz için teşekkür ederim:)
SilBilmedigim bir kitapti not alayim 😊
YanıtlaSilumarım beğenirsiniz, sevgiler:)
Sil