Sayfalar

30 Aralık 2019 Pazartesi

Gizli Özne - Nihan Kaya




Nihan Kaya’nın daha önce İyi Aile Yoktur ve İyi Toplum yoktur kitaplarını okumuştum. Yazarın kurgu türünde okuduğum ilk kitabı bu. İthaki Yayınları’dan çıkan romanımız 261 sayfa, sonda da yazarın 6 sayfalık notu buunuyor.


1979 doğumlu yazarımız kitabı 20 yaşında yazmaya başlamış ve 24 yaşındayken tamamlamış. Oldukça “yoğun” bir roman diyebilirim...


Revna, nişanlısı Reha’yı kaybedince, daha önce tanışmamış olduğu annesi Bihter ve babası Kemal’in kapısını çalar. Kitapta br bölüm Revna’yı, bir bölüm Bihter’i okuruz... Özellikle Bihter’li bölümler beni çok etkiledi. Bihter’in bir türlü anlaşılamaması, bir türlü mutluluğu ve huzuru tadamaması çok acıydı. Bu arada romanda, yazarın İyi Aile Yoktur kitabında değindiği pek çok konuya da yer vermiş.


Gizli Özne çok beğendiğim, özellikle Bihter’in yaşadıklarıyla etkileyici bir roman oldu, sonuna kadar merakla okunuyor ve düşündürüyor. Bence İyi Aile Yoktur’dan sonra okunursa daha etkileyici olur... Keyifli okumalar dilerim.. Ve tabi ki şimdiden herkese muhteşem bir 2020 dilerim:)

23 Aralık 2019 Pazartesi

Melekler Zamanı - Iris Murdoch


 

 

Iris Murdoch en sevdiğim yazarlardan birisi, bence hem olay örgüsüyle insanı bu kadar saran hem de felsefi tarafıyla insanı bu kadar düşündüren başka bir yazar aklıma gelmiyor açıkçası... Yazarın dilimize çevrilip de okumamış olduğum kurgu türündeki en son kitabı da Melekler Zamanı’ydı, nihayet onu da okudum...

 

Simavi Yayınları’ndan 1992 yılında çıkmış olan 262 sayfalık kitabımızı, çok sevdiğim yazar ve çevirmen Nihal Yeğinobalı çevirmiş.

 

Çevresi tarafından en iyimser şekilde “egzantrik” olarak tanımlanan rahip Carel, 24 yaşındaki kızı Muriel, sırt rahatsızlığından dolayı evden çıkamayan güzel yeğeni 21 yaşındaki Elizabeth ve 30larındaki zenci hizmetçileri Pattie ile kırsaldan Londra’ya taşınmışlardır. Bu yeni evde Rus kahyaları Eugenie ve oğlu 20’li yaşlardaki Leo’nun varlığı, onların ilişkilerinin “pamuk ipliğine bağlı” dengesini alt üst edecektir...

 

Satır aralarında yazar inancın felsefesi, iyiliğin felsefesi, sadizm ve ensest gibi konulara da değiniyor...

 

Romanın tadı damağımda kaldı diyebilirim, o kadar gündelik konular arasında bu kadar gerilim yaratabilmek, hakkında sadece 2 satır bilgi verdiği karakterleri bu kadar canlı kılabilmek muhteşem bir yazarlık gerçekten... Yazarın en sevdiğim kitapları arasına girdi Melekler Zamanı, sizi düşündürecek bir roman arıyorsanız mutlaka tavsiye ederim, keyifli okumalar...

 

16 Aralık 2019 Pazartesi

Mahur Beste - Ahmet Hamdi Tanpınar





Edebiyatımızın en önemli yazarlarından olan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Yaz Yağmuru, Huzur kitaplarını okumuştum. Mahur Beste’yi de en iyi yerli romamlar listesinde görmüştüm. Aslında bu yazarın ölümünden sonra yayınlanan (1962) , kendisinin yarım bırakmış olduğu bir esermiş, hatta yazarın ilk roman denemesiymiş (1944-45). Yazarımız 1901 doğumlu bu arada. Dipnotkitap.net adresinde yer alan bir makaleden öğrendiğime göre (benim dikkatimden nedense kaçmış); mahur beste olarak (bu makamda yazılmış bir eser) Nesati’nin bir gazeli anılmaktaymış ve romanda;

“Mahur Beste, Atiye’nin küçük eniştesi Lütfullah Bey’in babası Talat Bey’in eseriydi...”

şeklinde geçiyormuş. Ayrıca bu mahur besteye yazar diğer romanlarında da yer vermiş. Ben bu romanı Dergah Yayınları’nın (1. baskısı aynı yayınevinden Eylül 1988’de yapılmış) 2019 (21. baskı) baskısından okudum. Roman 150 sayfa, en arkada yazarın kahramanı Behçet Bey’e mektubu var, eseri niye yarım bıraktığını açıklayarak romanına son noktayı koyuyor.

Romanımız Behçet Bey ile başlayıp onun kayın pederine, oradan başka bir kişiye, oradan da başka bir kişiye geçerek hemen hemen bu şekilde her bölümde farklı bir kişiye odaklanarak onların hikayelerini anlatıyor. Açıkçası bana pek hitap etmedi, her bölümde anlatılan kişiler son derece derinlikli anlatılmış da olsa bunları bir yerde birleştiremeyince hikayeler tek başlarına çok da anlam ifade etmedi bana. Ama tabi eser Tanpınar’ın, hele de ilk romanı olunca muhakkak ki çok değerli. Sonundaki mektupla beraber özellikle ayrı bir yer edinmiş edebiyatımızda. Keyifli okumalar dilerim.

9 Aralık 2019 Pazartesi

Beastly - Alex Flinn




Birkaç yıl önce Beastly’nin aynı isimli filmini (2011- imdb:5,8) izleyip çok sevmiştim. O filme bakarken bir roman uyarlaması olduğunu görüp romanını okumak istedim. Mayıs 2011’de Pegasus Yayınları’ndan çıkan 312 sayfalık kitabımızı Sevinç Tezcan Yanar çevirmiş. Kitabımız modern bir “Güzel ve Çirkin” uyarlaması aslında. Kyle Kimgsbury, ünlü haber spikeri Roy Kingsbury’nin aşırı yakışıklı ve havalı oğludur. Özel Tuttle Koleji’ne gitmektedir ve okulun gözbebeğidir. Bir gün derste Kendra isimli bir kızla biraz atışır ve ona bir oyun oynamak ister. Ama bu oyun ona pahalıya patlar çünkü Kendra aslında bir cadıdır ve onu aslan, ayı ve insan karışımı bir hayvana dönüştürür. Gerisini biliyorsunuz zaten. Ama bu hikayede kör öğretmen Will ve Doğu Avrupalı hizmetçi Magda’nın da rolleri var. Gerçekten tatlı bir kitaptı. Rastlarsanız tavsiye ederim, masalların (veya bilindik başka hikayelerin) modern uyarlamalarını seviyorum. Cinder ve serisini duymuştum ama nedense pek okumak içimden gelmedi onu, başka tavsiyeniz var mı? :)

2 Aralık 2019 Pazartesi

Handan - Halide Edip Adıvar




Halide Edip Adıvar edebiyatımızın temel direklerinden biri olması yanısıra cumhuriyetimizin kuruluşunda da çok emek vermiş çok değerli bir yazar ve fikir insanı. Daha önce Ateşten Gömlek, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu ve YUsufcuk’u okumuştum. Handan’ı 1912’de yazmış (30 yaşında), Kalp Ağrısı’nı 1924’te (42 yaşında). Handan’ı Atlas Kitabevi 21. baskısından okudum. 208 sayfalık kitabımızın konusuna gelecek olursak; Refik Cemal Neriman ile evlenir, Neriman’ın Handan isminde bir kuzeni vardır, bu kız ailede aklı başındalığı, bilgililiği ile nam salmıştır. Nazım isminde genç bir subaydan aldığı evlilik teklifini istediği derecede sevilmediğini düşündüğünden reddetmiştir, onun yerine kendisinden büyük biraz hovarda Hilmi Paşa ile evlenir. Kahramanların birbirlerine yazdıkları mektuplarla ilerleyen romanda Handan’ın mutsuzluğu ve Refik Cemal’in ister istemez onun hayatına karışması işlenmektedir.

Kalp Ağrısı’nı daha çok beğenmiştim, özellikle iki romanın yazılış yıllarını yazım, çünkü Kalp Ağrısı’nın daha bir olgunluk eseri olduğu belli oluyor bence,  yine de okunabilir:) Keyifli okumalar dilerim...