Blogger Kitap Kulübü olarak ilk okumamızı yapmış
bulunuyoruz. Bu ay ev sahipliğini Kaystros Tyrha yapıyor, kendisi bu ay
okumamız için Franz Kafka’dan Şato’yu seçmişti. Ben yazardan daha önce Dönüşüm’ü
okumuştum, Şato açıkçası biraz gözümü korkutan bir kitaptı :)
Wikipedia’dan yazar ve eseri Şato hakkında aldığımız
bilgiler kısaca şöyle;
“Kafka 1883-1924 yılları arasında Prag’da (şimdi Çek
Cumhuriyeti’nin başkenti) yaşamış bir romancıdır. Avukat olmak amacıyla hukuk eğitimini tamamladıktan
sonra bir sigorta şirketinde çalışmaya başladı. İşinden dolayı bulduğu boş
zamanlar onu yazı yazmaya sevk etti. 1924'te 40 yaşındayken veremden öldü. Gerçekçilik unsurlarını ve fantastik unsurları
birleştiren eserleri tipik olarak tuhaf veya izole kahramanlara sahiptir. Dönüşüm, Dava ve Şato en bilinen eserleridir.”
“Şato’da romanın baş
kahramanı, "K." olarak anılmakta olup bilinmeyen nedenlerden ötürü
köyü yöneten gizemli otoritelerin arasına katılma hevesindedir. Kafka'nın ömrü
romanı bitirmeye yetmemiştir ancak romanın K.'nın köyde ölmesi ile sonlanmasını
istemiştir. Kimi zaman karanlık kimi zaman gerçeküstü içeriğiyle Şato; yabancılaşma, bürokrasi, bir
adamın sisteme karşı sonu gelmeyen ayakta durma çabası, bazen sistemin içinde
yer alma hevesi, bazen sisteme duyulan öfke arasında, erişilemez bir hedef
doğrultusunda faydasız ve umutsuzca bir yol arayışını anlatmaktadır.”
1922’de yazılmaya başlanan eser 1924’te Kafka’nın
ölümüyle yarım kalmış ve 1926’da basılmıştır.
Ben romanın Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Ağustos
2019 baskısından okudum. 269 sayfalık eseri İlknur Özdemir çevirmiş. Kitabın
başında çevirmenin önsözü yer alıyor, burada yazarın Şato’ya çok benzeyen
romanı Dava ile karşılaştırmasını yapmış.
Kısaca konudan bahsedecek olursam; Kahramanımız K. kadastrocu olarak bir köye atanır. Buraya ilk gittiğinde bir handa kalır, ancak insanlar ona çok ters davranmakta, Şato ve efendileri hakkında konuşmaktadırlar. K. bunu çok saçma bulur, durum aynı zamanda onu çok meraklandırır, şato'yu ve içinde yaşayanları görmek ister. Bu arada iki yardımcısı ve bir de ulağı olur. Ulağı Barnabas ona Şato'daki efendilerden olan Klamm'dan bir mektup getirmiştir. Bu arada K. meyhanede çalışan Frieda ile tanışır, Klamm'ın metresi olan bu kızla birbirlerinden hoşlanırlar ve nişanlanırlar. Daha sonra da birlikte yaşarlar vs...
Kitap sanki aynı Alice Harikalar Diyarında'da olduğu gibi, K. tavşan deliğinden içeri düşüyor ve absürt olayların yaşandığı bu köydeki maceraları anlatılıyormuş gibiydi. Açıkçası daha önce okuduğum yorumlardan, kitabı okurken biraz sıkılacağımı tahmin ediyordum; buna bir de okuduğum kitabın formatı eklendi; paragraf boşluğu yoktu ve paragraflar çok uzundu. Aslında yazarın oluşturduğu o absürt ve gizemli atmosfer hoşuma gitti ama dediğim gibi hem kitabın sıkışık düzeni hem de uzun paragraflar beni biraz yordu ve konudan kopardı. Yine de normalde kendim alıp okumayacağım bir kitabı okuduğum için mutluyum, Kaystros Tyrha'ya teşekkür ederim:)
Bu arada kitap aslında metaforlar içeriyor, çoğunlukla roman okurken metaforları düşünmem, bu kitap için de aynı şey geçerliydi. Kafka bu romanında bürokrasiyi eleştiriyormuş, bunu tahmin etmek zor değil. Kitapdiyarı sitesinde bulduğum yoruma göre Kafka; "Avusturya-Macaristan imparatorluğu'nun modern ulus devletlere ayrışmasından hemen sonra yazdığı bu romanda, geleneksel otoritenin nasıl bir düzene evrileceğini irdelemiş..."
Ben bunlar üzerine kafa yormadan romanı düz bir şekilde okudum, güzel yazılmış bir eser olduğu su götürmez, dediğim gibi başlarda merak uyandırıcı oldu ama bu merağımı roman sonuna kadar maalesef canlı tutamadım... Diğer arkadaşlarımın yorumunu merakla bekliyorum:)
Kulübümüzün değerli üyelerinin Şato hakkındaki
yazıları da şöyle :)
1. Dövüşürken hanımefendi değilim / She is the man - (http://applesodaa.blogspot.com/2022/10/bkk-eylul-2022-okuma-raporu.html)
2. Şule Uzundere Blog / Hayata Dair Her Şey - (-)
3. Kaystros Tyrha / Kaplan Diary - (https://kaplandiary.blogspot.com/2022/10/blogger-kitap-kulubu-bkk-eylul-1-hafta.html/)
4. Yüreğimin İklimi - (http://yuregiminiklimi.blogspot.com/2022/09/okudum-2022-78-sato.html)
5. Gizem Gündüz / Okuyan Koala - (-)
6. Gül Özdemir / Film Yabancı Dizi Anime ve Kitap - (-)
7. Manxcat - Kuyruksuz Kedi - (-)
8. Su'nun Harikalar Diyarı - (-)
9. SevKoz / Sevimli Kitaplar - (- )
11. Tosbağa Günlüğü - (http://tosbagagunlugum.blogspot.com/2022/10/blogger-kitap-kulubu-bkk-eylul-1hafta.htmlhttp://tosbagagunlugum.blogspot.com/2022/10/blogger-kitap-kulubu-bkk-eylul-1hafta.html)
12. Sevgili Günlük - (-)
13. Recep Hilmi Türkmen/ rehitu.com - (https://www.rehitu.com/2022/10/blogger-kitap-kulubu-bkk-eylul-2020.html)
Gelecek ay kulübümüzün ev sahibi benim, okuyacağımız kitap ise Ruth Ware'den Bayan Westaway'in Ölümü..:) Sonraki aylar için seçilen kitaplarımız da şunlar;
- Şule Uzundere - Kasım 2022 - Babalar ve Oğullar / Turgenyev
- Dövüşürken Hanımefendi Değilim - Aralık 2022 - Algernon'a Çiçekler / Daniel Keyes
- Sevimli Kitaplar - Ocak 2023 - Goriot Baba / Balzac
- Yüreğimin İklimi - Şubat 2023 - Yeryüzüne Dayanabilmek İçin: Yazılar / Tezer Özlü
- Su'nun Harikalar Diyarı - Nisan 2023 - Drakula / Bram Stoker
- Tosbağa Günlüğüm - Mayıs 2023 - Yılanı Öldürseler / Yaşar Kemal
- Gül Özdemir - Temmuz 2023 - Ruhlar Evi / Isabel Allende
- Ayın Aydınlık Yüzü - Ağustos 2023 - Ev / Nermin Yıldırım
buaralar virigina woolf'dan , mitolojiden ve psikoloji üstünden kitaplar bitiriyorum belki bir sonra ki kitap okumalarına bende katılırmm tabii bana uygun kitaplar olursa :))
YanıtlaSilYaa ne güzel, çok seviniriz siz de katılırsanız, çok teşekkür ederim yorumunuza:)
SilGüzel bir inceleme olmuş Erencim, yazarın daha hiç okumadım. Okurken ben de altta yer alan mesaja çok odaklanmam, kendi hayal gücümü katarak okumak daha iyi oluyor. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Duygu'cum, Kafka biraz zor bir yazar sanıyorum, belki Milena'ya Mektuplar ilgimi çekebilir diye düşünüyorum :) sevgiler:)
Silşato yu okudum, iyi anlatmışsın. hiç kolay değil okunması, amerika, dava, şato, bu üçü çok ağır. filmleri de var ayrıca, şato nun da var. kafka herhalde 20. yüzyılın en büyük yazarıdır :) ruth ware merak ettim, oku, iyise okurum ben daa :)
YanıtlaSilEvet Deepcim ağırmış biraz, filmleri ilginç olabilir merak ettim, bakayım:) Ruth Ware yorumları bayağı iyi, bakalım merak ediyorum onu da:) çok teşekkür ederim yorumuna:)
SilKafka'dan yıllar önce Amerika'yı okumuştum, karmaşık bir kitaptı ama sevmiştim. Dönüşüm var bekleyenlerin arasında ama böceğe dönüşme durumu beni geriyor biraz o yüzden erteleyip duruyorum. Kulübün diğer üyelerinin bir kaçına baktım ama sizden başka yazan olmamış, elinize sağlık Eren Hanım, sevgiler:)
YanıtlaSil:)) Dev bir hamam böceğinin hikayesini okuma fikri pek çekici gelmiyor gerçekten:)) Kaplan Diary oldukça güzel bir yorum yazmış Gül Hanım, çok teşekkür ederim yorumunuza, keyifli okumalar, sevgiler:)
SilBen yazar mıyım bilemiyorum aslında tam olarak anladım mi onu da bilemiyorum. Sadece arayışta olması beni o kadar yordu ki :) Şu an kararsızım. Şatoyu anlamak için o yılların Avrupa tarihini de iyi bilmek lazım sanırm
YanıtlaSilEvet bir oraya bir buraya hali yorucuydu gerçekten:) Ayın ev sahibi Kaplan Diary harika bir yorum yazmış Sevim Hanım, dediğiniz gibi o dönemin tarihi de kitabı anlamlandırabilmek adına faydalı olacaktır, çok teşekkür ederim yorumunuza:)
SilÇok güzel anlatmışsınız:))) Kitap Alice Harikalar Diyarı ile benzerlik gösterdiği için sevebilirim:) Yazarın en çok Dönüşüm kitabını merak ediyorum, bu kitabı da merak ettim:)))
YanıtlaSilKahramanın durumu açısından bana Alice Harikalar Diyarında'yı hatırlattı ama o kadar masalımsı ve renkli değil:))) Dönüşüm de oldukça ilginçti:) çok teşekkür ederim güzel yorumunuza, keyifli okumalar, sevgiler:)
Silbu kitabını okumadım Erencim, Dava'ya benziyorsa sonraya erteleyebilirim:)
YanıtlaSilkeyifli okumaların olsun, sevgiyle..
Dava'ya çok benzediği söyleniyor Bahar'cım, zor bir okuma bana göre:) çok teşekkür ederim yorumuna, keyifli okumalar, sevgiler:)
SilKitap kulüpleri hakkında fazla bilgim yok. Bu benim katıldığım ilk kitap kulübü:) Eğer yanlış anlamadıysam ev sahibi, kitabı seçtikten sonra ay başında yazısını yazacak ve onun yazdıkları ve yazmadıkları üzerine yorum-cevap şeklinde kitap hakkında tartışma başlayacaktı. Siz benden önce davrandınız. Bunda benim açımdan herhangi mahsur yok. Fakat bundan sonraki aylarda nasıl bir yol izleyeceğimiz kulübün kurucusu sevgili Dövüşürken hanımefendi değilim / She is the man tarafından hatırlatılmalı bence. Ayrıca kitaba geniş yer verdiğiniz, detaylı bir şekilde anlattığınız için teşekkür ederim. Diğer taraftan bana tartışma imkanı veren bazı hususların ilk kez sizin yazınızda karşıma çıktığını belirtmek isterim. Bu farklılıklar çeviriden (ben İş Bankası Yayınları, Regaip Minareci çevirisinden okudum, siz YKY, İlknur Özdemir çevirisinden okumuşsunuz) ya da kitabı farklı şekillerde anlamış olabileceğimizden kaynaklanmış olabilir. Aşağıda bu hususlara dikkatinizi çekmeye çalışacağım:
YanıtlaSil1. "Romanın baş kahramanı, K., bilinmeyen nedenlerden ötürü köyü yöneten gizemli otoritelerin arasına katılma hevesindedir." diyorsunuz. Benim anladığım kadarıyla, K., Şato tarafından köyde kadastro memuru olarak görevlendirilmiş. En azından K.'nın iddiası bu yönde. Yani burada bir bilinmezlik söz konusu değil. İkinci olarak K., köyü yöneten gizemli otoritelerin (Şato'ya atıfta bulunuyor olmalısınız) arasına katılma hevesinde olduğuna dair bir izlenim edinmedim ben. K.'nın tek amacı, Şato'dan atandığı işe dair kendisinden ne istendiğini öğrenmek. Hani, ben de Şato'ya kapağı atıp memur olayım diye bir gayreti yok sanırım.
2. K.'ya Şato'nun görevlendirdiği iki yardımcı verilmiştir. Barnabas, sadece K.ya hizmet eden bir eleman değil benim anladığım. Şato ile köy sakinleri arasında mektup ya da mesaj taşıyan bir ulak sadece. Her ne kadar K., Şato'ya ulaşmak, derdini birinci elden yetkililere aktarabilmek konusunda kendisinden bir beklenti içine girmiş olsa da, Barnabas, bu hususta hiçbir rolü ve görevinin olmadığını belirtmiştir.
Romanın yazı formatı, sıkışık düzeni ve uzun paragrafları konusundaki eleştirilerinize katılıyorum. Böyle olması zaten zor okunan kitabı daha da zorlaştırmış.
Son olarak romanı metaforlara kafa yormadan düz okumak masal okumaktan farksız bana göre. Yazarın kullandığı metaforları ortaya çıkarmak ve vermek istediği mesajların peşine düşmek romanın cezbeden yanı oldu benim için. Çok teşekkür ederim:)
Merhaba, bu benim de ilk kitap kulübü deneyimim, sizden önce yazmış bulundum kusura bakmayın, sanırım ben yanlış anladım, ayın son günü yazılar yayınlanacak diye aklımda kalmış benim, yazılarımı hep önceden yazıp programladığım için böyle bir hata oldu, dediğiniz gibi 'she's the man'dan kuralları öğrenip netleştirmeli, tekrar kusura bakmayın...:) Birinci maddede belirttiğiniz konuda, o cümleleri de wikipedia'nın Şato romanıyla ilgili maddesinden alıntılamıştım, dediğiniz gibi K.'nın Şato'ya girip gizemli otoriteye katılma hevesinde olduğunu ben de düşünmedim, sadece yoğun bir merak söz konusuydu sanıyorum. İkinci madde için, Barnabas konusunda haklı olabilirsiniz... Metaforlar konusunda da katılıyorum size, ama sanırım konu beni fazla çekmediği için çok kafa yormadım buna da. Ayrıntılı yorumunuza çok teşekkür ederim, yeni kitaplarda görüşmek dileğiyle..:)
SilHayır, kusura bakılacak bir durum yok:) Belki sizin yaptığınız daha güzel olabilir. Ben diğer okuma kulüplerinde neyin nasıl yapıldığı merak ediyordum sadece. Teşekkürler:)
SilÇok naziksiniz çok teşekkür ederim:) bakalım öğreneceğiz inşallah:)
SilBen de bu ceviriden okudum. Bizdeki çeviride K. En başta köye kadastrocu olarak gitmiyor. Amacı Şato' ya ulaşmak ama detay verilmemiş. Sonradan bir handa konaklarken bir yazı geliyor kadastrocu olarak atandığına ve iki yardımcı verildiğine dair.Çevirilerde farklılıklar olabiliyor demek ki.Paragrafsizlik okumayı zorlaştırsa da çeviriyi beğendim ben.
SilEvet çeviri güzeldi ben de o bakımdan beğendim yalnız bu tip bir farklılık olması ilginç. Dediğiniz gibi o uzun uzun boşluksuz paragraflar beni çok yordu:) çok teşekkür ederim yorumunuza:)
SilKitaptan ne kadar hoşlanmadıysam yazına bayıldım. Herkese link vermişsin, üstüne kitap listesini de eklemişsin vallahi en süper sensin. :)
YanıtlaSilBu yorumdan sonra gidip sipariş vericem Ekim ayının kitabını. :)
Benim ilk Kafka deneyimimdi, doğru kitaptan başlamış mıyım bilmiyorum açıkçası. Tüm kitaplarında dili böyleyse elimde olan Dönüşün'ü de okuduktan sonra Kafka almam gibi geliyor.
Kitaptaki anlatım dilini sevmedim. Yalın ve açık bir dildi ancak kitabın yazılış biçimi çok konuşan birini dinlemeye benziyordu. Bir konunun ele alınacak dört yüzü varsa dördünü de anlatıyordu. Bir sus be adam bizde azıcık düşünelim, birazını da bize bırak deme ihtiyacı hissettim içimde resmen. :)
Aynı yorumu tüm BKK yazılarına yapıştırıyorum, umarım kimse kızmaz. :D
Ooo çok sevindim çok teşekkür ederim:) şimdilik Kaystros Tyrha ve ben dışında başka yazan yok ama oldukça linkleri eklerim:) Evet dediğin gibi çok fazla bilgi akışı var okuyucuya sanki, nereye odaklanacağımızı şaşırdık...Şato'yu da okumadık demeyeceğiz:) keyifli okumalar, yorumuna teşekkür ederim:)
SilBen bu kitabı okuyamadım maalesef. Pek zamanım yoktu, olduğunda da başka kitapları okumayı tercih ettim. Kafka gözümü korkuttu. Belki birkaç yıl sonra okurum.
YanıtlaSilZor bir okumaydı Şule'cim, salim kafa ve geniş bir zaman istiyordu:) Belki bir gün okursun, şimdi zamanı değilmiş demek ki, teşekkür ederim yorumuna, sevgiler:)
SilBiraz geç kaldım ama olsun. Bu arada sizin ev sahipliğini yaptığınız Ekim ayına hiç katılamıyorum; kusura bakmayın. :(
YanıtlaSilhttps://www.rehitu.com/2022/10/blogger-kitap-kulubu-bkk-eylul-2020.html
Olsun Recep Bey, elinize sağlık zevkle okudum yazınızı, sizi ekledim yazıya, kasım ayında görüşmek dileğiyle o zaman, keyifli okumalar:)
Sil