Historical Romance (tarihsel romantizm) türü kitapları seviyorum, özellikle Judith McNaught bu türün en sevdiğim yazarı. Sanıyorum onun tüm
kitaplarını okumuştum, sanıyorum bu seriyi sevgili blogger arkadaşım Gül Akça tavsiye etmişti. Ben de Nadirkitap’tan serinin üç kitabını da alıvermiştim.
Rita Hunter aslında Zeynep Avcı Ataş’ın takma ismi, kendisi 8 Ağustos 1980 doğumluymuş. İstanbul Üniversitesi, İşletme Bölümü mezunuymuş. Bu
seri dışında başka kitapları da varmış.
Ateş Dizisinin ilk kitabı Aşkın Ateşi’ni hevesle okumaya başlamıştım ama nedense ilk 150 sayfasını kendimi zorlayarak okumuş
ama bitirememiştim. Sonra kitapları satmaya karar verince ikinci kitaba yeniden bir şans vereyim dedim ve pişman olmadım. Kitabı bir türün piri kabul edilen bir Judith McNaught kitabından
ayırt etmek mümkün değil.
Epsilon Yayınları’ndan 2013’de çıkmış olan kitap 495 sayfa. Bu arada kitap kapağı çok uygun seçilmiş, zaman zaman
kapağın kitapla alakası bile olmaz ama kitapta bir sahnede aynen kapaktaki fotoğraf tarif ediliyordu ve bu ayrıntı çok hoşuma gitti.
Gelelim konumuza; Lilian Sophie’nin yaşıtı kuzenidir, küçük yaşta ailesini kaybedince amcasının ailesiyle beraber yaşamaya başlar,
ama iki kız asla dost olamazlar. Lilian çok güzel, dişi ama yüzeysel ve kötü kalplidir, Sophie ise doğal ve iyi yüreklidir. Lilian amcasının kızı Sophie’nin
sahip olduklarını kıskanmaktadır. Zengin biriyle evlenmeyi kafasına koyan Lilian’ın aradığı talip tam olarak son derece zengin, güçlü, yakışıklı,
erkeksi olan Leighton Kontu Brendan’dır. Brendan’da Lilian’ı beğenir ama kader onun Sophie ile evlenmesine sebep olur. İsteksizce başlayan bu evlilik onlara neler yaşatacaktır
merak ediyorsanız okuyun:)
Kitap türün meraklıları için son derece tahmin edilebilir bir senaryoda ilerliyor ama bu okuma zevkinizden birşey götürmüyor tabi. Son derece
cüretkar sahneler olduğunu ekleyeyim. Bu arada kitapta ilk kitabın kahramanları Adrian ve eşi Isabel de var. Hepsi zengin ve yakışıklı üç kont olan Adrian, Brendan ve
Stephan sırasıyla bu dizinin kitaplarının ana kahramanlarını oluşturuyorlar. Bakalım üçüncü kitap Kalbin Ateşi’nde Stephan nasıl bir çözülme
yaşayacak. Çünkü Ruhun Ateşi isimli bu kitapta dışarıdan kibri ve kayıtsızlığı ile ruhsuz bir adam olarak görünen Brendan bize ruhu olduğunu
fazlasıyla gösteriyor. Kısacası kitabı oldukça profesyonel ve başarılı buldum. Keyifli okumalar dilerim:)
Judith McNaught'a ben de çok benzetmiştim:) ben üç kitabı da sevmiştim hatta yazardan Siyah Kadife ve Güz Fırtınası kitaplarını da okudum bu son ikisini eh idare eder bulunca yazarı bıraktım ama sonra bu Güz Fırtınası'nın devamı galiba Kış Nefesi ve Bahar Kokusu çıktı ve ben tekrar merak etmeye başladım:) kitap fuarında bakacağım bu iki kitaba da. Kitap kapağını ben de kadın kahramana çok uydurmuştum. Keyifli okumalar, sevgiler Eren Hanım.
YanıtlaSilben de böyle dediğiniz gibi seri tarzı kitapları çok seviyorum, buradaki gibi üç arkadaşı ayrı ayrı kitaplarda incelemiş falan, özellikle o kısmı çok hoşuma gitti, diğer kitaplardan da mesela tanıyoruz karakterleri... Nora Roberts'ın gelin dörtlemesi varmış mesela, ama çok başarılı bulmamışlar o seriyi..:) çok teşekkür ederim yorumunuza ve tavsiyelerinize Gül Hanım, sevgiler:)
SilEren'ciğim bana en ilginç gelen şey bir Türk yazarın, yabancı isim kullanması ve karakterlerin de yabancı karakterler olması oldu. Wattpad'da da çok sık karşılaştığım bir olay bu ve ilk kez orada karşılaştım zaten. Sebebini merak ediyorum acaba neden böyle yapıyorlar?
YanıtlaSilBu tür kontlu, montlu aşk hikayelerini gençken severdim. Benim gençliğimde Barbara Cartland böyle hikayeler çok yazardı. Rahmetli oldu. O zamandan beri okumadım:)Ama hiç modası geçmeyen bir tür galiba. Çok teşekkürler bu güzel ve ayrıntılı tanıtım için.
kitapta biraz cüretkar sahneler olduğundan yazarımızın da ilk romanları olduğundan bu şekilde dikkat çekmek istememiş olabilir diye düşündüm ben Müjde Abla. Bir de çoğu zaman genç yazarlar beğendikleri bir yabancı yazara öykünerek yazdıklarından onun kitabına benzesin istiyorlar:) Ya evet yazarımız zaten Barbara Cartland hayranıymış..:) dediğiniz gibi hiç modası geçemeyen bir tür... ben teşekkür ederim yorumunuza, sevgiler:)
Siltam bana göre sanırım teşekkürler...
YanıtlaSilumarım siz de seversiniz..:)
SilPaylaşıma teşekkürler..
YanıtlaSilben teşekkür ederim yorumunuza:)
SilCüretkar sahneler derken tam olarak ne söylediğinizi anlayamadım.
YanıtlaSiliki kişi arasında geçenleri tüm ayrıntılarıyla anlatmış yazar...
SilO kadar yani...
SilTam benlik görünüyor :-) Bu türe ben de Judith McNaught ile başlamıştım. Şimdi bütün kitaplarını okudum. Yeni kitaplarını çevirmiyorlar maalesef. Eğer henüz tanışmadıysan Julia Quinn'in kitaplarını öneririm. Çok eğlenceli kitapları vardır.
YanıtlaSilevet Şule'cim Julia Quinn de okumuştum, güzeldi o da. Bu seriyi de tavsiye ederim, teşekkür ederim yorumuna..:)
Silaklımda bu yazar ivit. bu türde neden hep cüretkar sahneler yazıyolar bunu da bilemiyom valla. cartland hiii, yazlık kipat yanii :)
YanıtlaSilevet Deepcim türün özelliği bu sanki:)) evet yazlık plajda okunur çok güzel:))
SilYazara Türk diye önyargılıyım; yabancı takma isim dışında karakterlerin de yabancı olması vs. gibi nedenlerle.. Judith'i ben de çok seviyorum. Belki sayende Rita Hunter'da okurum :))
YanıtlaSilo kendi okuyup sevdiği romanların benzerini yazmak istemiş, o nedenle sanırım mecburen böyle birşey oldu... Judith'i seviyorsan kır önyargılarını derim:))))
SilBen de tarihsel romanları severim. Insanı bugünden koparıp başka zamanlara götürüyor 😊
YanıtlaSilKesinlikle aynı fikirdeyim Derya Hanım:)
Sil