Algernon’a Çiçekler - Daniel Keyes (Blogger Kitap Kulübü - Aralık)

 

Okuma grubumuzun aralık ayı ev sahibi, aynı zamanda kitap kulübümüzün kurucusu sevgili she's the man. Kendisi bu ay okumamız için harika bir kitap seçmiş; Nebula Ödüllü, Algernon'a Çiçekler... Ben kitabı yaklaşık 2 sene önce okumuşum, bakınız.

Bakmaya üşenenler için : "Daniel Keyes 1927- 2014 yılları arasında yaşamış New York’lu bir yazar, psikoloji mezunu, yüksek lisansını Amerikan ve İngiliz edebiyatı üzerine yapmış. Bu eseri önce hikaye olarak yazıp Hugo Ödülü almış, romanlaştırdıktan sonra da Nebula Ödülü almış; hikayeyi 1959’da, romanı da 1966’da yazmış."

Charlie Gordon 32 yaşında, zeka geriliği olan ve ailesi tarafından terk edilmiş bir gençtir, bir fırında çalışır, çok iyi niyetlidir ancak çoğu insan onunla alay etmektedir, ancak normal olmayı, zeki olmayı çok istemektedir. Kendisi gibi kişilerin gittiği bir kursa devam etmektedir, oradaki öğretmeni onun için çok özeldir. Bir gün kursa bilim adamları gelir, geliştirdikleri zeka geriliği tedavisi için bir denek aramaktadırlar. Charlie hemen gönüllü olur. Deneylere hemen başlanır, yöntem ilk defa bir insan üzerinde denenmektedir, başlarda her şey çok iyi gitmektedir. Bu arada Charlie, yöntemin kendisinden önceki deneği fare Algernon ile arkadaş olur. Algernon o kadar zekidir ki ilk başlarda aralarında yarıştıklarında oyunlarda Charlie'yi geçmektedir. Tabi Charlie geçirdiği ameliyat sonrası müthiş bir hızla zeki bir insan haline gelir. Bu süreçte de önceden normal insanlarda görüp de özlem duyduğu her şeyi yaşamak ister. İlk iş büyük hayranlık duyduğu öğretmenine arkadaşlık teklif eder, ancak öğretmeni son derece olgun ve düşünceli bir insan olduğundan hep Charlie'yi sağduyulu olmaya sevk eder, adeta onun koruyucu meleği olur. Maalesef bir noktada artık Charlie'ye entelektüel düzeyde yetememeye başlar. Charlie yalnız kalır, bir de deneyin olumsuzlukları ortaya çıkmaya başlayınca kendisini oradan oraya savrulurken bulur... Çok zeki olduğundan duyarlılığı da bir hayli yüksektir, her şeyin tepe taklak gittiği bu dönemde acı dolu duyguları dibine kadar yaşar, bu kısımlar özellikle çok dokunaklı...

Roman Charlie'nin ağzından yazılmış, kitabı bu kadar etkileyici kılan da bu aslında. Başlarda Charlie bir çok imla ve anlatım hatası yapıyor mesela, zekası geliştikçe ise anlatımı çok üst düzeye ulaşıyor... 

1000kitap sitesinde hoşuma giden bir yoruma rastladım, buraya aktarmak isterim, Neslihan Türkmen şöyle yazmış;

"İnsanlar tarafından sadece sen olduğun için reddedilmenin acısı ve ne yaparsan yap, ne kadar çabalarsan çabala hiçbir zaman onların istediği kişi olamayacağının farkındalığı acı verici. Ama belki de gerekli bir farkındalık. Diğer insanlar için yaşamayı bırakıp öncelikle kendi benliğinizle barışmanız için gerekli olan bir farkındalık ..

En kötü yalnızlık ise sizi anlamayan, olduğunuz gibi kabul etmeyen ve sürekli eleştiren bir kalabalık içinde yaşanan yalnızlık. Bu yüzden sahte bir kalabalık yerine ait olduğunuz yeri bulana kadar tek kişilik bir yalnızlık daha çekilesi geliyor. ... Düşük zekalı ya da bir dahi olabilirsiniz. Ama bazı insanların anlamsız nefretinin sebebi asla bu nedenler olmuyor.  Onlar sadece 'farklı' olandan rahatsızlık duyuyor.."

Bu arada Stephen King'in bir kısa hikayesinden uyarlanan 1992 yapımı (imdb: 5,4) Bahçıvan (The Lawnmover Man) filmini hatırladım, zeka geriliği olan bir bahçıvan bilgisayar desteği ile bir dahiye dönüşüyor...

Algernon'a Çiçekler son derece etkileyici ve vurucu bir roman, zeka Charlie'ye mutluluk getirmiyor, tam tersi oluyor hatta yukarıda dediğim gibi, hani derler ya "cehalet mutluluktur", Charlie gerçi ondan önce de pek mutlu sayılmaz ama en azından sakin bir hayat sürüyordu...

Sonuç olarak herkese tavsiye edebileceğim harika bir romandı, sevgili she's the man'a teşekkür ediyorum bu güzel seçiminden dolayı. Gelecek ayın ev sahibesi Goriot Baba ile sevgili SevKoz...

Kulübümüzün diğer üyeleri kitap hakkında neler demiş bakalım?:)

1. Dövüşürken hanımefendi değilim / She is the man - (https://applesodaa.blogspot.com)

2. Kitaplık/Okuma Günlüğüm - Eren (https://okumagunlugum.blogspot.com/)

3. Şule Uzundere Blog / Hayata Dair Her Şey - (https://suleuzundere.blogspot.com/)

4. Kaystros Tyrha / Kaplan Diary - (https://kaplandiary.blogspot.com/)

5. Yüreğimin İklimi - (https://yuregiminiklimi.blogspot.com)

6. Gizem Gündüz / Okuyan Koala - (http://kitap28.blogspot.com)

7. Gül Özdemir / Film Yabancı Dizi Anime ve Kitap - (https://fgofilmdizianime.blogspot.com/)

8. Manxcat - Kuyruksuz Kedi - (https://nurruyakara.blogspot.com/)

9. Su'nun Harikalar Diyarı - (https://sununnotu.blogspot.com/)

10. SevKoz / Sevimli Kitaplar - (https://sevimli-kitaplar.blogspot.com/ )

11. Tosbağa Günlüğüm (http://tosbagagunlugum.blogspot.com/2023/01/bkk-aralik-2022algernona-cicekler.html)

12. Sevgili Günlük - (https://www.aydinlikyuz.com/)

13. Kitap Eylemi (https://www.kitapeylemi.blogspot.com/)

14. Recep Hilmi Türkmen (https://www.rehitu.com)

15. Oytun'la Hayat - (http://oytunlahayat.blogspot.com

Herkese mutlu yıllar, inşallah 2023 bütün hayırlı dileklerinizin gerçekleştiği harika bir yıl olur. Ben bu yıldan çok umutluyum..:)

Seneye görüşürüüüüz:))

Bonus: Arakolpa'nın yorumu da bu;

https://arakolpa.blogspot.com/2020/05/algernona-cicekler-okumak-gerek.html :)

Kız A - Abigail Dean

 

Epsilon Yayınları'ndan 2022'de çıkan 344 sayfalık kitabımızı Mehmet Gürsel çevirmiş. Yazarımız Londra'da yaşıyor, Cambridge İngiliz Edebiyatı mezunu, bu onun ilk romanı. Goodreads'den 3,65 puan almış, pek parlak değil sanki...

Konumuz oldukça ilginç; hali hazırda 30 yaşında olan Lex kızımız, 15 yaşındayken Korku Evi diye anılacak evinden kaçmayı başararak kardeşlerini de kurtarınca ülke çapında büyük bir sansasyon yaşanır. Lex sayesinde geri kalan 6 kardeşi ölümün eşiğinden döner, çocuklar uzun süre hastanede beden sağlıklarına kavuşabilmek için tedavi görür. Ruhsal sağlığa kavuşmak ise o kadar kolay değildir; kurbanlar zamanın izini kaybetmek, algıların çarpıtılması, yatağa zincirlenmek, yiyecek ve öz bakımdan mahrum bırakılmak, aşağılanmak, akıl sağlığını kaybetmiş kişiler ve şiddetle baş etmek durumunda kalmışlardır;  uzun yıllar yoğun terapi görmeleri gerekir. Tüm kardeşler ayrı ailelere evlatlık verilir ancak görüşmeleri kısıtlanmaz. Çocuklardan hemen hepsi ne kadar iyi bakım görürlerse görsünler travmayı tamamen hasarsız atlatmaları mümkün olmaz. Nihayet "anne" hapishanede öldüğünde vasiyetini yerine getirme işini avukatı aracılığı ile Lex'e verir. Lex kendilerine bırakılan aile evi ve bir miktar paranın bir projede kullanılması için tüm kardeşlerinin imzasını almalıdır... Her biriyle görüşmek onda yeni yaralar açacaktır..

Kitap akıcı ve merak uyandırıcıydı, kişilerin psikolojileri çok iyi verilmişti, gerçekten etkileyici ama içeriği nedeniyle de sinir bozucuydu, bilseydim okumazdım. Ajitasyona varmıyordu, son derece sade bir dille anlatılmıştı ancak yine de olanları düşünmek oldukça üzücüydü, "ben etkilenmem" diyorsanız buyurun, keyifli okumalar:)

Çiçeklerin Dili - Vanessa Diffenbaugh

 

  "Eleanor Oliphant Gayet İyi" kitabını çok sevince, onun benzeri kitapları araştırdım ve karşıma bu kitap çıktı. Goodreads puanı 4,09 olan kitabımız çok sevilmiş. Pegasus Yayınları'ndan 2013 yılında çıkan 415 sayfalık romanı Alev Bilgin çevirmiş, yer yer hatalar var ancak fazla değil. Kitabın sonuna kahramanımız Victoria'nın çiçek sözlüğünün eklenmesi de hoş bir ayrıntı. Amerikalı yazarımız bu ilk romanını 2011'de 33 yaşındayken yazmış. Kitabımızın indirimli satış fiyatı 97,5 TL. Neyse ki sahaflarda bulunabiliyor...

Hikayemiz California'da geçiyor. Kahramanımız Victoria, annesiz babasız bir çocuk olarak hayatını 10 yaşına kadar bir bakıcı aileden diğerine sürüklenerek geçirmiştir, biraz huysuz ve değişik bir çocuktur. Ancak 10 yaşında, Elizabeth ile tanışınca her şey değişir, Victoria sevmenin ve sevilmenin tadını alır. Ama gizemli ve korkunç bir olay onların bir aile olmasına engel olur ve onları kalıcı bir şekilde ayırır. Victoria 18 yaşına gelene kadar devletin grup evlerinde kalır. 18 yaşına gelince evden ayrılmak zorunda kalır. Sokaklarda yaşamaya başlar ancak çiçekler konusundaki eşsiz yeteneği keşfedilince bir çiçekçide işe alınır. Böylece hayatı değişir ve yepyeni bir yöne doğru açılır...

Kitap güzeldi, ancak 100 sayfa kadar kısaltılabilirdi bence. İlk 300 sayfayı keyifle okudum ama -dikkat sürprizbozan!!- Victoria'nın bebeği olunca, o bakım zorlukları, emzirme sorunları vs vs. beni çok bunalttı ve bence kitabı da gereksiz yere uzatmış, tamam yazar Victoria'nın çektiği sıkıntıyı anlatmak istemiş de okuru da bunaltmış. Onun dışında güzel bir kitaptı diyebilirim, bayılmadım ama okunabilir diyebilirim. Keyifli okumalar dilerim:)

Biraz Da Hobiler :)

 Son zamanlarda instagramda paylaştığım bir kaç çalışmama burada da yer vermek istedim:) Bir de tabi kitap severlerin hoşuna gidebilecek bir ürün; kitap mührü. Aslında kitaplarda iz bırakmayı sevmiyorum, bir de zaten okuduğum kitapların %97'sini elimden çıkardığım için "Eren'in Kitaplığı" diye damga basmam da yersiz olur haliyle... Amaaaa, gelin görün ki kendi tasarladığım bir mühür fikri, hele de kıymetlimiz Şükran'ın resmini taşıyan bir kitap mührü fikri aklımı çeldi işte... Şükran da kim? dediğinizi duyar gibiyim...

Bu güzel yüz her yerde olmalı:)) Böyle bir tasarım yaptım ben de...

Sonuç çok hoşuma gitti, mühürce firmasına yaptırdım, O hevesle bir sürü kitabı damgaladım:))

 Bunlar da son çalışmalarımdan favorim olanlar;

Görüldüğü üzere bir anahtarlık :)

Harry Potter'ın tasarımı bana ait değil, instagram'da gördüğüm bir rozetten yaptım (garden.souls hesabı)...

Bu kedicik de çift taraflı... 

Ve bonus; siz sevgili bloggerlar için, henüz instagramda paylaşmadığım en son çalışmam;

Bunun bir kısmını bir yapboz tasarımından yaptım...

Çerçevesi ile de böyle, çerçevesi de mdf üzeri kendi tasarımım, çok soluk görünüyor burada ama...

Bonus 2: Bu da beni çok uğraştırdı:)) nette bulduğum fotoğrafları kolajladım:)

 

İşte böyle:)

Zindan Adası - Dennis Lehane

 

Yönetmenliğini Martin Scorsese'in yaptığı ve başrolde Leonardo Di Caprio'nun oynadığı 2010 yapımı Shutter Island (aslında pek de şen şatır bir ada değil:)) filmini izleyip çok sevmiştim. Geçenlerde -artık alışkanlık haline getirdiğim gibi:))- yine "Sessiz Hasta'ya benzer kitaplar" araması yaparken bu kitaba rastladım, bulması zor, Nadirkitap'ta uçuk fiyatlara satılıyor, bula bula tesadüfen Trendyol'un Dolap uygulamasıında çok uygun fiyata buldum...

Yazarımız 1965 Amerika doğumlu, kendisi aynı zamanda Gizemli Nehir, Kızımı Kurtarın gibi eserlerin de yazarı.

Artemis Yayınları'ndan 2010 yılında çıkan 355 sayfalık kitabı Mehmet Karaosmanoğlu çevirmiş. Kitap "Uğultulu Tepeler atmosferinde geçen psikolojik bir gerilim, şiddet ve şeytanın romanı" olarak lanse ediliyor. Yıl 1954, kahramanız Teddy Daniels bir FBI çalışanı, Zindan Adası'na görevli olarak geliyor; görevi adadaki Ashecliffe Akıl Hastanesi'nden kaçan Rachel Solando isimli hastayı bulmak. Ancak bu görev hem hastanedekilerin pek de işbirliğine yanaşmayan tutumları ve şiddetli fırtına nedeniyle kolay değil. Ayrıca Komiser Daniels'in kendi sorunları işleri daha karmaşık hale getiriyor...

Kitap oldukça güzeldi, son çok hüzünlüydü, filmin çok başarılı bir uyarlama olduğunu da söyleyeyim... Keyifli okumalar...

Austen Diyarı - Shannon Hale

 

Not: Bu sefer de laptopumu 

Bir süre önce filmini izlemiştim (2013 yapımı, imdb:6,2) ve çok hoşuma gitmişti, sonra baktım kitaptan uyarlamaymış. 2016 yılında Artemis Yayınları'ndan çıkan 279 sayfalık romanımızı Zeynep Arıkan çevirmiş.

Jane Hayes 30'larında bir Amerikalıdır, bugüne kadar tüm ilişkilerinde hayal kırıklığına uğramıştır çünkü o kusursuz romantik aşkı aramaktadır, aynen izlemekten bıkmadığı Gurur ve Önyargı uyarlamasındaki yakışıklı Bay Darcy ile Elizabeth'inki gibi... Jane tam artık bu romantizmden kurtulmaya karar vermişken, teyzesi Carolyn onun Gurur ve Önyargı cd'sini görüp yeğeninin aşka kırgınlığını fark eder... Kısa bir süre sonra teyzesi ölünce, Jane hiç beklemediği bir sürprizle karşılaşır. Teyzesi Jane'e, Austen Diyarı isimli bir yerde 3 haftalık bir tatil hediye etmiştir. Burada, aynen bir Austen romanındaki gibi 19. yüzyıl şartlarında yaşayacaktır. Acaba Jane bu tatilde umduğu gibi romantik aşk hayallerini kalbinden söküp atacak mı yoksa tam tersi mi?

Çabuk okunan, eğlenceli ve merak uyandırıcı bir kitaptı, iki günde bitirdim. Hoş ve hafif bir şeyler okumak isteyenler buyursun:) Keyifli okumalar:)

Babalar ve Oğullar - İvan Turgenyev (Blogger Kitap Kulübü - Kasım)

 

Not 3: Eşim adaptörü tamir etti:)))

Not 2 : Bu sefer de laptopumun adaptörü bozuldu,  Merkür retrosu da yok ama... neyse artık:)))

Not: Laptopum düzeldi, ben ümidi kesmiş laptopu tamirciye götürmek üzere kenara koymuştum, oğluşum uğurlu eliyle dümesine basınca açılıverdi çok şükür:))

Blogger Kitap Kulübümüzün bu ayki ev sahibi sevgili Şule bizim için güzel bir klasik seçti; Turgenyev'den Babalar ve Oğullar (veya Babalar ve Çocuklar).

Turgenyev 1818-1883 yılları arasında yaşamış Rus şair ve romancı, romanlarında özellikle ailesinin etkisiyle zengin çiftlik sahiplerini konu edindiğindi belirtilmiş. Wikipedia'da kendisi ve romanı hakkındaki madde çok ilginç geldiği ve bana göre bir bakıma romanı aydınlattığı için burada yer vermek istiyorum;

9 Kasım 1818'de Orel kentinde doğar. Babası soylu bir ailedendi, fakat yoksul düşmüşlerdi. Süvari albayı baba Turgenev, Spasskoye malikanesinin sahibi, yaşlı bir kadın olan, Varvara Petrovna Lutovina ile evlenir. Bu evlilikten İvan doğar. Okumuş, eğitime, kültüre düşkün fakat bir o kadar da sert olan annesi, suç işleyen toprak kölelerini acımasızca cezalandırır, kırbaçlatır. Turgenyev'in fikirleri bu durumlar yüzünden küçük yaşta şekillenmeye başlar.

1862 yılında yazılan ve yazarın beşinci eseri olan bu roman, nihilizm (hiççilik, -Nihilizm, hiççilik ya da yokçuluk; Latince'de 'hiç' anlamına gelen nihil sözcüğünden türetilen Nihilizm, günümüzde birçok spesifik alt dala ayrılmakla beraber, en popüler tanımıyla; her şeyin anlamdan ve değerden yoksun olduğunu savunan felsefi görüştür. Nihilistler Tanrı'nın varlığını, iradenin özgürlüğünü, bilginin imkânını, ahlakı ve tarihin mutlu sonunu reddederler.^{[kaynak belirtilmeli]}

19. yüzyıl ortalarında Rusya'da, özellikle genç entelektüel kesim arasında taraftar bularak yükselen ve bu nedenle kendine büyük felsefi akımlar arasında yer edinen bir felsefi yaklaşımdır.- wikipedia) dalındaki ilk roman kabul ediliyormuş.

Açıkçası daha önce okuduğum ve şurada bahsettiğim bu eseri tekrar okumadım, o zaman bu romanı biraz sıkıcı bulmuştum ve konusunun daha çok Rusları ilgilendirdiğini düşünmüştüm. Ancak nihilizm bakış açısıyla okununca daha ilginç bulunabilir.

Kitapta genel olarak gelenekselliği temsil eden babalar ile bireyselliği, batıcılığı benimsemiş oğullar -özellikle Bazarov karakteri ile- arasındaki çatışma konu alınmış. 

Karakterlerimiz; genç tıp öğrencisi Arkadi, sınıf arkadaşı Bazarov, Arkadi'nin babası Nikolay, Nikolay'ın abisi Pavel, Nikolay'ın ilişki yaşadığı Feniçka, Bazarov'un ilişki yaşadığı zengin dul Anna, onun kız kardeşi Katya. 

Arkadi, üniversiteden mezun olunca arkadaşı Bazarov'u da alarak tatil için babası ve amcasının yaşadığı çiftliğe gelir. Bazarov alaycı ve baskın bir tiptir, biraz saf olan Arkadi arkadaşının etkisinde kalmaktadır. Özellikle aristokrat ve geleneklerine sıkı sıkı bağlı olan Pavel ile birbirlerinden pek hoşlanmazlar. Kitabın baş kahramanı Bazarov ve nihilizmin temsilcisi de o.

Kitaptaki olayları anlatmayı gerekli görmüyorum, yukarıda da dediğim gibi kitap bana pek hitap etmedi ama sonuçta bir klasik:) Blogger Kitap Kulübü arkadaşlarımın yorumlarına bakalım şimdi;

1. Dövüşürken hanımefendi değilim / She is the man - (https://applesodaa.blogspot.com/2022/12/bkk-kasm-2022-okuma-raporu.html?sc=1670160695718#c5475701865935999485)

2. Kitaplık/Okuma Günlüğüm - Eren (https://okumagunlugum.blogspot.com/)

3. Şule Uzundere Blog / Hayata Dair Her Şey - (https://suleuzundere.blogspot.com/)

4. Kaystros Tyrha / Kaplan Diary - (https://kaplandiary.blogspot.com/2022/11/blogger-kitap-kulubu-bkk-kasim-3-ay.html?sc=1670161664588#c3293699878256128298)

5. Yüreğimin İklimi - (https://yuregiminiklimi.blogspot.com/2022/11/okuduklarim-202299-babalar-ve-ogullar.html)

6. Gizem Gündüz / Okuyan Koala - (http://kitap28.blogspot.com/2022/12/babalar-ve-ogullar-blogger-kitap-kulubu.html/)

7. Gül Özdemir / Film Yabancı Dizi Anime ve Kitap - (https://fgofilmdizianime.blogspot.com/)

8. Manxcat - Kuyruksuz Kedi - (https://nurruyakara.blogspot.com/)

9. Su'nun Harikalar Diyarı - (https://sununnotu.blogspot.com/)

10. SevKoz / Sevimli Kitaplar - (https://sevimli-kitaplar.blogspot.com/ )

11. Tosbağa Günlüğü - (http://tosbagagunlugum.blogspot.com/2022/12/bkk-kasim-2022-babalar-ve-ogullar.html)

12. Sevgili Günlük - (https://www.aydinlikyuz.com/)

13. Kitap Eylemi (https://www.kitapeylemi.blogspot.com/)

14. Recep Hilmi Türkmen (https://www.rehitu.com)

15. Oytun'la Hayat - (http://oytunlahayat.blogspot.com/2022/11/babalar-ve-ogullar-ivan-turgenyev.html)

Belki Bir Başka Hayatta - Taylor Jenkins Reid

 

NOT: Bilgisayarım arızalandı, telefondan yorum ve cevap yazamıyorum maalesef, yorumlarınızı biraz geç cevaplayabileceğim, kusura bakmayın:)

Yabancı Yayınları'ndan 2017'de çıkan 334 sayfalık kitabımızı Gökçe Çiçek çevirmiş. 1983 doğumlu Amerikalı yazarımız, ilk romanını 2013 yılında yayınlamış. Bu, yazarımızın 2015 yılında yayımlanan üçüncü romanı, goodreads puanı da 3,81.

Kahramanımız Hannah 29 yaşında genç bir kadındır, umutsuz aşk hayatı ve olmayan kariyeri onu hayatını değiştirmeye zorlayınca New York'tan, Los Angeles'a en yakın arkadaşı Gabby'nin yanına yeni bir hayat kurmaya gider. Burası onun büyürken yaşadığı şehirdir ve çoğu arkadaşı da bu şehirdedir, hatta hayatının en büyük aşkı Ethan da... Kitabımız iki koldan ilerliyor, kendisi için verilen partiden sonra Hannah Ethan ile gidebilir veya onu başka bir kızla dans ederken gördüğü için onunla değil de Gabby ve kocası ile eve dönebilir... Bu seçim Hannah'ın hayatını bambaşka sonuçlara götürüyor...

Kitap ortalamaydı, kötü değil ancak soluksuz okuyacağınız bir roman da değil. Konu yeni değil, Sliding Doors (1998, imdb:6,7) filmini hatırlattı. Bir de benim kader anlayışıma uymuyor, bu kadar "basit" bir seçim insanın hayatının bambaşka yönlere gitmesine sebep olmaz bence... Neyse, kısacası idare eder diyebileceğim bir kitap. Keyifli okumalar dilerim:)

İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi - Holly Jackson

 

Epsilon Yayınları'ndan 2022 yazında çıkmış olan 380 sayfalık kitabımız (esasen 2019'da yazılmış), Şebnem Tansu tarafından çevrilmiş. 

Yazarımız 1992 İngiltere doğumlu ve ilk romanını 15 yaşındayken yazmış. "İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi" de bir seriymiş, bu da ilk kitap. Kitabımız goodreads puanı 4,36, serinin ikinci kitabının puanı da aynı... Seride bir de bu kitabın öncesinde, kahramanın dedektifliğin tadını ilk aldığı bir oyunu anlatan kitap da bulunuyor, 2021'de çıkmış, üçüncü kitaptan sonra... Serinin diğer kitaplarında da kahramanımız Pippa Fitz-Amobi, 17 yaşında sorumluluk sahibi, zeki ve meraklı, tatlı bir genç kız.

Pip, dönem ödevi olarak küçük kasabalarında 5 yıl önce işlenmiş bir cinayeti araştırmaya karar verir. 5 yıl önce 17 yaşındaki Sal Singh, kız arkadaşı ve aynı okula giden yaşıtı Andie Bell'i öldürüp intihar etmiştir. Andie'nin cesedi bulunamasa da tüm deliller Sal'i gösterdiğinden, olay Sal'in katil kabul edilmesiyle birlikte kapanır. Ancak Sal'ı yakından tanıyanlar veya onunla bir şekilde temasta bulunmuş olanlar bu kibar, iyi yürekli, neşeli çocuğun katil olduğuna asla inanamazlar, bu kişilerden biri de Pip'tir, dışlanan ve kötü muamele gören Singh ailesinin ve artık bu dünyada olmayan Sal'ın adını temize çıkarmalıdır... Bunun için ilk yardım istediği kişi de Sal'in kardeşi Ravi'dir. İlk başta Ravi Pip'e karşı temkinli olsa da, sonra fikrini değiştirir ve bu gizemli projede ona ortak olur... İkili cinayeti çözmeye çalışırken pek çok zorluğu aşmak zorunda kalacaklardır...

Kitabı çok sevdim, öncelikle görsel olarak çok güzel hazırlanmış, örneğin e-posta gönderimleri, mesajlar vs farklı görsellerle verilmiş. Kurgu güzel, merak uyandırıcı, arka planda Pip ve Ravi'nin arkadaşlığı çok tatlı, Pip'in duygusal tarafı çok hoş... Kısacası sevdiğim bir roman oldu, serinin diğer kitaplarını da okumak isterim, umarım basılır. Keyifli okumalar...

resim: goodreads

Parfümün Dansı - Tom Robbins

Bu kitabı değerli blogger dostumuz Arakolpa'nın tavsiyesi ile okudum, kendisi yazarın sıkı bir hayranı, blogunda yazarın diğer kitaplarıyla ilgili yazılarını da bulabilirsiniz.

Tom Robbins 1932 doğumlu Amerikalı bir yazar. Wikipedia'da yazar hakkında şöyle ilginç bir tanıtıma yer verilmiş;

Robbins, "Oyunculuk, uçarılık değil bilgeliktir" görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık derecesinde oyuncul romanlar yazmaktadır. Romanları, hayatın daha ciddi yanlarını inkar etmez; "her şeye rağmen mutluluk" ilkesinin savunuculuğunu yapar. Bu ilkenin içerdiği mesajı, romanlarındaki karakterlerin felsefeleri ve aynı zamanda da incelikli yazı biçimiyle iletir. Edepsiz kelime oyunları, alakasız sonuçlar, zıtlık içeren ifadeler, ara sözler, Robbins'in anlatımının belli başlı özellikleridir. Romanları yalnızca edebi uzlaşımları değil, insanoğlunu tatmin etmenin en iyi yolu hakkında toplumda yer alan varsayımları da sorgular. Robbins, panteizm, mistik Doğu dinleri ve Yeni Fizik gibi çeşitli kaynaklardan alternatif düşünceleri bir araya getirir.

1985 yılında yazılıp hemen çok satarlar arasına giren kitabımızın orijinal ismi Jitterbug Perfume, Türkçesi Swing Parfümü. Kitap ülkemizde ilk olarak Kelebek Yayınları'ndan 1985 yılında Pancarın Dansı ismiyle basılmış, sonra Ayrıntı Yayınları'ndan ilk olarak 1995 yılında basılıp birçok kereler yeniden basılmış. 370 sayfalık kitabı Belkış Çorakçı Dişbudak çevirmiş.

Kitabımız pancarla başlayıp pancarla bitiyor. Kahramanlarımız Seattle'dan parfüm meraklısı bir garson Priscilla, New Orleans'tan küçük bir dükkandaki bir parfüm yapımcısı Lily Devalier ve yardımcısı V'lu, Paris'ten bir büyük bir parfüm üreticisi olan LeFever kardeşler ve tabi ki ölümsüzlüğü yakalayacak olan eski bir kral Alobar, eşi Kudra ve tabi ki Pan...

Kitaptaki en uzun bölümler Alobar ile ilgili kısımlar, onun ve sonradan ona katılan Kudra'nın hikayesini uzun uzun okuyoruz -açıkçası bu bölümlerin uzunluğu ve konuya biraz geç bağlanışı romanın içine girmemizi biraz erteliyor-. Zaten kokularla esas ilgili olan kişi de Kudra. 

Eş zamanlı olarak mükemmel parfümü yapma arayışındaki kahramanlarımızın yolları birbirleriyle ve "pancarla" kesişir, olaylar gelişir:)) Arakolpa'nın dediğine göre yazarın doğru düzgün bir olay örgüsüne sahip nadir (yoksa tek miydi :D) kitaplarından biri. Kitabı sevdim (Alobar'lı kısım biraz daha kısa olsa daha çok sevebilirdim ama sanıyorum alt metinde yazarın anlatmak istediği, aynı zamanda kitabın alt yapısını oluşturan ama benim tam kavrayamadığım bir şeyler daha vardı, örneğin Alobar'ın Hristiyanlıkla tanışması ve buna karşılık Pan'la olan ilişkisi vs. gibi). Yazarın benzetmeleri kitabın en sevdiğim kısımları oldu, oldukça zihin açıcı bir okuma oldu benim için. En sevdiğim bölüm ise son bölümdü, oradaki anlatım çok hoşuma gitti. Yazarın bir de Ağaçkakan romanını almıştım, onu da merak ediyorum, yalnız yazarın her okura hitap etmeyebileceğini de eklemek isterim, keyifli okumalar dilerim:)

 

Evlilik Meselesi - Jeffrey Eugenides

 

Domingo Yayınları'ndan 2018'de çıkan 437 sayfalık kitabımızı Solmaz Kamuran çevirmiş. 1960 doğumlu Amerika doğumlu yazarımız, anne tarafından İrlanda kökenli, baba tarafından ise Bursalı bir Rum aileden geliyormuş. İlk romanı Bakir İntiharları, Sofia Coppola tarafından sinemaya aktarılmış. Middlesex romanı ise 2003 yılında Pulitzer Ödülü almış.

Bu romanın tanıtımı şöyle yapılmış;

"1980’lerdeyiz… İflah olmaz romantik ve edebiyat tutkunu Madeleine Hanna, üniversite bitirme tezi için Jane Austen ve George Eliot’ın eserleri üstünden Victoria dönemindeki evlilik kurgusunu sorgulamakla meşgul. Tez konusu hayatını da ele geçirmiş durumda: Madeleine tutkulu, şiddetli ve ıstırap dolu bir aşk öyküsünün kahramanı. Üstelik aşkının diğer ucunda bir değil, iki erkek var: zeki, çekici biyoloji öğrencisi Leonard ile içine kapanık, kuşkularla dolu teoloji öğrencisi Mitchell.

Üniversite bitse de üçgen ayakta kalacak; gençliğin bitişiyle birlikte yüzleşecekler, hayatın anlamı ve aşkın gerçek doğasını sorgulamaya birlikte sürüklenecekler."

Bu tanıtımdan hoş bir aşk romanı okuyacağımı düşünmüştüm!! Özette de gördüğümüz gibi bir aşk üçgeni var ortada, bu arada esas oğlan Leonard manik-depresif, onun rahatsızlığı ile ilgili durumlar var. Romanın çoğu bununla ilgili durumlar üstüne. Geri kalanı ise karakterlerin cinsel hayatları, fantezileri vs. üstüne. Daha çok Amerikan kültürüne hitap ettiğini düşünüyorum, belki Amerikalılara daha anlamlı gelebilir; ama ilişkilerin yüzeyselliği, sadece cinsellik üzerine olması beni rahatsız etti. İlk 5-10 sayfayı normal bir şekilde okuyup, geri kalanı hızlı okumayla geçtim. Kısacası zor tahammül ettiğim bir kitap oldu... Keyifli okumalar dilerim...

Bayan Westaway'in Ölümü - Ruth Ware (Blogger Kitap Kulübü - Ekim)

 

Blogger Kitap Kulübü olarak ikinci ayımızdayız, bu ayın ev sahibi benim:) Ayın kitabı olarak en sevdiğim tür olan psikolojik gerilim türünden bir kitap seçtim. Ruth Ware bu türden romanlar yazan bir yazar. Kendisini biraz tanıyalım...

Ruth Ware 1977, Sussex doğumlu İngiliz yazar. Manchester Üniversitesi mezunu yazarımız bir süre Paris'te yaşamış. Yazarlık yapmadan önce garsonluk, kitap satıcılığı ve öğretmenlik yapmış. Yazarlık kariyerine Ruth Warburton adıyla 2013-2014 yılları arasında yazdığı 4 kitaplık genç yetişkin fantazi romanları ile başlamış. Sonra 2015 yılında Karanlık Orman ismindeki ilk psikolojik gerilim romanını yazmış, devamında yedi roman daha yazmış. Ancak dilimize bu romanı dahil üç tanesi çevrilmiş.

Psikolojik gerilim romanlarındaki yazım tarzı Agatha Christie'ye benzetiliyormuş. (Bu romanında da hatta "Agatha Christie romanlarındaki gibi bir atmosfer vardı..." benzeri bir cümle geçiyor.) Yazarın kahramanları genellikle kendilerini suçla ilişkili tehlikeli durumlarda bulan sıradan kadınlar. Yazar ayrıca oluşturduğu kasvetli atmosferle karakterleri olaylara şiddetli tepkiler vermeye itiyor. Atmosfer yazarın romanlarında önemli bir yer tutuyor.

Bu yazarın dördüncü romanı, 2018 yılında yazmış. Goodreads puanı 3,82. 

İthaki Yayınları'ndan 2020 yılında çıkan 408 sayfalık kitabımızı Aslıhan Kuzucan çevirmiş. Kapağı da Hamdi Akçay tasarlamış. 

Konumuza gelirsek; Harriett Westaway -kısaca Hal- ,

annesini bir kaç yıl önce kaybetmiş, başka kimsesi olmayan ve kendi başına hayat mücadelesi veren, 21 yaşında Brighton'lu bir kızdır.  Annesini kaybedince doğan çalışma zorunluluğu nedeniyle liseyi bile bitirememiştir. Panayırdaki standında tarot falcılığı yapan annesinin yerine geçmiştir. Ancak kazandığı ona zar zor yetmektedir, yarı aç yarı tok gezer. Ama başında bundan daha büyük bir bela vardır, çok zor bir zamanda tefeciden aldığı borç, sürekli ödeme yapmasına rağmen bir türlü kapanmaz, sık sık aldığı tehditler artık onu korkutmaktadır. Bir gün hiç beklenmedik bir mektup alır; büyükannesi Bayan Westaway vefat etmiştir, kendisi de cenaze törenine katılmak ve mirasın açıklanması için Trepassen Konağı'na davet edilmektedir. Hal paraya bu kadar ihtiyaç duyduğu bir anda gelen mektuba çok şaşırır ancak ortada bir sorun vardır, onun büyükannesi uzun yıllar önce ölmüştür. Hal durumun isim benzerliğinden doğan bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünür ancak paraya o kadar ihtiyacı vardır ki nihayet oraya gidip sahte torun olarak davranmaya ve mirası almaya karar verir. Tabi öncesinde Westaway'leri iyice araştırır. 

Romanda ayrıca Hal'ın annesi Maggie'nin günlüğünden de bazı bölümler okuyoruz.

Hal, konağa gittiğinde yapacağı rolün hiç de kolay olmayacağını anlar, aile üyeleri bir yana, Bayan Westaway'in sadık yardımcısı yaşlı ve huysuz Bayan Warren (ki kendisi Rebecca romanındaki emektar ve ürkütücü Bayan Danvers'a benzetilmekte) başlı başına çetin bir cevizdir, en başından beri Hal'a şüpheyle yaklaşmaktadır. Her şeye rağmen Hal rolüne devam etmeye çalışır. Ancak orada öğrendiği bir takım gerçekler onu şok eder. 

Hal miras meselesinin nasıl sonuçlanacağı konusunda endişe ededursun, tesadüfen öğrendikleri onu çok daha başka bir noktaya getirir. Kitabın son çeyreğine geldiğimizde artık gizem yön değiştirmiştir, Hal'ın odağı bambaşkadır şimdi.  Özellikle son bölümde gerilim doruk yapar...

Başta romana girmekte biraz zorlandım ama özellikle yaklaşık bir 150 sayfa sonra kitap ilginçleşmeye başladı. Hal gittikçe, gerçeklerin açığa çıkacağı, maskesinin düşeceği noktaya yaklaşıyordu, yazar o gerilimi güzel yansıtmış. Sonda ise çok fazla git-gel vardı, Hal bir gidiyor, bir geliyor yani o biraz sıktı beni. Bir de anlatım bazı yerlerde karışık geldi -sürprizbozan- mesela ben hala Hal'ın annesi kim, tam emin değilim -sürprizbozan-. Son olarak (hadi daha fazla sürprizbozan vermeyelim:) katilin motivasyonunu çok yetersiz buldum, önceki yaptıklarıyla da hiç bağdaştıramadım... 

Psikolojik gerilimin çok daha güzel örneklerini okuduktan sonra, bu kitaba puanım 5 üzerinden 3. Kötü diyemeyiz, anlatım güzel, temiz ancak kurguyu biraz zayıf buldum, bende güçlü bir merak oluşturamadı. Sizlerin ve değerli kulüp üyesi arkadaşlarımın yorumlarını merak ediyorum, buyurun tartışalım...:)

Kitap hakkında yazan kulüp üyelerimizin yazıları şöyle;

1. Dövüşürken hanımefendi değilim / She is the man - (https://applesodaa.blogspot.com/2022/11/bkk-ekim-2022-okuma-raporu.html?sc=1667479347111#c2073533744474263253)

2. Kitaplık/Okuma Günlüğüm - Eren (https://okumagunlugum.blogspot.com/)

3. Şule Uzundere Blog / Hayata Dair Her Şey - (https://suleuzundere.blogspot.com/2022/11/ruth-ware-bayan-westawayin-olumu.html)

4. Kaystros Tyrha / Kaplan Diary - (https://kaplandiary.blogspot.com/2022/11/blogger-kitap-kulubu-bkk-ekim-2-hafta.html?sc=1667480924972#c3542838642639635394)

5. Yüreğimin İklimi - (https://yuregiminiklimi.blogspot.com/2022/10/okudum-202289-bayan-westawayin-olumu.html)

6. Gizem Gündüz / Okuyan Koala - (http://kitap28.blogspot.com/2022/10/bayan-westawayin-olumuruth-ware-blogger.html/)

7. Gül Özdemir / Film Yabancı Dizi Anime ve Kitap - (https://fgofilmdizianime.blogspot.com/)

8. Manxcat - Kuyruksuz Kedi - (https://nurruyakara.blogspot.com/)

9. Su'nun Harikalar Diyarı - (https://sununnotu.blogspot.com/2022/10/bayan-wastvayin-olumuruth-ware.html/)

10. SevKoz / Sevimli Kitaplar - (https://sevimli-kitaplar.blogspot.com/2022/11/bayan-westawayin-olumu-ruth-ware-kitap.html

11. Tosbağa Günlüğü - (http://tosbagagunlugum.blogspot.com/2022/11/blogger-kitap-kulubu-bkk-ekim-2022-2ay.html)

12. Sevgili Günlük - (https://www.aydinlikyuz.com/2022/11/bayan-westawayin-olumu-kitap-yorumu.html#comment-4528)

Kasım ayının ev sahibi Babalar ve Oğullar kitabı ile sevgili Şule :)

Resim 2: wikipedia

Rosie Projesi - Graeme Simsion

 

Pegasus Yayınları'ndan 2015 yılında çıkan kitabımız 346 sayfa, çevirisini Solina Silahlı yapmış. Kapakta Bill Gates'in yorumu var; "Okuduktan sonra arkadaşlarıma da birer tane hediye etmeden duramadım."

Kahramanımız 39 yaşındaki Don, bir genetik profesörüdür ve kendisi bunun tam olarak farkında olmasa da Asperger Sendromuna sahiptir. Pek fazla çevresi olmayan Don bir gün evlenme zamanının geldiğine karar verir çünkü bir komşusu ona "senden iyi koca olur" demiştir. Don bu sorunu çözmek için detaylı bir anket hazırlar, ancak ideal eşini bulması çok zordur. Yakın arkadaşı Gene'in ufak bir müdahalesi ile Don, ideal eşinin tam zıttı özelliklere sahip doktora öğrencisi Rosie ile tanışır; ideal eşten çok uzak olmasına rağmen onunla çok iyi vakit geçirdiğini de yadsıyamaz. Bu arada Rosie ile arkadaşlığı ilerleyince, onun babasının kim olduğunu tam olarak bilmediğini ve arayışta olduğunu görür, bir genetik profesörü olarak arkadaşına yardım etmeye karar verir. Bu süreç ikisi için de bambaşka bir macera olacaktır...

"Eleanor Oliphant Gayet İyi" kitabını çok beğenerek okuduktan sonra, ona benzer kitapları ararken bu kitapla karşılaştım. İki kitabın da karakterlerinin sosyal becerileri zayıf, bu durum nedeniyle iki kitapta da komik yerler var. Aslında iki kitap benziyor ama Eleanor Oliphant Gayet İyi benim çok beğendiğim bir kitap olurken, bu kitaba "fena değil" diyebiliyorum. Keyifli okumalar dilerim...

Neden bunu bana daha önce kimse söylemedi? - Julie Smith

 

Butik Yayıncılık'tan bu yıl çıkan kitabımız 314 sayfa. Çok iddialı olan kitabın fiyatı da oldukça iddialı, ama bu tip kitapların baskısı hemen tükendiği için pahalı da olsa kaçırmayayım dedim...

Kitap 8 bölümden oluşuyor, karanlık yerlerde (keyifsizlik), motivasyon, duygusal ıstırap, yas, kendinden kuşku duymak, korku, stres ve anlamlı bir hayat...

Bir klinik psikolog olan yazarımız her bölümde, bir terapiste gidemeyen kişilerin ilgili konuda hayatlarını kolaylaştıracak bilgiler, ipuçları sunuyor. Kitap benim için biraz hayal kırıklığı oldu. Maalesef ufkumu açacak bir bilgi ile karşılaşmadığım gibi, çeviri de hiç akıcı değildi. Keyifli okumalar dilerim...

Son “Artjournal”im :)

Yıllar önce artjournal ile ilgili yazılar paylaşmıştım, o zamandan bu zamana ara ara bu tarz şeyler yapıyordum, en son yine bir defter bitirdim:) İnstagramda paylaşmıştım, burada da paylaşmak istedim:) Bölüm yazılarına tıklayarak izleyebilirsiniz:) 

Bölüm 1

Bölüm 2

Bölüm 3

Bölüm 4

Bir Sonbahar Aşkı -Milly Johnson

 

Mevsime uygun, romantik bir kitap ararken bu kitapla karşılaştım, yazar her mevsim için birer kitap yazmış zaten. Hyperion Yayınları'ndan 2014 yılında çıkmış kitabımız, benim okuduğum cep versiyonu 482 sayfa, çeviriyi de Belgin Selen Haktanır yapmış. Kitabımızın goodreads puanı 4,1. 

Orta yaşlarını sürmekte olan Juliet, eşi onu terk ettikten sonra bir ev arkadaşı bulmak zorunda kalır. Floz (Florance) harika bir ev arkadaşı olur. Bu arada Juliet'in erkek kardeşi Guy ile Floz arasında bir aşk kıvılcımlanmaktadır ve tabi Juliet ile oldum olası gıcık olduğu Steve arasında. Ama tabi işler her zaman süt liman gitmez. Çiftlerimiz mutluluğu yakalamak için önce bazı badireleri atlatmak zorundadırlar.

Aradığım şey aslında şiirsel sonbahar tasvirleri, iç ısıtan çaylar, balkabaklı turtalar, yumuşacık kazaklarla dolu bir arka planda geçen romantik bir aşk hikayesiydi, ayrıca madem sonbaharla ilgili hiçbir şey yok kitabın adı niye Bir Sonbahar Aşkı?? Tahmin ettiğiniz gibi kitapta ay isimleri dışında sonbaharı hatırlatacak başka bir şey yok. Kötü bir kitap değil ama okunmasa da olur diyebilirim... Bana tavsiye edebileceğiniz sonbaharda aşkı anlatan bir kitap var mı? Aşk olmasa da olur ama dolu dolu bir sonbahar olsa güzel olur:)) Keyifli okumalar:)

Yazarlarevi Cinayeti - Oya Baydar

 

Can Yayınları'ndan Nisan 2022'de çıkan kitabımız 357 sayfa, kapak tasarımına bayıldığımı da söylemeden geçemeyeceğim, Kubilay Aydemir yapmış:)

Oya Baydar'ın çok uzun yıllar önce Kedi Mektupları kitabını okumuş ve sevmiştim. Bu kitap da ismi ve konusuyla ilgimi çekmişti, yorumlarda edebiyat severlerin hoşuna gideceğini yazmışlar. Çünkü kahramanımız yazar, Marmara Ada'sında yaşayan ünlü bir yazar ve çevresindeki edebiyatı, yazmayı seven gençlerle birlikte toplanıp sohbetler yapıyor...

Konumuz şöyle, ailesinden ayrı yaşayan "yazar" yamaçtaki evinin önündeki kayalardan denize düşüp ölür, her ne kadar "kaza" dense de belirtilen yerden düşmek çok zordur, dolayısıyla pek çok kişi bunun cinayet olduğunu düşünmektedir, bazıları ise artık yazamayan yazarın bu nedenle intihar ettiğini iddia eder. Yazarın kızı Ceren babasının evini düzenlemek için uzun yıllar sonra adaya gelir. Yazara hayran gençler artık koca koca adamlar olmuşlardır, Ceren onlarla konuşup babasının ölümünün üstündeki esrar perdesini kaldırmaya niyetlenir...

Kitabı sevemedim, dili hiç bana hitap etmedi, konusunu da sevemedim ve bir edebiyat sever olarak yapılan sohbetlerden de keyif alamadım... Yazarın dilini seviyorsanız belki siz bu kitabı seversiniz, keyifli okumalar dilerim..:)