18 Ocak 2013 Cuma

Anna Karenina - Lev Tolstoy


Bir çoklarına göre dünyanın en iyi romanı kabul edilen Anna Karenina uzun zamandır okuma listemdeydi, bir taraftan geçenlerde -kitabın atmosferine uygun olarak:)-yağan kar bir taraftan Anna Karenina'nın vizyona girecek olması gibi etkenler romana başlamamı sağladı:)

Benim okuduğum kitap Alter Yayınlarına ait ve 720 sayfa. Çoğu kitap değerlendirme yazımda yayın evleri üzerinde de duruyorum, çünkü kitap bana göre bir "tüketim" ürünü değil bir kültür ürünü, yazara ve esere duyulan saygıyı kitabın baskısında da görmeliyiz diye düşünüyorum. Bir kitabı aldığımda ilk baktığım şeylerden birisi iç kapak arkasındaki künye kısmı, örneğin o eser ilk olarak hangi yılda basılmış, kitabın orijinal ismi bence burada mutlaka olması gereken bilgiler. Bir çok yayın evi bu bilgilere yer vermiyor. Diğer bir nokta; özellikle Anna Karenina gibi büyük bir klasiği yayınlıyorsanız bana göre eser ve yazarla ilgili bir önsöz yazmanız gerekir. Alter yayınevi kitabın arka kapağında yazarın hayatıyla ilgili bilgi vermiş, en azından burada Anna Karenina'nın hangi yılda yazdığını da belirtebilirlerdi.

Sevgili arkadaşlar, ben bu kitabı internet kitap satış sitelerinden birinden aldım, "Anna Karenina" diye aratınca bir sürü yayınevine ait kitap çıktı, bunların bir kısmı sadeleştirilmiş basımlardı, bunları eleyince de karşıma bir kaç seçenek çıktı ve ben malesef cimrilik edip 6-7 lira için Alter yayınevine ait olan bu kitabı aldım. Herhalde Tolstoy kitabının ne kadar özensiz basıldığını görseydi deli olurdu! Bir okur olarak ben deli oldum. Bu yayınevinden bu kitabı kimse okumadı herhalde, zaten iç kapakta editör diye biri yer almıyor. Yazım hataları inanılmaz boyutta, korsan kitaplarda bile bu kadar hata bulamazsınız. Bir cümle başlıyor ama devamında başka bir cümle bitiyor. Neyse fazla uzatmaya gerek yok, kısacası böyle bir eseri okuyacaksanız mutlaka iyi bir yayın evinden çıkmış baskıyı tercih edin.

Kitaba gelirsek; Anna Karenina'nın konusunu az çok bilirsiniz. 19.yy Rusya'sında seçkin sınıfa mensup, yüksek sınıftan bir devlet memuruyla evli olan Anna Karenina gönlünü genç subaylardan Wronsky isimli bir delikanlıya kaptırır. Ancak bu delikanlı daha önce sosyetenin güzel kızlarından Kitty ile görüşmüş ve istemeden de olsa genç kızı umutlandırmıştır. Anna Karenina, aynı zamanda Kitty'nin ablası Dolly'nin de görümcesi olur. Anna herşeyi göze alıp Wronsky ile sonu belirsiz bir aşka yelken açar, ama aşk mutlu olmak için her zaman yeterli değildir.

Kitapta Anna Karenina kadar baskın olan diğer bir karakter ise Kitty'e umutsuzcasına ait, Rus sosyete yaşamından uzak ama kültürlü bir adam olan Levine'dir. Kitapta hemen hemen Anna Karenina ve Levine'den aynı ağırlıkta bahsedilmekte.


Kitapta ön planda Anna'nın aşkı ve içinde bulunduğu acı verici durumlardan yer alırken, arka planda Rus sosyetesi ve Rus köylüsünün yaşamı ve sorunlarından da bahsediliyor. Levine'in sosyeteden hoşlanmayışı ve onun insanı özendiren kır yaşamı anlatılırken, Rus köylüsünün durumu da bu sayede ortaya koyuluyor. Tolstoy'un yaşamına baktığımızda onun da aristokrat ve varlıklı bir ailede doğduğu halde Levine gibi bu sosyete ortamlarından hoşlanmadığı, Rus köylüsünün durumuna üzüldüğü ve hayatının sonlarına doğru onlar gibi yaşamaya özendiğini görürüz. Bu arada yazarın hayatıyla ilgili Son İstasyon isimli filmi öneririm. Evet, bu noktalara baktığımızda yazarın Levine karakterine (zaten isim benzerliği de var) kendinden çok şey kattığını görebiliriz.


Anna Karenina romanında çok fazla karakter var, üstelik bu karakterlerin birbirine benzer ve çok sayıdaki isimleri -baskı hataları da işin içine girince- romanın başlarında özellikle zorluk yarattı. Yazar pek çok karakterin iç dünyasını incelemiş, bu kadar karaktere böylesine hakim olup onların her duygusunu samimi bir şekilde yansıtabilmek inanılmaz. Bir de kitapta bölümler veya herhangi bir ayırma yok, yazar bir kaç paragraf bir karakteri anlatırken sonra hemen hiç bir bağlama yapmadan diğer karakterle ilgili olayları anlatmaya başlıyor. Başta da dediğim gibi dahiyene bir roman, ancak benim bir okur olarak içinde kaybolacak kadar etkilendiğim bir roman olmadı, yalnız özellikle Anna'nın duygularının canlılığı, özellikle oğlu ile yaşadığı karşılaşma sahnesi ve Wronsky'nin aşkından şüphe ederken çektiği acının anlatılışı beni çok etkiledi. Okunması gereken bir kitap, yakında filmini de izlemeyi düşünüyorum:) Keyifli okumalar.

Resim 1:http://imgc.artprintimages.com/images/art-print/james-l-stanfield-russian-women-dressed-in-black-walk-across-a-snowy-square-toward-two-orthodox-churches_i-G-26-2630-O74MD00Z.jpg

24 yorum:

  1. nasıl böyle bir hata yapabilirsin? sadeleşmiş ve ucuz baskılar çok kötüdür. edebi anlamda ne bir zevk alırsınız, ne de kitabın hakkı verilmiş olur. ben yıllar önce okumuştum sanırım milli eğitim yay. idi.klasiklerde ise Hasan Ali Yücel yayınları iyidir..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buket Hanım bilmiyorum boyle bir şeyle karşılaşacağım hic aklıma gelmemişti, geç de olsa akillandim:) tavsiyeniz icin teşekkür ederim, bu kitabı bir de bahsettiğiniz baskılardan okumak isterim, sevgiler:)

      Sil
  2. Haklısın Erencim, basım ve dizgi kalitesine güvendiğimiz yayınevlerinden takip etmek lazım.
    Ben Anna Karenina'yı 1998 yazında okumuştum. Tarihini çok iyi hatırlıyorum çünkü okul stajımı yapıyordum ve sabahları işe giderken serviste ve öğle tatillerinde okumuştum.
    Rahmetli babacığımın kütüphanesinden yadigar kalan kitaplardan biriydi. 1970 basımı Hayat Neşritay'a ait.
    Filmini ben de izlemedim ama izlemek istiyorum.
    Sevgilerimle canım ^-^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuyancim senin de baskı hataları konusunda ne kadar titiz olduğunu yazılarından biliyorum:) Anna Karenina seni de etkilemiş olmalı ki ne zaman okuduğunu bu kadar net hatırlıyorsun:) guzel yorumun icin teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  3. tam bir düş kırıklığı olmuş senin için ama olsun, inş daha kapsamlılarını da okursun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili kitap eylemcisi, aynen dediğin gibi oldu, ama iyi tarafı kitabı düzgün bir baskiyla tekrar okumak istiyorum:)

      Sil
  4. Eren Rus Eddebiyatını severim. Pek çok yazarını okudum, Tolstoy, Pasternak, Dostoyevski, Soljenitsin ve devam eder böyle. Bazılarının dilleri ağır, karanlıktır öyküleride. Ama severimi Anna Karenina'yı okuduğumda 20 yaşındaydım :) ki o zaman Rus yazarları daha fazla takip ediyordum.
    Hüzünlü dili çok etkilemişti beni.
    Eğer bir kitapta basım hatası varsa, çok soğuyorum. Sinir oluyorum inan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslicim ben Rus edebiyatıyla yeni yeni tanisiyorum diyebilirim ama kesinlikle daha oradan okumak istediğim cok kitap var, senin de genç yaştan beri ne kadar bilinçli bir okur olduğunu biliyorum zaten:) yorumun icin teşekkür ederim sevgiler:)

      Sil
  5. Yayınevinin adını okuduktan sonra içimden 'Umarım bu yayınevi çok iyi demez' diye geçirdim. Zira tanınmış büyük yayınevlerinin klasikler konusunda oldukça ciddi çalıştıklarını düşünüyorum. Ben klasiklerde tercihimi YKY'den yana yapıyorum. Kazım Taşkent adıyla çıkan yayınların hem çevirileri güzel hem de hata sıfır, oldukça doyurucu. Bence bu kitabı YKY'den alıp oku derim sana.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok haklısınız bende Kazım Taşkent serisinden bir kac kitap okumuştum, son derece titiz isimlerine yakışır baskı ve çeviri kalitesi var, tavsiyeniz icin teşekkür ederim:)

      Sil
  6. Çok güzel bir tesadüf:)) Bende kitabı 3-4 gün önce okudum ama ben çok iyi çevirisi olan Türkiye İş Bankası yayınlarından okudum. Klasiklerin çevirileri çok önemli. Vakti zamanında ucuz diye bende sizin gibi çok sayıda klasiği bordo yayınlarından almıştım. Çevirileri berbattı. okumamayı yeğlerdim. Şimdi tek tek klasikleri ya Türkiye İş Bankası ya da can Yayınlarından çocuklarımla birlikte kütüphanemize katıyoruz. Onlar bir hazine değerindeler. Evinize ha paha biçilmez bir sanat eseri almışsınız ha o güzel çevrilmiş klasikleri. Bana göre hiç fark etmez.
    Romana gelirsek bende çok ama çok beğendim ve çok etkilendim. Hala etkisi altından çıkmış değilim.

    YanıtlaSil
  7. Evet yazınızı gördüm hatta ama kendi yazımı yayinlamadan etkilenmemek icin sizin yazınızı okumadım, sizin yorumumuzu merak ediyorum:) ne kadar guzel demissiniz "ha paha biçilmez bir sanat eseri ha guzel çevrilmiş klasikler", tam bir kitap severim düşüncesi olmalı, cok haklısınız, yorumunuz ve tavsiyeniz icin teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  8. Keske yarim birakip baska bir yayinevinden okusaydin. Bu tarz yayinevlerini veya ticareti de anlamak zor, madem bir maliyete kaylaniyorsun hakkini ver, gelecegin olsun, daimi geliri garantile. Manyigi ticaretse sadece, yazara saygi zaten hayal boyle olunca.

    Ben de okumayi cok istiyorum, keske filmi vizyonda iken okumus olabilseydim, romanlarin film uyarlamalatini seviyorum, okumaya tesvik ediyor :) bu yil yine bir suru roman uyarlamasi film vizyona girecek.

    Bol kitapli bir yil diliyorum :)

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saziyecim "bu kadar okudum artık" dedim birakamadim ama haklısin. Ben de ona şaşırıyorum o kadar maliyete katlanip böyle özensiz bir basim olması... Roman uyarlamalarini ben de seviyorum ve filmi merakla bekliyorum. Guzel dilegin icin teşekkür ederim ve bir kitapsever olarak ben de sana harika kitaplarla dolu bir yıl dilerim, sevgiler:)

      Sil
  9. Daha okumaya başlarken yazıyı anladım kitapta şikayet edeceğini çünkü yayınevini söylemiştin..Mutlaka ve mutlaka klasik eserleri iletişim yay. ya da iş bankası yay. dana al derim Erencim, gerçekten çok önemli:)
    Bu arada Tolstoy'un hayatı filmini izlemiştim ve beğenmiştim ama şimdi vizyondaki Anna Karenina'yı önermiyorum, blogumda da yazdığım gibi sana Sophie Marceu'nun oynadığı versiyonu öneririm...
    Sevgilerimle:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Natalicim akillandim ama biraz geç oldu:) film tavsiyen icin teşekkür ederim, mutlaka izlemek isterim, sevgiler:)

      Sil
    2. Baykuş Gözüyle, Can Yayınlarının klasik çevirileri de çok güzel. Ben onu da öneriyorum. Anna Karenina nın son gösterimdeki filmine bende gitmeyi istedim ama ona giden arkadaşlarım beğenmemişler. 1997 yapımı filmi çok güzeldi diyorlar. Bu son gösterimdeki filmde duygular iyi verilmemiş. Bu nedenle bende gitmeyi düşünmüyorum. 1997 yapım filmi 2 dvd halinde satılıyor. Onu almayı düşünüyorum.

      Sil
    3. Tavsiyen için çok teşekkür ederim Natalicim, hem 97 hem de 2012 yapımı filmleri izledim, kesinlikle yorumuna katılıyorum, yeni filmde konudan ziyade dekor ve yönetmenlik teknikleri öne çıkmış, 97 yapımı film ise harika bir uyarlama, tam kafamda canlandırdığım gibiydi, Levine rolündeki oyuncuyu beğenirim, bu filmde de çok iyiydi:)

      Sil
  10. filmde Levine karakteri çok az anlatılmıştı, ama benim asıl ilgimi çeken de o oldu:) Demek ki kitapta baskın bir karaktermiş. Asıl güzel giden o ve Kitty'nin öyküsüydü ama tabii ki gölgede kalmıştı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Iyice merak ettim filmi, mutlu son Levine ve Kitty'nin:)

      Sil
  11. Açıkçası gözümün korktuğu ama bir o kadar da okumak istediğim kitaplardan birisi. Sizin gibi bloggerlar sayesinde okumaya başladığımda isimleri kısa açıklamalarla birlikte not edeceğim bir çetele tutmam gerektiğine ve yayınevine çok dikkatli karar vermem gerektiğine kanaat getirdim yeniden, teşekkürler yazı için =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle:) okumaya başladığınızda kitabın cok rahat ilerlediğini göreceksiniz, kitabı okursanız yorumumuzu merak ediyorum, tesekkurler, keyifli okumalar:)

      Sil
  12. Dünya Klasiklerinde Akvaryum yayınlarının üzerine tanımam.30 a yakın kitabı mevcut.Birçoğunu okudum yazım yanlışları yok denecek kadar az oluyor.Tavsiye ederim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tavsiyeniz için teşekkür ederim, dikkate alacağım:)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...