31 Ağustos 2021 Salı

Jane Eyre - Charlotte Bronte

 


Bronte Kardeşler'e (favorim Emily olsa da) özel bir ilgim var. Jane Eyre'i orta okulda okumuştum, beğenmiş olmakla birlikte çok da etkilenmemiştim. Kitaptan aklımda pek de bir şey kalmadığını fark edince Yabancı Yayınları'nın bu ciltli, şömizli, şık baskısını edinmeye karar verdim. Kitabı alınca 631 sayfa olduğunu görüp şaşırdım çünkü orta okulda okuduğum 250-300 sayfaydı, demek ki kısaltılmış versiyonunu okumuşum da ondan fazla etkilenmemişim, çünkü bu okuyuşumda mest oldum...

Arzu Altınanıt'ın çevirisini beğendim, kitapta sadece birkaç yazım hatası vardı. Charlotte Bronte kitabı 1847'de (30 yaşında) yayınlamış. O zamanki şartlar düşünülünce o yaşında böyle bir bilgeliğe, olgunluğa, edebi yetkinliğe sahip olması inanılmaz...

Kitabımız 10 yaşındaki yetim Jane Eyre'nin yengesinin evinden ayrılıp yatılı okula gelişi, oradan sonra da Thornfield Malikanesi'nde mürebbiyelik yapmaya başlamasını anlatır. Ve bu arada iş vereni Bay Rochester'a aşık olur. Jane, minyon, sıradan görünüşlü ancak çok zeki, sebatkar, karakterli ve yeteneklidir; dolayısıyla içinde bulunduğu her durumda mantığı ve sağduyusu sayesinde kendisi için yapılması en doğru olanı bulur...

Kitaba tek kelimeyle bayıldım, muhteşemdi; 1000 sayfa daha uzun olsaydı onu da su gibi okurdum, tadına doyulmaz bir baş yapıt. Sanırım klasik eserleri bu kadar eşsiz yapan şey biraz da o zamanlar yaşamış insanların zarafeti, insan ister istemez "o dönemler yaşamış olsam hayat nasıl olurdu?" diye düşünüyor... Jane Eyre'de romantizmden çok daha fazlasını bulacaksınız, kaçırmayın:)


24 Ağustos 2021 Salı

Kırtasiye Dükkanı - Marjan Kamalı

 


Yazarımız Türkiye doğumlu bir İran'lı, internet sitesinde kendisiyle ilgili fazla bir bilgiye ulaşamadım, iki romanı var ve Boston'da yaşıyor. 2020 Temmuz'unda Remzi Yayınevi'nden çıkmış kitabımız 328 sayfa. Çeviriyi Çiğdem Banguoğlu Aka yapmış. Kapak tasarımını çok beğendim, fotoğraftan anlaşılmıyor ama sarı kontörlerin bir kısmı ve öndeki künye altın yaldızlı, desen de mine gibi görünüyor, Ömer Erduran yapmış. 

Hikayemiz 1953 Tahran'ında başlıyor; o zamanlar 16 yaşında bir genç kız olan Roya'nın en sevdiği şeylerden biri 'Kırtasiye Dükkanı'na gidip defterlere, kalemlere, çok sevdiği Mevlana'nın şiir kitaplarına bakmaktır. Dükkanın sahibi Fahri Bey'le de sohbeti vardır. Bir gün kendisi gibi, dükkanın müdavimleriden Bahman ile karşılaşır ve bir aşk filizlenir. Ancak aşıkların mutluluğu yakalaması kolay değildir; ülkenin çalkantılı siyasi durumu, Bahman'ın idealleri, annesinin önlerine koyduğu engeller... Gerçeklerin ortaya çıkması ise 60 yıl sonra olacaktır...

Kitabı sevdim, oldukça da sürükleyiciydi, yer yer gözlerim doldu. Çok sıcak yazılmış, İran kültürü, yemekleri ile dolu bir roman, İran ile batı kültürü arasındaki farklar vurgulanmış, ülkenin çalkantılı geçmişi, geçirdiği zorlu zamanlar okuru sıkmayacak düzeyde, arka planda anlatılmış. Farklı bir şeyler okumak isteyenlere öneririm, keyifli okumalar:)




Resim: www.marjankamali.com




17 Ağustos 2021 Salı

Kara Gemiden Dehşet Hikayeleri - Chris Priestley

 


Chris Priestley'in Dehşet Hikayeleri üçlemesinin ikinci kitabı Kara Gemi'den Dehşet Hikayeleri; ilk kitap Monteague Amca'nın Dehşet Hikayeleri'ni burada yazmıştım.

Yine Tudem Yayınlar'ndan 2012'de çıkmış 215 sayfalık kitabımızı Zarife Biliz çevirmiş. Harika illüstrasyonlar ise David Roberts'a ait. 

Kahramanlarımız Ethan ve Cathy onlu yaşlarda iki kardeştirler, Cornwall'da, babalarının işlettiği oldukça sarp bir yamacın tepesinde bulunan ve müşterisi sıklıkla denizcilerden oluşan Eski Han'da yaşamaktadırlar. İki kardeş çok fırtınalı bir günde hasta olunca babaları doktor çağırmak üzere gider ve çocuklarını kimseye kapıyı açmamalarını tembihler. Ancak baba gittikten kısa süre sonra fırtınada sırılsıklam olmuş genç bir denizci gelir ve çocuklar ona acıyıp içeri alır. Kısa sürede aralarında bir sohbet başlar ve vakit geçirmek için Thackeray isimli genç, deniz temalı dehşetengiz hikayelerine başlar...

Ben bu kitabı ilkinden daha çok beğendim, hikayeleri daha orijinal buldum. Yazar hikaye anlatma konusunda tam bir uzman; hikayelerin sıralanması, düğümün çözülüşündeki ustalık etkileyici... Çocuklara çok uygun olmasa da edebiyat sever ergen ve yetişkinler keyifle okuyacaklardır:)

Resim 2:https://1000kitap.com/yazar/Chris-Priestley



10 Ağustos 2021 Salı

İrrasyonel - Stuart Sutherland

 


Bu kitabı çok severek takip ettiğim Arakolpa'nın tavsiyesi ile okudum, kendisinin kitapla ilgili yazısı şurada

Kitabımız 1992 yılında İngiliz yazar Stuart Sutherland (1928-1998) tarafından yazılmış. Kendisi Sussex Üniversitesi'nde Deneysel Psikoloji Laboratuvarı kurmuş.

Domingo Yayınları'ndan 9. baskısını 2019'da yapan 324 sayfalık kitabı Tevfik Uyar çevirmiş. Temel olarak yazarımız karar verirken düştüğümüz tuzakları incelemiş; örneğin hale etkisi (gözlemlerimizi özne hakkındaki genel izlenimimize uydurma), aşırı özgüven, hatalı ilişkilendirme vs...

Kitap matematiksel karar verme yöntemleri üzerinde bayağı durmuş; mahkum ikilemi, kararın beklenen değeri, olasılık hesaplama vb. konularda bolca örnek var, düşünerek okumak gerekiyor. Gerçekten sık yapılan mantıksız seçimlere örnekler var, sık sık "ah bunu ben de yapıyorum" demeniz mümkün... Hadi sizinki neyse de ya tıp camiasında yapılan mantıksızlar ("bu ne bilimsizliktir")... O bölümler trajik...

Sadede gelecek olursam mantıksız karar vermemek için, kitapta bahsedilen handikaplara düşmemek için çaba sarf etmeniz, özel dikkat göstermeniz gerekiyor. Gelgelelim, bir miktar irrasyonellik bizim için bir şekilde gerekli olabilir mi; örneğin beynimizin duyu organlarımızdan gelen sonsuz miktardaki veriyi süzmesi gibi bir şey? Son bölümde yazar da bundan bahsetmiş biraz, o da tamamen rasyonel bir hayatın çok sıkıcı olacağından dem vurmuş. Herkesin okuması gereken -ama herkese de hitap etmeyen- güzel bir kitap, Arakolpa'ya tekrar teşekkür eder, iyi okumalar dilerim:)


3 Ağustos 2021 Salı

Cam Hançer - Ruth Rendell


Geçenlerde otururken aklıma birdem "cam hançer" kelimeleri düşüverdi, "aa ne güzel roman ismi olur bu" dedim, sonra da bu isimde roman var mıymış diye bakarken bu kitabı buldum.

Ruth Rendell çok ünlü bir isim ama sanırım bu ondan okuduğum ilk kitap. Yazarımız 1930-2015 yılları arasında yaşamış bir İngiliz, polisiye, gizem, gerilim türünde yazmış. Ama sanıyorum eserlerinde polisiyeden ziyade psikolojik taraf ağır basıyor. Ben Patricia Highsmith ile Iris Murdoch arası buldum.

Bu arada kitabı Kidega'dan aldım, 1991 basımı bir kitap geldi, tam 30 yıllık, çok hoşuma gitti:)

Kitabımız 324 sayfa, Remzi Kitabevi basımı, Belkıs Çorakçı çevirmiş. Orijinal ismi The Bridesmaid (Nedime); ki bence daha uygun bir başlık olurmuş. 

Philip 25 yaşlarında ciddi bir gençtir, içmimarlık yapmaktadır ve annesi, iki kız kardeşi ile mütevazi bir hayat sürmektedir. Ablasının evlilik töreninde tesadüfen damadın uzak bir akrabası olan Senta ile (nedimelerden biri) tanışır, iki genç adeta ilk görüşte birbirine vurulmuştur; bir anda sevgili olurlar, olaylar hızla gelişir ama daha çok seks üzerine kurulu bu yoğun ilişki, Philip Senta'yı tanımaya başladıkça boğucu ve korkutucu bir hale dönüşür.

Kitabın konusu ilginçti, çok sürükleyiciydi diyemiyorum ama karakterlerin psikolojileri, özellikle Philip'in durumu düşündürücüydü, güzel yazılmış, okuma keyfi veren bir kitap. Yazarın diğer kitaplarına da bakacağım. Keyifli okumalar dilerim.  

 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...