29 Ağustos 2022 Pazartesi

Gerçek Olamayacak Kadar Güzel - Carola Lovering


Yine instagram paylaşımlarında gördüğüm, kapağına bayıldığım için almak istediğim ve umulmadık şekilde hoşuma giden bir kitap. Yurtdışı basımlarından çok daha güzel olan bu kapak tasarımını Aslıhan Kopuz yapmış, kapağın fonu bir de yanar dönerli olsaymış şahane olurmuş... Bu arada yazarın soyadı (Lovering: aşk yüzüğü) kapakla çok iyi uymuş:))

Yabancı Yayınları'ndan nisan ayında çıkan 411 sayfalık kitabımızı Onat Özyılmaz çevirmiş. Konumuz şöyle; 30 yaşındaki Skye son derece güzel ve zengin bir kızdır. Tüm bunlara rağmen evlilik ona çok uzaktır, hatta şimdiye kadar neredeyse hiç uzun süreli bir ilişkisi olmamıştır. Bunun sebebi OKB'den (obsesif kompulsif bozukluk; takıntılı davranışlar) muzdarip olmasıdır; bu durum onu çok kısıtlamaktadır. Aşkta mutluluğu bulmaktan ümidini kesmiş olan Skye, arkadaşıyla gittiği bir tatilde son derece yakışıklı 46 yaşındaki Burke ile tanışır. Aslında hiçbir şey göründüğü gibi değildir tabi... Ancak bir şekilde ilişkileri hızlıca gelişir, Skye ancak hayallerinde görebileceği bir mutluluğu yaşamaktadır; çift birkaç ay içinde evlenmeye karar verir. Bu ani durum Skye'ın ailesi ve arkadaşlarını alarma geçirir. Burke'le ilgili bilinenlerin azlığı da korkutucudur... Aşk mı galip gelecek, şüpheler mi?

Hikayemizde üç anlatıcı var; Skye, Burke ve Burke'in karısı Heather... Ancak zaman zaman anlattıkları birbirleriyle çelişiyor, kime inanacağımızı şaşırıyoruz. Ayrıca zaman zaman geçmişe dönüyoruz, bir takım sırlar ortaya çıkıyor... Ben kitabı hiç ummadığım şekilde beğendim, yüzeysel bir aşk romanı bekliyordum ama gayet güzel yazılmış, derinlikli bir kitap, son derece de sürükleyici; 2-3 günde okudum. Karakterler oldukça güzel işlenmiş, yazarın ilk romanı olmasına rağmen çok başarılı bir kitap. Özellikle kitabın sonu çok romantikti, Burke ve Skye'in sondaki konuşmasına bayıldım... Tavsiye edebileceğim bir roman kısacası, keyifli okumalar dilerim:)




 


22 Ağustos 2022 Pazartesi

Yitik Kızlar - Alex Michealides

 

Yazarın daha önce Sessiz Hasta kitabını okumuş ve çok sevmiştim, yazarın yeni kitabının çıktığını görünce hemen aldım. Domingo Yayınları'ndan bu yılın haziran ayında çıkan kitabımız 342 sayfa ve Cenk Pamay tarafından çevrilmiş. Sessiz Hasta'dan bahsederken yazmış olduğum gibi "yazarımız 77 doğumlu bir Kıbrıslı, senarist. Bu yazarın ilk romanı. Trinity College'da edebiyat okumuş, ancak 3 yıl psikoterapi eğitimi alıp 2 yıl da genç yetişkinlere psikoterapi yapmış", ayrıca senaryo yazarlığı eğitimi almış, Londra'da yaşıyormuş. Müjdemi isterim, 46 dile çevrilmiş olan Sessiz Hasta sinemaya uyarlanıyormuş...

Romanımızın kahramanı yine bir terapist, Londra'da yaşayan 36 yaşındaki Mariana bir "grup terapisti"dir, büyük bir aşkla bağlı olduğu eşi Sebastian'ı kaybedeli henüz bir yıl olmuştur ve bunu hala aşamamıştır. Derin bir buhranın içindeyken onu, Cambridge'de okuyan ve anne-babasını kaybettiği için küçük yaştan beri teyzesi olarak Mariana ile Sebastian'ın yanında kalmış olan, yeğeni Zoe'den bir telefon alır. Zoe'nin okuldaki en yakın arkadaşı Tara bıçaklanarak öldürülmüştür, şoka giren genç kız (kendisi de oradan mezun olan) teyzesini yanına çağırmaktadır. Üstelik Zoe bu cinayetle ilgili bir şeyler bildiğini ima etmektedir. Kendisine Yunan Trajedileri dersi veren yakışıklı ve karizmatik (ve tıpkı Mariana gibi Yunan kökenli) Edward Fosca etrafına tekinsiz bir enerji yaymaktadır, sınıfın en güzel, en gözde kızlarından oluşan "Genç Kızlar" grubuna özel dersler vermektedir, Tara da bu gruptadır. Mariana büyük bir endişeyle okula gider, bir tarafta hala deliler gibi aşık olduğu Sebastian ile anıları, diğer tarafta korku ve üzüntü içindeki Zoe'ye destek olma çabası arasındadır. Cinayetler devam ederken Mariana kendini birden gizemli cinayetleri çözecek kişi olarak bulur.

Kitabı sevdim ancak Sessiz Hasta daha güzeldi. Ama yazar bu kitabı için de çok uğraşmış, öncelikle psikolojik temalar çok yoğun, Yunan trajedileri, mitoloji ile bolca benzerlik kurulmuş, bir de Cambridge'in tarihi ve gizemli atmosferi (biliyorsunuz Harry Potter'ın okulu Hogwarts'ın ünlü yemekhanesi ve diğer bazı kısımları Cambridge Üniversitesi'nde çekilmiş) kitabın etkileyiciliğini arttırıyor. Yazar bir de çok güzel bir sürpriz yapmış ve ilk kitabının başkahramanı Theo'ya da kitapta Mariana'nın meslektaşı olarak yer vermiş; ilk kitabın hikayesine (hikayenin girişine tabi ki) kısaca değinmiş.

Kitabın sonu tam bir ters köşe, hatta iki kere ters köşe falan..:)) Bana biraz fazla karamsar geldi, yazar Covid kapanma sürecinde yazmış bu romanı, belki de ondan dolayı fazla karanlık buldum. Yine de ortalamanın üstünde güzel bir kitap, tavsiye ederim, keyifli okumalar..:)

Bu arada bu yazıyı yazarken Maroon 5 "this love has taken its toll on me" şarkısını dinledim - (şarkı 2002 yılına ait !!) :))




15 Ağustos 2022 Pazartesi

Ne Yaptığını Biliyorum - Alice Feeney


Yabancı Yayınları'ndan çıkan 339 sayfalık kitabımızı Zehra Uzun çevirmiş. Kitap, baş kahramanı Anna gibi BBC News'te çalışmış olan yazarımızın ilk kitabı. Yine instagramda oldukça ilgi toplamış bir kitap bu, neyse ki bu sefer seçimimin sonu hüsran olmadı:) Kitabın orijinal ismi "His & Hers", çünkü bir bölümü Anna, bir bölümü Jack anlatıyor... Arka kapakta da; "Karımı üç kelimeyle anlatabilirim; güzel, hırslı, merhametsiz... Kocamı tanımlamak için tek kelime yeter; yalancı," yazıyor...

Anna otuzlu yaşlarının sonunda, dışarıdan bakıldığında güzel bir hayatı olan başarılı bir haber spikeridir. Ancak madalyonun diğer tarafında ağır travmalar, güvensizlik ve alkolizm vardır. Bir gün Anna'nın büyüdüğü kasaba olan Blackdown'da bir cinayet işlenir, üstelik ölen kişi Anna'nın lisedeki en yakın arkadaşı Rachel'dir. Muhabir olarak bölgeye Anna gönderilir. Ancak bu durum, onu neredeyse yirmi yıldır kaçtığı geçmişiyle yüzleşmeye zorlayacaktır. Diğer taraftan cinayetler devam eder ve işin ilginci tüm karakterlerin katil olmak için geçerli sebebi vardır... Acaba katil kim?

Evet gerçekten de her sayfada "yoksa katil bu mu?" diyoruz, açıkçası bazı yerlerde bu durumu oluşturabilmek için yazar fazla zorlamış, yer yer aşırı tesadüflere, mantıksız seçimlere başvurmaktan kaçamamış... Anna'nın geçmişinin anlatıldığı yerler de sinirimi bozdu ayrıca... Ama sürükleyici mi? Evet. Sessiz Hasta kitabında bir derinlik vardı, bunda yok; oku ve unut:) Keyifli okumalar dilerim:)

 


9 Ağustos 2022 Salı

Suya Yazılan Hayaller - Lisa Kleypas


Bu kitabı sevgili blogger arkadaşım Şule'nin her ay düzenlediği çekilişten kazanmıştım. Epsilon Yayınları'ndan 2017'de çıkan kitabımız 322 sayfa. Bu, yazardan okuduğum ilk kitap...

Türümüz tahmin edeceğiniz üzere romantizm. Kahramanımız Alex otuzlarında, yakışıklı ama huysuz bir marangozdur. Ağabeyi Sam'in aldığı eski evde tamirat yaparken ona bir hayalet "musallat" olur. Bu hayalet kötücül değildir, sadece neden orada olduğunu çözmeye çalışan kayıp bir ruhtur. Bu gizemi çözmek için Alex'in yardımına ihtiyacı vardır. Alex ise bir taraftan güzel Zoe'ye duyduğu aşktan kaçar, bir taraftan alkol sorunu ile mücadele ederken aslında hiç müsait değildir. Ama kader ağlarını çoktan örmüş ve Zoe ile Alex'i iş için bir araya getirmiştir. Bu durum hayaletin de işine yarayacaktır çünkü gizem, Zoe'nin bakmak zorunda olduğu büyük annesi ile de ilgilidir...

Kitabı sevdim, konu zaten belli ama dili eğlenceliydi, bazı espriler beni bayağı eğlendirdi. Kısacası romantik kitap sevenlere tavsiye edebileceğim hoş bir kitaptı. Sevgili Şule'ye tekrar teşekkür ederim:)




 


1 Ağustos 2022 Pazartesi

Gel Hayattan Konuşalım - F. Aygündüz, A. Hasanoğlu


Yine severek takip ettiğimiz, hiçbir yazısını kaçırmadığımız, orijinal kitapları bulup çıkaran değerli blogger arkadaşımız Arakolpa, şu yazısında yazmıştı. Flu Tv'ye sık sık konuk olan psikiyatrist Alper Hasanoğlu, gazeteci (psikoloji yüksek lisansı da yapmış olan) Filiz Aygündüz'ün hayat hakkındaki sorularını cevaplıyor...

Doğan Kitap'tan Eylül 2020'de çıkan kitabımız 175 sayfa. Bu arada Doğan Kitap'ın fiyatlarının çok yüksek olduğunu söylemeden geçemeyeceğim, bilmiyorum bu kitap çift yazarlı diye böyledir belki ama...

Kitabımız 12 bölümden oluşuyor; acı çekmek, aşk-evlilik, ilişkiler, yas, ölüm, hayatın anlamı, stres, mutluluk gibi herkesin hayatında merak ettiği, sorun yaşadığı ana başlıklar altında Filiz Hanım'ın sorularına Alper Bey'in ufuk açıcı, düşündürücü, insana kendini sorgulatıcı cevaplarını keyifli bir sohbet kıvamında okuyoruz.

Çok sevdim, 2 günde bitti zaten. Küçük ipuçları var içinde, mesela "hayatın anlamı" konusu özellikle ilgimi çekti, sonuç "anlam anlam diye tutturmayın, keyif almaya çalışarak yaşayın yeter" demiş Alper Bey:)) Arakolpa'ya tekrar teşekkür eder, keyifli okumalar dilerim:)



Resim:https://www.armanayse.com/aslinda-hayatin-hicbir-anlami-yoktur/


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...