26 Temmuz 2012 Perşembe

Sitem- Nihal Yeğinobalı

D&R'ın Can Yayınları ile birlikte düzenlediği kampanyadan 5 TL'ye aldım bu kitabı. Bu arada aklımdayken şundan da bahsetmek istiyorum; D&R ve Can Yayınlarının bu kampanyası gerçekten harika, yalnız kitapların bir yığın halinde "ne alırsan 5 TL" tadında satılmasından rahatsızım, bu yığından bütün kitaplara tek tek bakıp seçmek mümkün değil, kitaplar en azından yazarlarına göre ayrılabilir, yani aynı kitap 20 TL'ye satılırken yazarına göre, ismine göre ayrılıp raflarda satılırken 5TL'ye satılınca değer mi kaybediyor da yığılıyor? D&R bu konuda daha duyarlı olmalı bence.

Evet ben de tesadüf eseri buldum Sitem'i, Nihal Yeğinobalı'nın çevirilerini beğenerek takip ediyordum ama kendisinin de bir yazar olduğunu bilmiyordum doğrusu. Sitem ilk olarak 1997 yılında basılmış, 356 sayfalık bir roman.

1930'ların sonuna doğru İzmir'in Yeşilce kasabasındaki yaşama tanıklık ediyoruz. Cenan (anlamı Kalp, Yürek:)), annesini kaybetmiş ilk okula giden bir kızdır, babasıyla Üç Konaklar'da yaşar, Haççe (Hatice) de hem ona bakmaktan hem de ev işlerinden sorumludur. Cenan'ın babası Esat Bey da işinden dolayı sık sık şehir dışına çıkar. Cenan daha çok Haççe ve Üç Konaklar'daki komşular Mihri Hanım ve Mahmut Bey'in kızları yaşıtı Dalya (anlamı Yıldız Çiçeği:)) ile geçirir. Şehir kültürüne daha aytkın olan bu ailenin kızı olduğundan Dalya'da biraz tepeden bakan şımarık bir kızdır. Cenan Dalya'nın bu tepeden bakışlarından dolayı biraz kırılsa da ne olursa olsun tek arkadaşı olan bu kızdan kopamaz. Bir gün bir köylü adam, kasabada ismini, iyiliğinden dolayı sık sık övgüyle duyduğu Esat Bey'in kapısını çalar, yanında da genç kızı Padişah Sitem'i getirmiştir, kızını bu eve yardımcı vermeyi ister, bunun karşılığında da biraz para almayı ummuştur, hem kızı için de daha iyi olacağını düşünmektedir.


Sitem 15-16 yaşlarında sarışın mavi gözlü son derece güzel ve aynı zamanda iyi bir kızdır.

Haççe adama acır ve Esat Bey evde olmadığı halde adama istediği parayı verip Sitem'i eve alır. O andan sonra Sitem ve Cenan ayrılmaz ikili olurlar. Cenan daha çocukluğunu yeni yeni arkada bırakırken, Sitem serpilmiş çok güzel bir gençkızdır. Aralarındaki farklılıklar, Sitem'in farklı davranış ve düşünceleri Cenan'ı düşündürmektedir. Bir de işin içine kasabanın en yakışıklı delikanlısı, şeytan tüylü, Dalya'nın ağabeyi Eşber girer. Nasıl olduysa Sitem gönlünü Eşber'e kaptırır. Ancak Yeşilce'de işler oldukça karışıktır, Eşber'in annesi Mihri Hanım'ın yaşadığı gönül maceraları tüm kasaba halkı tarafından bilinir. Ama öyle sırlar vardır ki bunlar gün gelir herkesin hayatını darma dağın eder.


"Latife Nisyan"; bu taş bebeğin de hikayede önemli bir rolü var:)

Kitabın başlarında konuya ısınmakta zorlandım, özellikle Cenan, Dalya gibi alışık olmadığım isimler başlarda bana anlam ifade etmedi. Ama özellikle Sitem'in gelişiyle konu hız kazandı ve sayfaları yutarcasına okumaya başladım. Özellikle kitabın sonlarında, yazarın sayfalar arasına ustaca yerleştirdiği işaretler çözülmeye başladı ve sırlar bir bir açığa çıktı. Kasaba hayatında, özellikle genç kızlığa adım atış sırasında kahramanlarımızın cinselliğe bakışları üzerinde durulmuş. Ustaca yazılmış bir kitap, ben çok beğendim ve size de tavsiye ederim. Özellikle D&R kampanyasında bulursanız -bulabilirseniz o karmaşada- kaçırmayın:)

Resim 2: http://www.magazindenizi.com/wp-content/uploads/2011/09/ceyda-ateş-köylü-güzeli.jpg
Resim 3: http://urun.gittigidiyor.com/antika-sanat/eski-pembe-giysili-sapkali-tas-bebek-34978089

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Mr.Why'ın Sonu - Scarlett Thomas


Beslenme Çantası severek takip ettiğim bir blog, orijinal kitap tavsiyeleri için bakmanızı öneririm. Son olarak bu sitede Scarlett Thomas'ın "Mr.Why'ın Sonu" isimli romanıyla karşılaştım. Konusu son derece ilginç; Ariel Manto tek başına ve zor bir hayat yaşayan, değişik ilgi alanları olan genç bir kadındır. Yazar Lumas'e olan ilgisi onu yüksek lisans yapmaya iter. Bir gün tesadüfen girdiği bir kitapçıda, dünyada sadece tek bir kopyası kalmış olduğu düşünülen -o da Almanya'da bir bankanın kasasında- ve aynı zamanda lanetli olduğu söylenen "Mr. Why'ın Sonu" isimli kitaba rastlar, tabi hiç düşünmeden alır kitabı. Neredeyse bir gecede okuyup bitirdiği kitabın hikayesi ilginçtir ancak kitabın en önemli sayfası yırtılmıştır. Bu sayfada, kitabın kahramanının yaptığı zihinsel yolculukların anahtarı olan formül verilmektedir. Tesadüfen o formülü de bulan Ariel, binbir güçlükle onu da hazırlayıp aynen kitabın kahramanı gibi bu zihinsel yolculukları yapmaya başlar. Tabi bu yolculuklar o kadar kolay olmayacaktır.

Kitabın konusunu ilginç buldum ama bu roman bence daha kısa olabilirdi, yer yer sıkıldım ve hızlı okuma teknikleriyle bazı kısımları hızlıca okudum:)) Yazarın bilgisi, donanımı gerçekten etkileyici, yer yer felsefi tartışmalara da giriyor. Dediğim gibi ilginç bir konu ama yazar daha kısa ve etkileyici hale getirebilirmiş bu romanı diye düşündüm, okunabilir:)

Bu arada sıcaklardan dolayı okuma hızım düştü, fazla okuyamıyorum malesef:)Yine de bugün Capitol'deki D&R'a uğradım, daha önce başka D&R'lara da bakmış ama Can Yayınları'nın kampanyasında beğendiğim bir kitaba rastlamamıştım, bugün öyle şanslıyım ki Mişima'nın almayı düşündüğüm Bereket Denizi dörtlemesinin kitaplarını buldum, bir de Nihal Yeğinobalı'nın Sitem isimli kitabını kütüphaneme kattım, şanslı bir gündü, keyifli okumalar:)

10 Temmuz 2012 Salı

Kimi ni todoke - 2.sezon


Daha önce size burada ilk sezonudan bahsettiğim animenin ikinci sezonunu da geçenlerde izledim. İkinci sezon 12 bölümden oluşuyor. Geçen sezon bir türlü birbirlerine olan duygularını tam olarak ifade edemeyen ama hafif hafif de flört etmeye başlayan Sawako ve Kazehaya, sezon başında bizi biraz hayal kırıklığına uğratıyorlar. Çünkü geçen sezon dediğim gibi duygularını söze dökmemiş olsalar da birbirlerine olan ilgileri su götürmezdi. Oysa sezonun ilk bölümlerinde birbirlerine "günaydın" demekte bile zorlandılar. Bir de işin içine son derece rahat bir tip olan Kent girdi, o da Sawako'ya ilgi göstermeye başlayınca, Sawako'nun kendini fazla kasması da buna eklenince neredeyse "imkansız aşk" boyutuna gelen olaylar, sanıyorum 8. bölümden sonra yerine oturdu. Bu bölüme kadar olaylar biraz fazla abartılı ve dramatikti ama 8. bölüm kesinlikle favorim, -biraz spoiler olacak ama :)- Sawako'nun Kazehaya'ya ilan-ı aşk ettiği sahne müthişti, gerçekten çok tatlıydı. Bir de finali çok tatlıydı. Bence ilk sezonu izlemeseniz de olur ama ikinci sezonu izleyin! :)
Bu arada çizimleri ve müziklerini de oldukça beğendiğimi ekleyeyim.

6 Temmuz 2012 Cuma

Facebook Internet Explorer 9 ile Çok Daha İyi


Internet Explorer 9, hem temiz ve sade arayüzü ile en sevdiğiniz web sitelerinin içeriklerini ön plana çıkarıyor, hem de gelişmiş güvenlik özellikleri sayesinde web’de kişisel bilgilerinizin gizliliğini ve bilgisayarınızın güvenliğini koruyor. Windows 7 için özel olarak geliştirilmiş olan IE9’un bir diğer avantajı da, tek tıkla ulaşabilmeniz için sık kullandığınız siteleri PC’nizin görev çubuğuna taşıması.

Internet Explorer 9’un site sabitleme özelliğinden faydalanmak için tek yapmanız gereken, sabitlemek istediğiniz site açıkken adres çubuğunda yer alan site logosunu ya da açık olan sekmeyi Windows 7 görev çubuğuna sürüklemek. Bunu yaptığınızda siteyi, öncesinde tarayıcıyı bile açmaya gerek kalmadan, tek tıkla erişilebilecek şekilde masaüstünüze taşımış oluyorsunuz.

Internet Explorer 9’un sabitleme özelliği sayesinde, Facebook’u da çok daha etkin şekilde kullanmanız mümkün. Internet Explorer’ın Facebook’a özel sıçrama listesi sayesinde hem tarayıcınızı bile açmadan Facebook’un farklı bölümlerine anında tek tıkla ulaşabiliyor, hem de Facebook’taki yeni bildirimlerinizden anında haberdar olabiliyorsunuz. Internet Explorer 9’un Facebook sabitleme özelliğinden faydalanabilmek için, IE9 adres çubuğundaki Facebook ikonunu veya Facebook sekmesini tutup Windows 7 görev çubuğuna sürüklemeniz ve buraya bırakmanız yeterli.

Hemen Internet Explorer 9'u yükleyip ayrıcalıklarını yaşamak için tıklayın!




Bir bumads advertorial içeriğidir.


3 Temmuz 2012 Salı

Darkly Devoted Dexter- Jeff Lindsay

Dexter severek takip ettiğim bir diziydi. Önceleri biraz kanlı olduğu önyargısıyla pek izlemeye yanaşmamıştım ama sonra eğlenceli kısımlarının daha fazla olduğunu fark edip takipçisi oldum. Bir kaç ay önce sahaflarda bu kitabı 5 TL'ye bulunca da kaçırmadım. Bu, "Darkly Dreaming Dexter"'dan sonra serinin ikinci kitabı. Romanda, Miami polis merkezine bir olayı çözmek için gönderilen FBI'dan ajan Lundy, Dexter'ın kız kardeşi Debra ile aşk yaşamaya başlar, Dexter ise bu durumu kendi lehine kullanmaya kararlıdır. Son derece kolay okunan bu kitap ve serinin diğer kitapları Artemis Yayınları tarafından Türkçe'ye de çevrilmiş.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...