28 Eylül 2021 Salı

Taştan Hüküm - Ruth Rendell

 


Ruth Rendell romanları kesinlikle insanı sıkmıyor, son derece kolay okunuyor; dolayısıyla rahatlıkla birbiri ardına okuyabilirsiniz. Taştan Hüküm; A Judgement in Stone adıyla 1977'de (yazar 47 yaşındayken) yazılmış. Remzi Yayınevi'nden 1991'de çıkan 215 sayfalık kitabı Armağan İlkin çevirmiş.

Daha önce 2 kez filme aktarılan romanımızın konusu şöyle; Londra yakınlarında bir köyde büyükçe bir malikanede yaşayan hali vakti yerinde Coverdale ailesi, evlerini hakkıyla çekip çevirecek bir yardımcı bulmakta zorlanıyordu. Sonunda gazeteye ilan verdiklerinde, kader onları 40 yaşındaki Eunice Parchman ile buluşturdu. Eunice ev işlerindeki titizliği ile ailenin beklentisinin de üstünde bir yardımcıydı, tek kusuru -veya ölümcül sırrı da diyebiliriz- okuma yazma bilmemesiydi. Bu sır Eunice'in, kaçık bir din fanatiği olan Joan Smith ile tanışmasıyla gerçekten ölümcül hale geldi...

Güzel bir kurguydu, zevkle okudum fakat keşke daha derin, daha da psikolojik yönü ağır bassaydı dedim, biraz Truman Capote'nin Soğukkanlılıkla romanına benziyor. Keyifli okumalar:)


21 Eylül 2021 Salı

Kalp Taşları - Ruth Rendell

 


Cam Hançer'i beğendikten sonra bir gazla Nadir Kitap'tan tam yedi tane Ruth Rendell kitabı aldım, inşallah bu kadar Ruth Rendell ruhumu rendelemez (bu espriyi yapmak için uzun zamandır bekliyordum:)).

Kitabımız 1991'de Remzi Kitabevi'nden çıkmış, çevirisini Cem Akaş yapmış. Yazar bu eserini 1987'de (57 yaşında) yazmış. 78 sayfalık kitaba uzun hikaye diyebiliriz. 

Elvira (16) ve Despina (13) annelerini bir süre önce kaybetmişlerdir ve papaz babaları ile sakin bir yaşam sürmektedirler. Ancak babaları yeni eş adayını onlara tanıtınca işler babasına çok düşkün olan Elvira için değişir. Bir taraftan anoreksia ile mücadele eden kız bu kendisince gerilimli atmosferde bazen gerçeğin izini kaybeder...

Konuyu Shirley Jackson'un Biz Hep Şatoda Yaşadık'ına benzettim. Bir de (dikkat sürprizbozan!!!) Despina'nın bunları neden yaptığına dair bir altyapı olmaması kitabın inandırıcılığını azaltıyor, o kısım eksik yani. Yazarın vasat bir kitabı olduğunu düşünüyorum... Keyifli okumalar...

resim: Nadirkitap


14 Eylül 2021 Salı

Tada-Kun Wa Koi Wo Shinai (Tada Never Falls in Love)

 


Çok uzun zamandır anime izlemiyordum, kısmen pek vakit bulamadığımdan kısmen de sevdiğim türde animeye rastlamadığımdan. Bir süre önce severek takip ettiğim Duygu'nun blogu Duygu'nun Mekanı'nda şu yazısında bu anime ile karşılaştım. Tam sevdiğim gibi okul, romantizm, günlük hayat türünde ve 13 bölüm. Öyle olunca da hemen izledim.

2018 yılında Doga Kobo Stüdyosu'ndan çıkmış. Tada ve arkadaşları lisede fotoğraf kulübündedirler, Tada bir gün parkta fotoğraf çekerken Teresa ile tanışır, sonradan Teresa ve Alec yurtdışı değişim öğrencisi olarak Tada'nın sınıfına gelince onlar da kulübe katılırlar ve hoş bir arkadaş grubu oluşur. Acaba Tada aşık olacak mıdır?

Çizimleri, yumuşaklığı ile sevdiğim bir anime oldu. Kafe ve kediyle ilgili kısımlar özellikle çok hoştu. Yalnız konunun işlenişi çok yüzeysel olmuş, yan karakterler çok havada kalmış; bence en az iki sezona yedirilse, olaylara, karakterlere biraz derinlik verilse çok güzel olabilecek bir seriydi. Yine de izlenebilir. Keyifli seyirler...


Resim: manga.tokyo


7 Eylül 2021 Salı

Hayli Duyarlı Kişi; Hassas Ruhlar İçin Kılavuz - Elaine Aron

 


Okuduğunuz, izlediğin negatif şeylerden çok etkilenir misiniz? Değişiklikler sizi endişelendirir mi? Zengin bir iç dünyanız mı var? Yüksek seslerden rahatsız olur musunuz? Bu sorulara "evet" cevabı verdiyseniz sizin de hayli duyarlı olmanız mümkün... Psikolog Beyhan Budak şu videosunda aşırı hassas kişiliği belirlemek için 15 soruyu ele almış (bu kitapta ise 23 soruluk bir test var).

Doğrusu, okuduğum bir şiddet haberinden sonra iki hafta kendime gelemediğimde diğer insanların bundan aynı şekilde etkilenmediğini tahmin etmem zor olmuyor. Ama bu sık rastlanan bir durum değilse bende farklı olan ne? Bu kitaba rastlayana kadar sorunun cevabını aramak üzerinde fazla durmamıştım... Kitaba kitapyurdu'nda rastladım, özellikle müzisyen Alanis Morissette'nin kitabı ağlayarak okuduğunu belirtmiş olması ilgimi çekmişti...

Nisan 2021'de Epsilon Yayınevi'nden çıkmış olan 318 sayfalık (notlar ve dizin hariç) kitabımızın çevirisi biraz aksamakla birlikte fena değil...Kapak tasarımı çok güzel, yabancı versiyonlardan çok daha başarılı; Şükrü Karakoç yapmış, bravo ! Bu arada kitabın orijinal ismi The Highly Sensitive Person; insan haliyle "hayli - highly" [divan edebiyarı aruz ölçülerini hatırlayalım; failün-mefailün .... burda gülmeniz gerekiyordu ama :(((] .. nerede kalmıştık? Evet, İngilizce'deki "highly" ve dilimizdeki "hayli" kelimeleri arasında bir ilişki yokmuş, high Almanca kökenli bir kelime; hayli kelimesi ise Farsça at sürüsü, güruh anlamına gelen "hayl" kökünden türemiş... Fazla bilgi göz çıkarmaz diyoruz ve devam ediyoruz...

Yazarımız kendisi de Hayli Duyarlı Kişi (bundan sonra HDK olarak bahsedilecektir) olan, psikoloji bölümünden bir akademisyen. Kitabı için birçok araştırma yapmış. Hatta HDK'ler hakkında dilimize çevrilmemiş başka kitapları var...Bu kitabı 1996'da yazmış. Kitap 10 bölümden oluşuyor; daha çok kendinizi tanıyıp kabul etmek, eşsiz özelliklerinizin farkına varıp bunları değerlendirebilmek, negatif özelliklerinizin handikaplarına düşmeden gerek özel gerek profesyonel hayatınızı buna göre düzenleyebilmek üzerine diyebilirim. Kitap gerçekten konuyu kapsamlı ele alıyor, Jung'dan da bolca bahsedilmiş.. Ayrıca www.hsperson.com sitesinde konuyla ilgili pek çok yazı bulabilirsiniz, orada Comfort Zone isminde bir de blog mevcut...

Kitabı çok beğendim, hayli duyarlı olduğunuzu düşünüyorsanız mutlaka okuyun:)




1 Eylül 2021 Çarşamba

Classroom of The Elite


 2017 yapımı 12 bölümlük animemizin Japonca ismi çok uzun ve karışık :)) İmdb puanı 7,6 ; türü okul, dram, romantizm ama romantizm yok diyebilirim... Baş karakterimiz Tokyo'da seçkin bir devlet lisesine başlar; 4 şubeli lisenin en gerideki sınıfı olan D şubesindedir ama garip uygulamaları olan bu okulda her şubenin amacı zirveye yani A şubesinin yerine ulaşmaktır... Bir bölümde öğrenciler cruise gemisiyle Battle Royal'daki gibi ıssız adaya geliyorlar falan... 

Gördüğünüz gibi bu seri beni hiç sarmadı, karakterler gayet yüzeysel, amaçlarını vs. hiç anlayamıyoruz, olaylar alakasız vs., zaman kaybı oldu...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...