23 Mart 2020 Pazartesi

Ruh Eşin Nerede? - Can Aydoğmuş




 

İndigo Yayınları’ndan şubat ayında çıkan kitap kısa sürede 3. baskısını yapmış. Can Aydoğmuş’u yeni tanıdım, önce sosyal medyada kitabı görüp merak ettim. Hemen aldım ve 2 günde de bitirdim. Metin Hara tarzında ancak bu kitap daha çok ilişkilere odaklanıyor. Kitabın ismi “Ruh eşin nerede?” olunca, “ben evliyim, buldum zaten ruh eşimi” demeyin çünkü kitap aslında hem genel olarak isteklerinizi gerçekleştirmek için neler yapılması gerektiğini anlatıyor hem de ilişkilerde de neler doğru neler yanlış onlar üzerinde duruyor. Özellikle, başta çok zorluklar yaşadığı kendi hayatından ve tanıdıklarının da hayatlarından örnekler vermesi güzel. Kitapta -giriş bölümünde kendisinin de açıkladığı gibi- bazı yerlerde tekrarlar var ancak bunun amacı konuları bilinç altına yerleştirebilmekmiş. Kitap dediğim gibi hızlı okunuyor, ben çok sevdim, gündelik uygulanabilecek pratik ve faydalı öneriler var. Kısacası benim için faydalı bir kitap oldu, size de tavsiye ederim, keyifli okumalar..:)

 

 

 

 

16 Mart 2020 Pazartesi

Villa Şakayık - Yaprak Öz


 


 

Oğlak Yayınları’nın Maceraperest Kitaplar serisinden çıkan 341 sayfalık kitabımız yine bir Yıldız Alatan macerası; yazarın bir önceki kitabı Farahnaz’ın Çiçeği gibi. Yaprak Öz’ün bütün romanlarını ve bir de şiir kitabını okudum, hepsi de mükemmeldi. Yıldız Alatan maceralarının yeri ise ayrı diyebilirim, Farahnaz’ın Çiçeği 79 yılında, Villa Şakayık ise 84’te geçiyor; müzikleri, giyimleri, adetleri, konuşmaları ile apayrı bir nostalji yaşatıyor okura...

 

Kahramanımız Yıldız Alatan artık 55 yaşında, yeni yeni menopoz sıkıntılarıyla mücadele etmeye başlayan ama hala çok hoş bir kadındır. 79’da çözdüğü Kılıç cinayetiyle çevresinde sükse yapmış ve ayrıca dedektifliğin de tadını almıştır. 84 yılında eşi ve torunu ile birlikte Karasu’da bir villa kiralamaya karar verirler. Ancak ev sahipleri Yıldız Hanım’a pek tuhaf görünür. Acaba burada da Yıldız Hanım’ın çözmesi için bir gizem mi saklıdır?

 

Yine soluksuz okunan şahane bir romandı, gözünüze, kulağınıza ve ruhunuza hitap eden harika bir eser. Sık sık youtube’dan ismi geçen şarkılara baktım, Holiday klibindeki Madonna’nın kıyafetine..:)) Sanırım youtube’da birde şarkı listesi var.:) Kısacası bu romana bayıldım, size de tavsiye ederim, keyifli okumalar:)

 

 

 

 

9 Mart 2020 Pazartesi

Ağabeyine Çiçek Taşıyan Kız – Natsuki Ikezawa



Bu kitabı sevgili blogger arkadaşım Gül Hanım’ın blogunda görüp merak etmiştim, kendisinin kitapla ilgili yazısı için buraya tıklayabilirsiniz:) Zaten Japon yazarlara ayrı bir ilgim olduğu için bu kitabı da hemen okumak istedim. Kitabımız Ayrıntı Yayınları’ndan 2017 yılında çıkmış, 398 sayfa, Japonca'dan çeviren Devrim Çetin Güven. Yazarı ilk defa duyuyorum, 1945 doğumlu, 68'de üniversitedeki fizik eğitimini bırakıp edebiyat çevirilerine vermiş kendini. Babası edebiyat araştırmacısı, annesi şair. Günümüz Japon edebiyatının en revaçta, en çok ödül alan ve en aykırı yazarı olarak tanımlanmış. Kitabın başında çevirmenin de oldukça ilginç önsözünde, yazarın Kenzaburo Oe'nin edebi yönü ile Murakami'nin hafif, uçarı metinlerinin özelliklerini taşıdığını, dolayısıyla sürükleyici, okunaklı ama aynı zamanda edebi romanlar ortaya çıkarttığını belirtmiş.

Konumuza gelirsek, ülkesinde çok başarılı, tanınan bir ilüstratör olan Tetsuro, her yıl yaptığı sanatsal uzak doğu gezilerinden biri için Bali'ye gider, burada bırakmaya çalıştığı eroin yine karşısına çıkar ama bu kez polislerce suç üstü yakalanır ve hapse girer. Durum oldukça ciddidir, idam cezası bile ihtimaller arasındadır. Tetsuro'nun orta yaşlarının başındaki kız kardeşi durumu öğrenir ve hemen ağabeyini kurtarmak üzere çalışmalara başlar...

Öncelikle kitabı çok sürükleyici bulamadım ama metin gerçekten harika yazılmış, keşke yazarın daha çok ilgimi çekebilecek bir konudaki romanını okuma imkanım olsaydı ama gördüğüm kadarıyla dilimize çevrilmiş iki eseri var. Bir de eroin kullanımı o kadar ayrıntılı anlatılmış ki, ürperdim, sanki yani başımda yapıyordu bunu biri ve bağımlı olmak çok kolay bir şeymiş gibi hissettim... Yazar mekanları öyle güzel anlatmış ki, özellikle Bali, karakterlerin ruh halleri, hepsi harikaydı. Aslında rüya gibi bir kitaptı ve şimdi düşününce bende ne kadar hoş bir izlenim bıraktığını hissedebiliyorum genel olarak. Ama acabaa biraz daha mı kısa olsaydı veya bazı bölümler daha mı az yer kaplasaydı kitapta? Bu arada çeviriyi de çok başarılı bulduğumu ekleyeyim, üstelik Japonca aslından olması önemli bir ayrıntı.. Keyifli okumalar dilerim..:)

Bonus: son zamanlarda zihnimi işgal etmiş bir şarkı...:)
Lana Del Rey - High by the beach





2 Mart 2020 Pazartesi

Duvardaki Kız - Jessica Miller


Biliyorsunuz çocuk kitapları okumayı çok seviyorum, İş bankası Yayınları da en sevdiğim yayın evlerinden biri. Kadıköy'e her gidişimde mutlaka bakarım çocuk kitaplarına. Duvardaki Kız'ı da böyle bir seferde keşfetmiştim. 2019 yılında çıkmış kitabımız 216 sayfa. Ülker Yıldırımcan çevirmiş kitabı. Ben akşamları yatmadan önce okudum çocuklara... Hoş bir kitaptı, benim hayal gücümü oldukça çalıştırdı diyebilirim. Kahramanımız Elizabeth (ve tabi hayali arkadaşı Zenobia), annesi onları terk ettikten sonra, babasıyla beraber onun büyümüş olduğu Solgunlar Köşkü'ne yerleşirler. Burada Elizabeth (ve tabi ki Zenobia) çok ilginç bir maceraya kapılır... Kitap 12 yaş üstüne uygunmuş ama ben 6,5 yaşa okudum bence rahatsız edici bir unsur yoktu... Hafif korkutucu şeyler vardı ama en azından benimkiler korkmadı diyeyim en azından:) Keyifli okumalar dilerim...





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...