1 Haziran 2015 Pazartesi

Beni Asla Bırakma - Kazuo Ishiguro

1954 doğumlu yazarımız aslen Japon olmasına rağmen 5 yaşında taşındığı İngiltere'de büyümüş ve aslında Japon kültürüne de biraz uzak kalmış. Kent Üniversitesi'nde İngilizce ve Felsefe eğitimi almış. Malcolm Bradbury'den Yaratıcı Yazarlık eğitimi almış. Daha sonra akıl hocası Angela Carter ile tanışmış (ki kendisinin Oyuncakçı Dükkanı isimli kitabını okumuştum). Yazarımız hemen hemen her yazdığı kitapla ya ödül almış ya da ödüllere aday gösterilmiş. Beni Asla Bırakma da Time Dergisi tarafından İngilizce Yazılmış En İyi 100 Roman arasında gösterilmiş.

Kitap tür olarak Bilim-Kurgu olarak anılıyor genellikle ama ben bu sınıflandırmaya katılmıyorum, sırf şu anki gerçekliği uymuyor diye bir kitabı bilim-kurgu olarak adlandırmayı doğru bulmuyorum. Bilim-kurgu dediğimiz şeyin içinde "bilimin" hatırı sayılır bir yeri olmalı. Bu romandaysa bildiğimiz şey organlarını kullanmak üzere insanların klonlandığı, ama romanın geri kalanında bilime dair bir şey yok, son derece dram ağırlıklı bir kitap.

Gelelim konumuza, 1990 İngiltere'sinde bir grup öğrenci Hailsham isimli okulda eğitim görmektedirler. Bebeklikten itibaren kendilerine güne gelince "bağış yapmaya hazır olmaları" gerektiği öğretilmiştir ama konunun ayrıntıları çok da bilinmez. Bu çocuklar klondurlar ve dünyaya geliş amaçları sadece organlarının bağışlanmasıdır. Ama Hailsham öyle güzel bir yerdir ve onlar öyle iyi eğitim alırlar ki bu gerçeği kabullenmeleri hiç de kolay değildir. Özellikle okulda sanata ve yaratıcılığa büyük önem verilir. Kathy, Ruth ve Tommy de çok yakın üç arkadaştır. Kitap 3 bölümden oluşuyor. İlk bölümde bu üç arkadaşın Hailsham'daki hayatlarını ve arkadaşlıklarını okuyoruz. İkinci bölümde Hailsham'dan mezun olup geleceklerine dair hazırlıklarını yapacakları, gerekli eğitimlerini alacakları Kulübeler'e geçişleri ve ardından Bağışçı veya Bakıcı (Refakatçi)olacakları yeni hayatlarını okuyoruz. Tabi burada bir de bir aşk üçgeni durumu var. Ruth Tommy ile Hailsahm da çıkmaya başlar ve ikisi de bağışçı olunca ilişkileri mecburen son bulur. Kathy ve Tommy de hep çok iyi anlaşmışlar ve birbirlerinden de hoşlanmışlardır, ancak hiç ilişki yaşayacak bir fırsat bulamamışlardır, bunun en büyük sebebi ise Ruth'un Tommy'e çok düşkün olmadığı halde kıskançlıkla onlara izin vermemesi olmuştur. Kitabın son kısmında ise Kathy ve Tommy kendileri için bir umut ışığı yakalamak üzere yola çıkarlar ancak bunun yerine Hailsham ile ilgili sırları bulurlar.

Kitap gerçekten ilginç ama yukarıda da dediğim gibi asıl konu daha çok Kathy, Ruth ve Tommy'nin ilişkisi üzerine. Ben açıkçası Tommy karakterini biraz yüzeysel buldum. Çoğunlukla karakterler ve ilişkileri oldukça gerçekçiydi ama belki daha yoğun bir aşk anlatılsaydı kitabı daha ilgi çekici bulabilirdim. İngilizce Yazılmış En İyi 100 Kitap arasında yer alması ise bana göre biraz abartılı:) Yine de sizi hayalkırıklığına uğratmayacak bir kitap. Bu arada kitabın Carrie Mulligan ile Keira Knightley'in oynadığı, imdb puanı 7,2 olan 2010 yapımı bir de filmi var. Güzel bir film olmakla beraber kitabı okuduktan sonra diyabilirim ki film benim hayallerime pek uymadı. Keyifli okumalar:)

12 yorum:

  1. bu kitaba da filmine de yazarına da hastayım. son romanında yine farklı bişi denemiş bakalım yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. son romanı pek iyi yorumlar almadı sanırım ama bekliyoruz yorumlarını deepcim:)

      Sil
  2. Bu Ishiguro'dan okuduğum ilk romandır ve çok sevmiştim hala da öyle hissediyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok farklı bir havası var gerçekten, ben yazarın başka kitaplarını okumadım henüz ama yazarı sevdim:)

      Sil
  3. ben de uzak tepeler romanını okudum yazarın, kendisini pek sevdim :)
    bu kitabının da filmini izlemiştim.. Filmler kitabın verdiği tadı tam anlamıyla bütünleyemiyor.
    sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bence de kitaplar her zaman daha canlı yer ediyor zihinde, Uzak Tepeler romanı da listemde, yorumunuz için teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  4. Bu kitap çok ilgimi çekti,aklımda bulunsun,sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok beğenilen bir kitap, sizin de beğeneceğinizi sanıyorum, keyifli okumalar:)

      Sil
  5. ben bu kitabı büyük umutlarla alıp okurken fenalık geçirmiştim! ama hatırladığım kadarıyla (okuyalı 7-8 yıl oluyor) öncelikle çevirisini beğenmemiştim. sadece bana mı böyle geldi bilmiyorum ama cümleler kopuk kopuktu. keza sözde duygusallığı da hiç inandırıcı bulmamıştım. beğenmeyenler cephesine mum dikeyim diye yazıyorum, benim gibi başkaları da varsa kendini yanlız hissetmesin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de biraz hayalkırıklığına uğradım doğrusu:) sözde duygusallak konusuna da aynen katılıyorum, yazar "buraya biraz duygusallık" serpelim demiş sanki:)) bu kadar abartılmasaydı kitabı daha çok sevebilirdim:)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...