8 Mayıs 2013 Çarşamba
Profesör – Charlotte Brontë
Bronte kız kardeşlerin romanları her zaman ilgimi çekmiştir. En büyük kız kardeş olan Charlotte Bronte’nin daha önce Jane Eyre isimli romanını okumuştum. Zaten kendisinin toplamda 4 adet romanı var. Profesör isimli bu roman da aslında yazarın ilk romanı, ancak daha önce yayınlatamadığı romanı, eşi o öldükten sonra yayınlatıyor. Zaten Profesör, Jane Eyre’den bile başarılı bulunan Vilette isimli son romanının bir ön taslığı olarak değerlendiriliyor.
Romanın konusunu anlatmadan önce biraz Charlotte Bronte’nin hayatından bahsetmem gerekir. Mina Urgan, İngiliz Edebiyat Tarihi kitabının dördüncü cildinde Bronte’ler hakkında geniş bilgi vermiş. Charlotte Bronte, 1816’da İngiltere’de bir papazın en büyük çocuğu olarak doğar, iki kız kardeşi ve bir erkek kardeşi daha olur. Bu dört çocuk da edebiyata meraklıdır, ıssız bir yerde bir papaz evinde yaşadıkları için tek eğlenceleri yazmaktır. Ancak o yıllarda saygın bir genç kadın için para kazanmanın belki de tek yolu mürebbiyelik yapmaktır, bu nedenle kendilerini geliştirebilmek ve dil öğrenebilmek için Charlotte ve Emily Bronte Brüksel’de bir okula giderler. Bu okulda 8 ay kalıp Fransızca öğrenirler. Ancak bu deneyimin Charlotte için en büyük etkisi aşkla tanışması olur. Charlotte burada okul müdürü ve öğretmeni Bay Heger’e aşık olur, bu adam evli çocuklu ama entelektüelliğiyle Charlotte için çok çekici bir adamdır. Charlotte aşkını gizli tutar ancak hocasıyla mektuplaşır. Daha sonra İngiltere’ye 1846’da dönüp kız kardeşleriyle birlikte yazdıkları romanları erkek isimleriyle bastırırlar. Bu arada mürebbiyelik de yapar Charlotte. 1849’da üç kardeşini de sırayla veremden kaybetmiştir. 1854 yılında 38 yaşındayken babasının yardımcılarından Nicholls isimli bir genç ile evlenir, çok mutlu olur ancak evlendikten 9 ay sonra kendisi de hayatını kaybeder.
Bronte ailesinin yaşadığı, Haworth'taki, önünde mezarlık olan kasvetli papaz evi.
Profesör’ün konusuna gelecek olursak; William Crimsworth eğitimini yeni tamamlamış, ağabeyi ve görüşmediği dayıları dışında bir akrabası olmayan genç bir delikanlıdır. Hayata atılma zamanı gelmiştir, önce ağabeyinin yanına gider çalışmak için, ancak ağabeyi kötü karakterlidir ve burada bir süre kalıp çalışmayı denediyse de onuru nedeniyle bırakmak zorunda kalır. Bu kasabada tanıştığı Hundsen isimli varlıklı ancak küstah bir adamla tanışır, Crimsworth’un onurlu karakterinden etkilenip onun Belçika’da öğretmenlik yapmasını önererek onu yakın bir dostuna gönderir. Crimsworth buranın tek çaresi olduğunu bilerek tüm gücüyle çalışır, herkesin takdirini toplayan bir öğretmen olur. Kızlar okulunda verdiği dersler sırasında kendisi gibi mütevazi, ancak kararlı ve onurlu dantel hocası Frances Henri ile tanışır, bu genç kız öğretmen olmasına karşın sınırlı bir eğitime sahiptir, kendisi için daha iyi yerlere gelebilmesi için gelişmesi şarttır, bu nedenle okul müdiresi onun Crimsworth’ün verdiği İngilizce derslerine girmesine izin verir. Frances ve Crimsworth arasında bu şekilde bir yakınlık başlar. Aralarındaki ilişki her zaman bir öğretmen öğrenci ilişkisinin saygı ve otorite çerçevesinde olmasına rağmen, bu bir aşkın doğuşuna engel değildir.
William ve Frances sonunda muratlarına erer:)
Ben kitabı beğenim, kesinlikle hiç sıkıcı olmayan, hoş bir kitaptı. Yalnız, çiftin hayatındaki bütün gelişmelerin anlatıldığı son 20-30 sayfa olmasa daha iyi olurdu, yani okur sadece çiftin hayallerine kavuştuğu, hayatlarının mutlulukla devam ettiğini bilse, roman orada bitse bence daha etkileyici olurdu. Hele Hundsen ile ilgili ayrıntılar gereksiz geldi bana.
Yazarın kendi deneyimlerinden, özellikle Brüksel’deki okulundan ve Bay Heger’e karşı duyduğu aşktan edebi anlamda oldukça etkilendiği açık. Frances ve William arasındaki ilişkinin evlendikten sonra bile neredeyse öğretmen-öğrenci ilişkisi içinde devam etmesi de ilginçti.Yazar ayrıca gerekli gereksiz sık sık bazı kelimelerin parantez içinde Fransızcalarını da vermiş, bu da ilginç bir ayrıntı. Kısacası, keyifle okunacak akıcı ve hoş bir hikaye, tavsiye ederim.
Resim 1:http://static.guim.co.uk/sys-images/Guardian/Pix/pictures/2012/1/30/1327933241590/Charlotte-Bront--007.jpg
Resim 2: http://www.jasa.net.au/images/haworth.gif
Resim 3: http://lowres-picturecabinet.com.s3-eu-west-1.amazonaws.com/43/main/45/123805.jpg
Etiketler:
Charlotte Bronte,
İngiliz Edebiyatı Tarihi,
Mina Urgan,
Profesör
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 kalem yazmış:
Yorum Gönder