29 Mayıs 2010 Cumartesi


30 sayfam kaldı, hatta bugün kütüphaneden Ripley Karanlıkta'yı aldm, şu kitabın İtalya'da geçmesi ve İtalya'yı, İtalyan kültürünü verebilmesi çok güzel. Bu arada kitabın arka kapağında (Remzi kitabevinin baskısı) Patricia Highsmith'in kedisiyle
-Siyam kedisi- bir fotoğrafı var, kedisi çok tatlı:) Ripley bütün İtalya'yı dolaştı neredeyse, Roma, Sicilya, Napoli, Venedik.. Şimdi Venedik'te ve Venedikte süper bir evde oturuyor, iki tane de yardmcısı var -Ugo ve Anna-. Evi kanal kıyısında, önden gondolla geliniyor, önünde kanala doğru bir kaç basamak var ki su alçaldığında veya yükseldiğinde gondola binmek veya inmek zor olmasın, bir de arkada sokağa bakan bir kapısı var. Evin yerleri siyah-beyaz kareli mermerle kaplı, Ripley bunu çok sevmiş. Sonra evin eşyalarını haftalarca antikacılarda arayıp bulmuş, hatta kitaplıkta güzel görünmesi için deri ciltli kitaplar bile almış. Artık çok daha zevkli bir insan olduğunu ve bu evinin dekorasyonunun Roma'daki evinden çok daha güzel olduğunu söylüyor. Bu arada Marge'la mektuplaşıp onu Venedik'e çağırdı, araları iyi. Marge evi görünce çok beğendi ama bu lükse Dickie'den sızdırdığı paralarla sahip olduğunu düşündüğünü ima edince Tom evi çok ucuza kiraladığını, Avrupa'daki son bir kaç ayında bütün parasını bitirip Amerika'da sıfırdan başlamayı tasarladığını söyledi, aslında bunların hepsi yalan tabi. Marge onunlayken Dickie'nin babası da Tom'la görüşmek üzere geldi, aslında Dickie'yi bulması için Amerika'dan ünlü bir dedektif getirtmiş ama sonra Tom'un anlattıkları herkesi Dickie'nin öldüğüne -intihar ettiğine- ikna etti. Bu arada Marge'ın, Tom'un küçük el çantasında Dickie'nin yüzüklerini bulması üzerine, Tom'un söylediği -Dickie'nin onları Tom'a bırakması- yalan bu inancı daha da pekiştirdi. Tom herşeyi düşünmüştü, gelecek ay ortaya çıkmak üzere Dickie'nin ağzından bütün parasını Tom'a bıraktığını açıklayan bir vasiyetname yazdı. Artık kuş gibi hafifti ve tüm zamanını yeni aldığı antilop derisi valizi okşayarak, Dickie'nin giyeceklerini seyredip yüzüklerini avucunda tutarak, turist kılavuzlarını karıştırarak geçirebilirdi. Az ama kaliteli eşyası olmasına dikkat ediyordu. "İnsana varlığını hatırlatan, varolmanın tadını çıkarmasını sağlayan sahip olduğu eşyalardı." Tom'un ne kadar keyifli olduğunu anlattığı satırlar çok hoş, evindeki kanapeye yayılıp, içkidolabından aldığı balon bardakta içilen konyak eşliğinde keyifle kitap okuyuşunu gözümde canlandırmak çok güzeldi.:) Bu arada resimde Tom'un salonundan bir kesit görüyoruz..:)) Bunu photoshopta yapmak için bayağı bir uğraştığımı söylemeliyim, gerçi yaptığım tek şey zemini tahtadan siyah-beyaz kareli mermere çevirmekti, belki daha kolay bir yolu vardır ama işte beni uğraştırdı..:)

0 kalem yazmış:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...