Japon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Japon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1 Temmuz 2017 Cumartesi
En Sevdiğim Anime Müzikleri
Mirai (Orange) isimli animenin bitiş şarkısı
(Bu versiyonunu bulmak için çok uğraştım:)
(Bu versiyonunu bulmak için çok uğraştım:)
Itazura Na Kiss açılış şarkısı
Fruits Basket animesinin açılış şarkısı
Clannad After Story açılış şarkısı
Clannad açılış şarkısı
Kanon animesinin açılış müziği
Shokugeki No Souma birinci sezon bitiş şarkısı
Shokugeki No Souma - sexy curry
Elfen Lied -Lilium (açılış şarkısı)
Şarkının muhteşem olmasının yanısıra açılış jeneriğinin kendisi de adeta bir sanat eseri...
Şarkının muhteşem olmasının yanısıra açılış jeneriğinin kendisi de adeta bir sanat eseri...
25 Mayıs 2017 Perşembe
Amaama to Inazuma
Bu animeye kaç puan vereceğimi bilemiyorum. Öncelikle çizimler, müzik ve jenerik çok güzel, konu değişik, Tsumugi karakteri hem sevimlilik hem gerçekçilik olarak çok başarılı, onu çok sevdim. Yemek yapılan animeler hoşuma gidiyor, burada da yapılan yemeklerin ayrıntılı tarifleri var, o hoşuma gitti. Yalnız konu bir yere gitmiyor, biraz durağan, halbuki animede işlenebilecek konular var, mesela Kotori sanki öğretmeninden hoşlanıyor gibi, veya Kotori’nin bıçak kullanamaması, öğretmenin yalnızlığı vs vs, havada kalmış bazı şeyler. Son bölümde sadece Tsumugi babasının onu çok sevdiğini anlamış oldu ve animemiz de böylece bitiverdi. Yine de animeyi sevdiğimi söyleyebilirim, ikinci sezonu olsa belki konular daha iyi işlenebilirdi. Imdb puanı 7,6. Keyifli seyirler.
12 Mayıs 2017 Cuma
Orange
Kahramanımız Naho bir gün ilginç bir mektup alır, mektup 10 yıl sonraki kendisinden gelmektedir, gelecekteki Naho'nun bazı pişmanlıkları vardır ve bunların önüne geçebilmek için Naho'ya bazı tavsiyelerde -ricalarda- bulunmaktadır. Bunlar özellikle o sene okula yeni gelen ve ailevi sıkıntıları olan Kakeru ile ilgilidir. Bir süre sonra bu tavsiyelerin ve pişmanlıkların esas sebebinin Kakeru olduğu anlaşılır. Tabi Suwa, Hagita, Azu ve Takako da bu arkadaş grubunun diğer üyeleri olarak olaya dahil olur. Olaylar Naho ve Kakeru arasındaki aşkın da işin içine girmesiyle daha da karışık bir hal alır.
Ben animeyi çok sevdim, 13 bölüm olmasıyla (normalde 24 dakika, 13. bölüm ise 37 dakika) sıkmadan izleniyor, özellikle kapanış şarkısı çok hoşuma gitti, sözleri de gayet uyumlu animeyle;
When I almost forget my dream, I'm reminded by your tears
You remind me of why I came this far, time and time again
Withering on the embankment, the wind of unrequited love brings a second spring,
Someday I want to bloom on a branch beside you,
Some times you laugh with sad eyes,
Because there are still parts you haven't shown me,
Even on a branch this fragile,
Your future is being born,
Don't cut off the days we haven't seen,
I laugh at the present and reflect, I want to protect you,
When your heart seems like it will break, you can lean on this shoulder,
The burden you shoulder, I will carry it carefully as well,
You are are always a part of my tomorrow,
You become the wind that soothes all my doubts,
If I can cherish you like this, (if my love could stay as it is)
I don't mind if my feelings don't reach you,
Not intertwined, nor untied,
Deep within my heart, teardrops fall
Even on a branch this fragile,
Your future is being born,
Don't cut off the days we haven't seen,
I laugh at the present and reflect, I want to protect
Deep within my heart, I embrace the tears
Because I want to be at your side,
Because I want to be at your side,
***
Bu arada animenin diğer adı "Mirai" gelecek demekmiş. Orange ise grubun önce çıkan ismi Suwa'nın kızıl saçlarına bir gönderme. İmdb puanı 7,6 olan bu anime tavsiye edebileceklerim arasında. Keyifli seyirler dilerim.
12 Nisan 2017 Çarşamba
Barakamon
Bu animeyi çok sevdim, çok sıcak bir tarzı vardı, klasik aşk, romantizm konularına girmeden, hem de 12 bölümde hiç sıkmayan, gayet keyifli bir anime olmuş, imdb puanı ise 8,4, değişik bir tür izlemek isteyenlere tavsiye ederim. Serinin 2016'da Handa-kun ismiyle ikinci sezonunun yayınlandığını da ekleyelim.
25 Mart 2017 Cumartesi
Sakurasou No Pet No Kanaja (The Pet Girl Of Sakura Dormitory)
Yurtta kalanlar gerçekten gariptir. Misaka kızımız coşkun enerjisiyle herkesi korkutmaktadır, Jin tam bir kadın avcısıdır ve ahlaksız ilişkilerini utanmadan anlatır, Ryuunosuke ise kendisini odasına kilitlemiş çatlak bir bilgisayar kurdudur. Ancak bu öğrencilerin hepsi neredeyse dâhidir, Misaka kendi animelerini yapan meşhur biridir, Jin onun senaryolarını yazar, Ryuunosuke ( ki kendisi benim 24 bölüm boyunca uzun saçları nedeniyle kız zannetmeme rağmen erkekmiş) ise kendi programlarını yazan başka bir dâhidir. Yurt öğretmenleri ise kendinden başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen Chihiro Sensei ‘dir. Sorata tam bu garip kişilere alıştım derken ortaya Maschiro Shiina çıkar. Maschiro görünüşte çok hoş bir genç kızdır ancak kendine bakabilecek olgunlukta olmadığından normal yurtta kalamaz ve son çare olarak Sakurasou’ya gelir. Sorata’yı Maschiro’ya bakmakla görevlendirirler. Sorata bu görevi çoğunlukla yüksünmeden yerine getirir. Zaten bir süre sonra Maschiro’ya hayran olur, çünkü o inanılmaz yetenekli ve çok ünlü bir ressamdır, bir süre manga çizmek istediği için İngiltere’den Japonya’ya gelmiştir. Son olarak, ailesine karşı gelerek sanat lisesinde okuyan Aoyama’nın da kirasının ucuz olması sebebiyle Sakurasou’ya gelmesiyle kadro tamamlanır.
Tür olarak arkadaşlık ve okul hayatı diyebiliriz bu anime için. Benim çok hoşuma gitti bu seri, çizimleri güzeldi, giriş ve bitiş jeneriği ve müzikler iyiydi. Konu olarak çok ilginç olmamasına rağmen bölümleri merakla birbiri ardına izledim. Karakterlerin motivasyonları ilgi çekiciydi, örneğin herkesin dahi olduğu yurtta Sorata biraz komplekse kapılıyor ve hiç ilgisi olmamasına rağmen oyun yapma konusunda çok çalışarak bir yarışmaya katılıyor, belli düzeyde başarı kazanıyor ama –spoiler- sonuçta kazanamıyor. Benzer şeyler Aoyama için de geçerli. Yani klasik “çok çalıştı, azmetti, başardı” senaryosu yapmamışlar ve kaybetmenin psikolojisine eğilmişler, güzeldi bu açıdan. Ama yurttaki arkadaşlık ilişkileri çok güzel, bu tarz şeyleri izlemek çok hoşuma gidiyor, Clannad’da da çok hoşuma gitmişti arkadaşlıkları. Kısacası benden yüksek not alan, sevdiğim ve tavsiye edebileceğim bir anime Sakurasou. Keyifli seyirler :)
Resim: www.turkcealtyazi.org
8 Ocak 2017 Pazar
Golden Time
Konumuz şöyle; Tada Banri hukuk okumak için Tokyo’ya gelmiştir , burada kimseyi tanımıyordur, ama ilk gün Mitsuo ile tanışır ve hemen arkadaş olurlar. Tanışalı daha bir saat bile olmadan Mitsuo’nun ona takıntılı bir şekilde aşık olan çocukluk arkadaşı Kaga Koko gelir ve Mituo’ya çiçekle saldırır. Mitsuo’nun korktuğu olmuştur, Koko da sırf Mitsuo ile beraber olabilmek için aynı bölümü tercih etmiştir. Mitsuo bu çok güzel ve bakımlı kızdan kaçarken mecburen Banri’den yardım ister, iki arada bir derede kalan Banri okulda kimseyi tanımayan Koko’nun tek arkadaşı olmuştur, bu yakınlık Banri’nin Koko’ya aşık olmasını sağlar. Koko da kısa süre sonra bu aşka karşılık verir. İkili çok mutludur. Bu arada onlardan bir üst sınıftaki Linda’nın davetiyle festival kulübüne katılırlar. Ancak Banri’nin bir sorunu ortaya çıkar, lise son sınıfta köprüden düşen Banri hafızasını kaybetmiştir ve geçmişini hatırlamamaktadır. Ama bir gün geçmişi hatırlamaya başlar ve her şey karışır.
Romantik, okul, dram türündeki bu anime fazla sıkmadan, olayların suyunu çıkarmadan ilerliyor. İmdb puanının da 7,7 olduğunu ekleyeyim. Doğrusu benim animelerde en hoşuma giden şeyler Japonların günlük hayatına dair verilen ayrıntılar ve sıcak, gerçek arkadaşlık ilişkileri. Bu anime daha çok Banri ve Koko’nun yaşadıklarına, özellikle de Banri’nin rahatsızlığına odaklıydı, ama dediğim gibi konu çok ilginç olmasa da sıkıcı değildi, bu yüzden ortanın üstü puan veriyorum Müzikler, jenerikler, çizimler güzeldi. Ayrıca kahramanlardan biri de 2006 yılında yayınlanan ve studio Madhouse’ın elinden çıkma efsanevi anime “Nana”’nın müzisyen Nana’sıydı. Fraklı bir stüdyonun karakterini kullanmaları ilginç gerçekten.
21 Nisan 2016 Perşembe
Shokugeki no Souma
Souma’nın babasının esnaf lokantası vardır, hâlihazırda lokantada babasına yardım etmekte olan Souma’nın en büyük hayali bir gün babasından daha iyi bir şef olabilmektir. Souma orta okulu bitirince babası onun ülkenin en iyi mutfak sanatları enstitüsü olan Toutshuki’ye gitmesini önerir. Başta Souma bunu çok gereksiz bulmuştur ancak okula gidince burasının gerçekten çok özel yeteneklere sahip son derece zor bir yer olduğunu görür, bu da onun daha da hırslanmasını sağlar. Önce kaldığı yurtta bir çok iyi arkadaş edinir, biz de bu karakterleri yakından tanıdıkça gastronomi dünyasında yaşadıkları maceraları ve zorlukları daha da merakla takip ederiz.
İmdb puanı 8,4 olan bu son derece enteresan anime hakkında söylenecek çok şey var, öncelikle her bölümü büyük bir merakla ve bir an bile sıkılmadan izledim, bir 24 bölüm daha olsa onları da sıkılmadan izlerdim, bu arada izlerken aşçılıkla ilgili pek çok ilginç şey de öğreniyorsunuz, mesela eti pişerken yumuşatan üç şey soğan, bal ve ananasmış Bir de karakterlerin duygusal boyutu vardı, mesela okul müdürünün torunu ve okulun bir numaralı öğrencisi olan Erina kahramanımız Souma’ya gıcık olmakla birlikte aynı zamanda ilgi de duyuyordu, Souma’nın diğer bir hayranı çekingen ama kararlı Megumi’ydi ve tabi ünlü bir kasap zincirinin varisi olan Nikumi de Souma’ya gizliden gizliye ilgi duyuyordu, acaba Souma kimi seçerdi, bir de bu konulara girmiş olsalar herhalde bir 24 bölüm daha çıkardı. Bunun dışında bu seriden beklemeyeceğiniz şekilde cinsel göndermeler vardı, ilk bölümler oldukça şaşırtıyor insanı ama sonra alışıyorsunuz.
Son olarak serinin şarkılarını çok beğendim, öncelikle ilk 14 bölümün sonunda çalan ve yurttaki öğrencilerin masa başında krem karamel yeyip marshmallowlu sıcak çikolata içerken şarkı söyledikleri kısım çok hoşuma gitti, bir de son bölümlerin kapanışında çalan Sacchan şarkışı) Kısacası değişik bir anime izlemek isterseniz mutlaka tavsiye ederim, özellikle yemek turnuvalarının olduğu bölümler inanılmaz heyecanlıydı.Elenda da bu seriyi çok sevmiş, hatta serinin ikinci sezonu da geliyormuş, üstelik bu sefer Türk yemekleri de olabilirmiş içinde:) Çok merak ettim:) Elenda'nın seri ile ilgili bol resimli yazısını okumak için buyrun :)
Keyifli seyirler
16 Mart 2016 Çarşamba
Suki-tte ii na yo - Say "I love you"
Resim:http://cdn.myanimelist.net/images/anime/11/39777l.jpg
1 Ocak 2016 Cuma
Bin Beyaz Turna - Yasunari Kawabata
26 Aralık 2015 Cumartesi
Uzak Tepeler - Kazuo Ishiguro
20 Kasım 2015 Cuma
His and Her Circumstances (Kareshi kanojo no jijou)
Resim: http://img.bato.to/forums/uploads/b045ae05fd0aa891bf815a3209dacd54.jpg
22 Eylül 2015 Salı
Ookami Shoujo to kuro ouji - Wolf Girl & Black Prince
Resim:http://static.tumblr.com/4c5d3ea135d889e8a1cf91622936ab71/mn42umz/brsncl8y2/tumblr_static_aslt9sfti0w0w4go0wgs0scwk.jpg
18 Ağustos 2015 Salı
Japon Ne Yapmış - Onur Ataoğlu
Japon Ne Yapmış, Çınar Yayınları'ndan 2011 yılında çıkmış, 223 sayfalık bir kitap. Yazarımız 2002 yılında Tokyo Büyükelçiliği Ekonomi Müşavirliği'ne tayin edilmiş, görevi 2006 yılına kadar Japonya'da yaşamasını gerektirmiş. Kitabında bu 3,5 yıl içinde ailesiyle edindiği Japonya tecrübesindeki gözlemlerini anlatmış. Yemek kültürlerinden tutun, festivallerine, hatta tuvalet düzenlerine kadar son derece ilginç bilgiler var. Ancak bunları kuru kuru değil son derece esprili bir şekilde anlatmış, dili çok sıcak, sanki karşınıza oturup sizinle sohbet eder gibi. Bir de dışarıdan kuru bir gözlem değil de kendi kişisel merakı ve girişimciliği ile malzemeyi de kendi bulup çıkarmış adeta. Örneğin Japon arkadaşının bile hiç duymadığı, Kurosawa'nın damak zevki üzerine kurulmuş "Restaurant 9638" isimli restorana bile gitmiş. Bir de söylemeyi unuttum, yazarın Japonya'da yaşam macerası aslında meşhur köpek Hachiko'dan dilediği dilek ile başlıyor, bu hikaye çok hoşuma gitti:) Kitabı çok sevdim, Japonlar ve Japonya üzerine çok şey öğrendim ve okurken çok eğlendim. 2013 yılında yazarın 3. kitabı Japon Yapmış, Türk Gezmiş de çıktı. Sırada yazarın diğer kitapları var. Bir de uzun zamandır takip ettiğim blogu Onur'un Seyir Defteri'ni de şiddetle tavsiye ederim. Keyifli okumalar:)
20 Mayıs 2015 Çarşamba
Ao Haru Ride
Ben bu animeyi çok beğendim. Hem çizimleri, hem konusu ile çok tatlı, romantik bir animeydi. Bir de 12 bölümde bütün hikaye çok güzel anlatılıyordu. Bazı 25 bölümlük animelerde bölümleri dolduracağız diye sıkıcı ve gereksiz konulara girilebiliyor. Gerçi bence bu serinin devamı da gelebilir. Kısacası imdb puanı 8,2 olan bu seriyi tavsiye ederim. Keyifli seyirler:)
Resim:http://img1.ak.crunchyroll.com/i/spire4/3dabfbfc682233fe2381ce6f4087ba3e1402342009_full.jpg
11 Mayıs 2015 Pazartesi
Toradora!
Resim: http://static.tvtropes.org/pmwiki/pub/images/toradora_main.jpg
25 Ağustos 2014 Pazartesi
Ouran High School Host Club
Etiketler:
Japon,
Japon Anime,
Ouran High School Host Club
26 Haziran 2014 Perşembe
KimiKiss Pure Rouge
2 Mayıs 2014 Cuma
Kaichou wa meido-sama!
Bu seriyi değerlendirecek olursam, çizim ve müzikleriyle çok güzel ancak konu her bölümde adım adım ilerlemiyor, romantizme aslında çok da fazla yer verilmiyor, çünkü Usui romantik animelerdeki bildiğimiz iyi çocuk karakterinden biraz farklı, değişik bir tip, "rahatsız edici", bir bölümde bir erkek öğrenciyi öpüyor mesela, Misaki üzerinde de oldukça baskın, belki de bu sebepten bu anime bana fazla romantik gelmedi. Ama imdb puanı yüksek ve sevilen bir anime, puanı 8,1, yapım olarak da oldukça kaliteli, başta da dediğim gibi çizimler ve müzik benim çok hoşuma gitti. Ancak sonu beni pek tatmin etmedi, yine de izlenebilir.
Resim: http://img690.imageshack.us/img690/1455/kaichouwamaidsamaf.jpg
20 Ocak 2014 Pazartesi
Fruits Basket
24 Ekim 2013 Perşembe
Kızıl Saçlı Anne
Anne buna çok sevinir, çünkü artık hem bir evi vardır hem de doğal güzelliklerine adeta aşık olduğu Avonlea'da kalmaya devam edebilir. Bu cıvıl cıvıl, içi içine sığmayan kız Cuthbert'lerin hayatını değiştirir, üstelik ev işlerine de yardım etmektedir. Marilla ve Matthew onu çok sevseler de bunu kendi tarzlarında gösterirler. Bir süre sonra Anne okula başlar, başta Diana Barry olmak üzere bir sürü arkadaşı olur, sınıftaki başarısıyla yakışıklı Gilbert Blythe ile rakip olur, hatta onu geçer. Tek hayali öğretmen olmaktır ancak bu arada sevdiği şeylerden de vazgeçmez; hikaye anlatma kulübü kurar, tiyatroda oynar, hitabetiyle ün kazanıp şehirdeki toplantılara davet edilir, herkesin övgüsünü kazanır, doğaya hayranlığını ve merakını hiç kaybetmez, son derece hassas ve duyarlıdır, gerçi zaman zaman bu aşırı hassasiyeti sorunlara yol açar ama...
Sonuca gelirsek, kesinlikle harika bir çizgi filmdi, huzurlu, sakin ve bence çocuklar için oldukça öğreticiydi. Bir çocuğun hayata farklı bakışı, güzellikleri fark edebilmesi, derslerindeki başarısının yanı sıra kendisini mutlu eden ve ciddiye aldığı uğraşları, arkadaşlarıyla ilişkileri, büyükleriyle sevgi ve daha çok da saygı çerçevesindeki ilişkisi, karşılaştığı negatif kişi ve olaylarla baş etme yolları çok güzel verilmişti. Çizimleri de oldukça şirindi, Anne'in 50 bölüm boyunca yavaş yavaş büyüyüp güzelleşmesini izlemek çok güzeldi, bu klasik çizgi filmi herkese tavsiye ederim:)
Etiketler:
Anne of Green Gables,
Japon,
Japon Anime,
Kızıl Saçlı Anne,
L.M. Montogomery
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)