2 Ekim 2012 Salı

Küçük Yalanlar Kitabı - Hikmet Hükümenoğlu

Yazarın ikinci romanı olan Küçük Yalanlar Kitabı, 2007 yılında yayınlanmış. Daha önce size yazarın Kar Kuyusu ve 47 Numaralı Kamara isimli kitaplarından bahsetmiştim, geçen hafta yazarın son romanı 04:00 yayınlandı, 04:00'ün hemen öncesinde okumak istedim Küçük Yalanlar Kitabını.

Romanımız 1930'lu yıllarda İstanbul'da geçiyor. Öncelikle şunu söyleyeyim, kapağı ve ismi son derece çekici olsa da arka kapak yazısı hiç de çekici değil:) Bu yüzden bu kitabı okumakta bu kadar geciktim. Halbuki, kitabı okuduktan sonra, yazarımızın benim için en favori kitabı bu oldu -ki sanıyorum yazarımızın da ilk üç kitabı arasındaki favorisi Küçük Yalanlar Kitabı.

Kitap üç karakterin ağzından anlatılıyor; ablasına daha fazla yük olmak istemediği için çok da iyi tanımadığı Faruk ile evlenen, genç, güzel ve romantik Rezan; işine son derece bağlı, takıntılı ve nazik bir adam olan Faruk, yaşadığı travmatik bir olaydan dolayı evden çıkamama hastalığına yakalanmış ve güzel Rus kızı Sofiye Hanım'ın evine sığınmış Tevfik. Bu üç kişinin hayatı, Nicholas Delvin isimindeki esrarengiz yabancının, son derece değerli Semper Augustus ismindeki lale soğanlarını bulma umuduyla İstanbul'a gelmesiyle alt üst olur.

Kitaptaki hoş ayrıntılardan birisi; yolcu zeplini yolcularını Galata Kulesin'ne indirirken:)

Kitabın konusunu son derece ilginç buldum ama benim kitaptan bu kadar keyif almamı sağlayan şey daha çok kitaptaki atmosferdi. Öncelikle 1930'larda geçen bu kitabın bütün kahramanları çok nazik (İsmail Kuşçu'nun kuşlarına bile bağırırken "Susunuz" demesi çok hoşuma gitti:), zaten geçmişte geçen kitapları bu kadar sevmemin sebebi de bu, kısacası samimi ve keyifli bir atmosfer var kitapta. Örneğin Rezan'ın dergi okurken radyo dinlemesi, üst komşusu Madam Nora ile kahve içerken samimi bir sohbete dalması, Tevfik'in en seçkin klasik müzik plaklarını dinlerken keyifli keyifli kitap okuması gibi ayrıntılar bahsettiğim bu atmosferi yansıtıyor. Yazar gerekli durumlarda gizemli havayı da aynı şekilde vermiş, örneğin Nicholas Delvin ve Faruk'un Beyoğlu'nda çıktıkları o gizemli meydan ve orada gittikleri sahafta yaşananlar (ki bu yer yazarımızın diğer 2 kitabında da var ve son kitabında da olduğunu tahmin ediyorum:)) veya İstanbul Üniversitesi'ne gittikleri bölüm gibi. Yazarın kitapta 1930'ların dilini de kullandığını ekleyeyim.

Sofiye Hanım gramofonun başında klasik müzik dinlerken..:)

Küçük Yalanlar Kitabı'nı çok sevdim gerçekten, son zamanlarda okuduğum en keyifli romanlardan birisiydi. Her ayrıntının özenle yerleştirildiği, bence çok ustaca yazılmış bir roman. Yazarın daha önce okuduğum kitaplarında da aynı titizlik ve ustalık hissediliyordu ancak romanın eski bir zamanda geçiyor olması daha çok araştırma ve dikkat gerektirmiş olmalı diye düşünüyorum.

Yazmadan geçemeyeceğim ama Hikmet Hükümenoğlu'nun kitap kapaklarını çok beğeniyorum, sanıyorum Everest Yayınları'nın bütün kapaklarını Utku Lomlu hazırlıyor, bence çok başarılı gerçekten.

Kitabımıza geri dönecek olursak, Küçük Yalanlar Kitabı'nı kesinlikle tavsiye ediyorum ve Hikmet Hükümenoğlu'nun ismini daha sık duymamız gerektiğine inanıyorum. Ve 04:00'e başlamak için sabırsızlanıyorum:) Keyifli okumalar.

Yazarın Kar Kuyusu ve 47 Numaralı Kamara isimli kitapları hakkındaki yazılarıma bakmak için;

Kar Kuyusu

47 Numaralı Kamara


8 yorum:

  1. O zaman bunu ya da sonuncusunu sipariş edeyim yarın :)

    YanıtlaSil
  2. Su an son kitap olan 04:00'u okuyorum Nardacim, son kiitap biraz polisiye, bu ise daha nostaljik. Yorumlarini merakla bekliyorum, sevgiler:)

    YanıtlaSil
  3. Eren, thank you for commenting on my blog. I so appreciate that. You have made a beautiful blog here. I'm following you now. Hope you will follow on mine too.
    Blessings,

    Coleen in Ukraine
    www.vintageterrace2.blogspot.com

    YanıtlaSil
  4. Dear Coleen, thank you so much for your nice comment and also thank you for following me:) I'm already following your blog, it is very nice and I frequently visit your blog:)

    YanıtlaSil
  5. Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. İşin doğası gereği her yeni kitaba başladığımda daha önce yazdıklarımı unutuyorum, ama bazen biraz fazla unutuyorum. Yazınız sayesinde ben de kendi romanımdan bölümler hatırladım. Gerçekten ilk üç romanım arasında en sevdiğim Küçük Yalanlar'dır, çünkü her açıdan yazması en zor --ve en eğlenceli-- olan oydu. Şimdi düşünüyorum da Tevfik karakteri 04:00'deki Giray'ın uzaktan akrabası gibidir...

    YanıtlaSil
  6. Hikmet Bey, bu romanı o kadar sevdim ki sizden bu tarzda başka bir roman daha okumayı çok isterim:) Küçük Yalanlar Kitabı'nda ben Tevfik'i biraz soğuk bulmuştum açıkçası, Giray sanki daha sıcak ve yardımsever geldi bana, ama yine de insanlara mesafeli duruşları benziyor sanırım:)Yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  7. Önerin için tşkler..
    almak okumak isterim..
    Bu arada sahibini bekleyen 16 adet hediye kitap var bloğumda.. üstelik koşulsuz şartsız
    bu hediyeler senin olsun istersen bloğuma beklerim

    YanıtlaSil
  8. Yorumunuz icin ben teşekkür ederim, harika bir haber bu, hemen bakıyorum:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...