10 Ocak 2012 Salı

Saf ve Düşünceli Romancı - Orhan Pamuk


Saf ve Düşünceli Romancı, Orhan Pamuk’un yazma süreci ile ilgili olarak Harward Üniversitesi’nde verdiği Norton derslerinin derlemesi diyebiliriz. Daha önce yazma sanatı ve yazarlıkla ilgili Stephen King’in kitabı da dahil çeşitli yazarların kitaplarını okumuştum ama bu konuda en sevdiğim yazarın düşüncelerini okumanın yeri başka:)

Aslında Saf ve Düşünceli Romancı'yı daha sonra okumayı düşünüyordum ama Düşlerin Rengi Zeynep'in tavsiyesi üzerine hemen okudum, iyi ki de öyle yapmışım çünkü yazar okura da bilinçli bir okumanın anahtarını veriyor kitabında.

Kitap; “Romanlar ikinci hayatlardır,” diyerek beni ilk cümleden kalbimden vurdu. Rüya görmek gibidir roman okumak da. Biz de romanın gerçekliğine gireriz o bir süre için o dünyada yaşamaya devam ederiz ve romanın bitmesini istemeyiz. Doğrusu ardı ardına roman okuyan birisi olarak zaman zaman kendime neden roman okuduğumu sorarım, acaba gerçeklerden kaçmak için mi roman okuyorum? Belki, ama öncelikle romanlar hem düşünce hem duygu dünyamı zenginleştiriyor diyebilirim. Orhan Pamuk aynı zamanda çok deneyimli bir okur olarak, okurun okurkenki hissiyatını çok yerinde bir şekilde veriyor ve daha giriş kısmından okuru yazısının içine alıyor. Kitap, yazmak isteyenler için çok güzel ipuçları veriyor, okurken işaretlediğim çok yer oldu. İlerleyen bölümlerde yukarıdaki soruma da kısmen bir cevap buldum; “ Edebi romanlar bize hayatı ciddiye almayı, her şeyin elimizde olduğunu, kişisel kararlarımızın hayatımızı şekillendirdiğini göstererek öğretir.” İlginç bulduğum bir tespit de “Kişisel kararın ve seçimin az olduğu, kapalı, yarı kapalı geleneksel toplumlarda roman sanatı zaten çok az gelişir.” Gerçekten doğru. Kitabın sonraki bölümlerinden birinde aynı soruyu kendisi için şu şekilde cevaplamış; “ Ruhsal bir eksiklik yüzündenroman okuma ihtiyacını, tıpkı metafizik, felsefe ve din ihtiyacı gibi, ilk gençlik yıllarımda daha kuvvetle yaşadım."

Kitapta, ilk bölümlerdeden birinde romancıların (ve hatta okurların) göre saf ve düşünceli diye ikiye ayrıldığını görüyoruz. Bir sonraki bölüm ise romancılığın kalbi adeta; edebi karakter, olay örgüsü, zaman. Bu bölümde Orhan Pamuk’un şu sözü beni gülümsetti ve çok hoşuma gitti; (19. Ve 20.yy romanlarında karakterlerin sivri veya bir nevi karikatürize olmasından bahsederken) “Bu satırları 57 yaşımda yazıyorum. Kendimde de romanlardaki gibi- Avrupa romanındaki gibi mi demeliyim?- bir ‘karakter’ göremedim hiç.”

Kitapta Pamuk çeşitli yazarlardan da bahsediyor, karşılaştırmalarla örnekler veriyor. Okurun hissiyatını da yukarıda dediğim gibi deneyimli bir okur olarak çok iyi vermiş, “farklı olma duygusu” özellikle, çoğumuzun edebi değeri yüksek eserler okurken bundan duyduğumuz gururdan, okuduğumuz bu kitabı toplum içinde mümkünse göstererek bir gösteriş vesilesi yapmamızdan güzel de bir örnekle bahsetmiş. Ben genellikle yolda kitap okuyorum ve mümkün olduğunca okuduğum kitabı etrafımdakilere göstermemeye çalışıyorum, okuduğum kitaba bakıp benim hakkımda fikir yürütülmesini istemiyorum:)

Romanlarla ilgili tespitler de yazar adayları için çok öğretici; “Romanlar hayat hakkında gözlemler, öneriler, düşünceler ileri sürdükleri derecede ilginçtir.” “Benim için, romancılık önemli şeylerden önemsizmiş gibi ve önemsiz şeylerden önemliymiş gibi bahsetme sanatıdır.”

Son söz kısmından da güzel bir alıntı yapalım. 22 yaşında yazar olmaya karar verdiğini ailesine açıkladığında yakınları “İnsan 22 yaşında hayatı tanımaz Orhan, yaşın ilerlesin, hayatı, insanları, dünyayı tanı, o zaman yazarsın romanını,” demişler: Kendi içinden onlara verdiği cevap; “Romanlar hayatı, insanları tanıdığımız için değil, başka romanları, roman kuramını tanıdğımız ve bu kitaplarla bu kitapların gibi konuşmak istediğimiz için yazılır.”



Orhan Pamuk bu kitabı daha önce (herhalde kitabı yazdığı sıralar) birlikte olduğu Kiran Desai'ye ithaf etmiş, şu an birlikte değiller ama bence mükemmel bir hediye:) Kendisi bu yolla, Kiran Desai'yi bizim için de unutulmaz kıldı.
Kitabı, bilinçli okumalar yapmak isteyen okurlar ve yazar olmak isteyenlerin okuması gerektiğini düşünüyorum:)

9 yorum:

  1. çok keyifle anltmışsın , ben de okumayı düşünüyorum ama elimde uzuun bir liste var ve onlar bitmeli, ama öncelik kazandı yazından sonra...

    YanıtlaSil
  2. Romanlar ikinci hayatlardır ve düş görmek gibidir roman okumak. Benide bu cümleler vurdu işte.

    YanıtlaSil
  3. okumayı istediğim bir kitaptı, merak da ediyordum. Paylaşımın için teşekkürler sevgili Eren. :)

    YanıtlaSil
  4. Sevgili kitap eylemcisi; beğenmene sevindim, kitapseverler için oldukça yararlı bir kitap bence, okuduktan sonra yorumunu beklerim:)

    Sevgili Aslı; kitap okurun hissiyatını çok iyi yansıtıyor, kesinlikle vurucu cümleler:)

    Sevgili Mor Kalemlik; yorumun için teşekkür ederim, senin de kitabı beğeneceğine eminim:)

    YanıtlaSil
  5. çok güzel bir yazı olmuş. elimdeki kitabı bitirir bitirmez başlayacağım buna. son paragraftaki cevabından ötürü ayrıca takdir ettim yazarımızı. gençlerin önünü açıyor ;)

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim beğenmene sevindim:) Evet daha başından yazmaya adanmış bir hayat, kesinlikle tavsiye ederim:)

    YanıtlaSil
  7. Yazarın o derslerinden haberim vardı,okunabilir :)...De, izleme listemde seninkiyle birlikte bazı blogların güncellemelerini göremiyorum! Geç geliyorum buraya o yüzden :(

    Ha, çoban armağanlarından biri sana düştü:)

    YanıtlaSil
  8. Sevgili Narda, blogspot ile bazi sorunlar yasiyorum nedense bakalim cozmeye calisicam:) sansli kisilerden biri oldugum icin cok mutluyum, tesekkur ederim:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...