27 Şubat 2014 Perşembe
Gündelik Felaket Teorileri – Marisha Pessl
Kitaptaki çizimlerden biri; bir lise fotoğrafında Blue, gözlüklü kızımız.
Konuya gelecek olursak, Blue annesini kaybettikten sonra üniversitede öğretim görevlisi olan babasıyla eyalet eyalet gezmeye başlar, lise son sınıfı ise Kuzey Carolina’nın Stockton kentinde geçirmeye karar verirler. Genellikle içe dönük bir kız olan Blue van Meer burada okulda Mavi Kanlılar olarak bilinen ve hayranlık duyulan bir grup gençle takılmaya başlar; Jade, Leulah, Charles, Nigel ve Milton’dan oluşan bu grup her pazar okulun Sinemaya Giriş dersi hocası genç, güzel ve gizemli Hannah Schneider’ın evinde buluşup yemek yer, Blue da bu gruba katılır ve bir süre sonra kendisini arkadaşları ve Hannah Schneider’in gizemini çözmeye çalışırken bulur.
İşte 1977 doğumlu yazarımız Marisha Pessl !
Kitabın son 150-200 sayfası özellikle Blue’nun bu gizemi araştırması üzerine ve açıkçası beni biraz sıktı. Kitabın son bölümünü ise – söylememin sakıncası yok; Blue’nun mezuniyet töreni- çok beğendim, beni heyecanlandıran çok hoş bir bölümdü. Kitabın en sonunda ise yazar kitapta açıklığa kavuşmamış noktaları bitirme sınavında okurlarına doğru/yanlış ve çoktan seçmeli sorularla bize soruyor. Sonuç olarak sonlara doğru yer yer sıkılsam da özellikle son bölümü ve finaliyle beğendiğim bir kitap oldu, tavsiye ederim, keyifli okumalar.
Etiketler:
Donna Tartt,
Gündelik Felakat Teorileri,
Marisha Pessl
19 Şubat 2014 Çarşamba
Yalnızlık; Sevme Korkusu - Ira J. Tanner
Yazar Ira Tanner'in 1996 yılında Kuraldışı Yayınları'ndan çıkan kitabı 174 sayfadan oluşuyor. Sanırım kitap 1973 yılında yazılmış. İsmi ilgimi çektiği için okumak istedim. Yazar üniversite de "yalnızlık" isminde bir ders veriyormuş. Yazar yaşlılık ve ergenlik gibi yalnızlık duygusunun neredeyse kaçınılmaz olduğu süreçlerden evlilikte yalnızlık gibi iletişimsizlik kaynaklı yalnızlıklara kadar yalnızlığın çeşitli türlerinden, seçilmiş yalnızlıkların ise sevme korkusundan kaynaklandığını, insanların nasıl başkalarının varlığına ve başkalarından gelecek "dokunuşlara" ihtiyaç duyduğunu anlatıyor. Okunması kolay bir kitap, genel olarak yalnızlığın psikolojisinden bahseden bir kitap. Yazarın aynı zamanda kayıplarla başa çıkmakla ve ilişkileri uzun sürdürebilmekle ilgili de birkaç kitabı da varmış.
13 Şubat 2014 Perşembe
Dokunma Dersleri – Yalçın Tosun
Öncelikle Yalçın Tosun’dan bahsetmek istiyorum, yazarımız 1977 Ankara doğumlu ve Galatasaray Üniversitesi hukuk bölümü mezunu, aynı okulda doktorasını da tamamladıktan sonra şu an Bilgi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktaymış. Dokunma Dersleri yazarın üçüncü kitabı; bundan önceki “Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler” (2009-öykü) ile “Peruk Gibi Hüzünlü” (2011-şiir) isimli kitapları ödüller kazanmış, “Peruk Gibi Hüzünlü” isimli şiiri ise Mabel Matiz tarafından bestelenmiş.
Dokunma Dersleri 2013 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından basılmış, 121 sayfa ve 4 bölümden oluşuyor; Arzuyu Örtüsünden, Tanıdık Yabancılar Makamı, Bilindik Sırlar Makamı, Küçük Kesikler. 121 sayfaya 20 öykü sığdırmış yazar, öyküler genelde 4-5 sayfa. Kitabı okumaya başlamadan önce öykülerin kısa oluşu bende bir önyargı oluşturmuştu, ama okumaya başladıktan sonra çok hoşuma gitti. Bu öyküler adeta şarkı sözü gibi, yani hem şiirsel hem de şarkı sözünde olduğu gibi başını ve sonunu bilmediğimiz ama birkaç cümlede olayın içine girebildiğimiz kesitler, bu yorumu yazarın bir şiirinin bestelendiğini okumadan önce yapmıştım:)
Öykülerin hepsini beğendim ama bir kısmı çok çok hoşuma gitti, sanırım en çok Sıcak Sandalye ve Saklı oldu. Sıcak Sandalye’de Mert gibi uzak bir karakterin yaşadığı duygusal patlama okuru etkiliyor, Saklı’da ise henüz kendini keşfetmemiş ‘saklı’ kahramanın yaşadığı olayın bir çok kişinin gözünden yorumunu okuyoruz.
Kitabın arka kapağındaki yazı da öyküler konusunda güzel bir fikir veriyor bize;
“Tutku, keder, utanç, pişmanlık, nefret, dostluk ve dile gelmeyen sevgiden mürekkep öykülerde Yalçın Tosun kalemini bir sihirbaz değneği gibi kullanıyor. Kaşla göz arasında rengarenk duyguları ortaya döküverdiğinde adeta neye uğradığımızı şaşırıyoruz… Dönüp tekrar okuma isteği uyanınca da bir sonraki öyküye hemen geçilemiyor.”
Kitabın ismi de güzel seçilmiş çünkü bunlar içe dokunan öyküler. Kapağı da çok beğendim; Leyla Gediz’e ait “Olmayan” isimli tablodaki gibi yazarın öykülerinde de az sayıda fırça darbesiyle yoğun duygular aktarılmış karşı tarafa. Kısacası alışık olmadığım bir türde olmasına rağmen çok severek okuduğum ve tavsiye edeceğim bir kitap oldu Dokunma Dersleri. Keyifli okumalar.
12 Şubat 2014 Çarşamba
Yeter Diyelim...
Benim değinmek istediğim bir nokta da caydırıcılıkta biraz yaratıcı olunması artık, bu şiddet olayları hepimiz için bir tehdit, bu olaylardan rahatsız olmak için illa hayvansever olmak şart değil. Söz konusu kişilerin okuldan atılması, para cezasına çarptırılması yetmez. Bence bu kişilerin psikolojileri incelenmeli, aileleri incelenmeli, psikolojik veya psikiyatrik tedavi altına alınmalılar, hayvan barınaklarında gözetim altında çalıştırılmalılar ve ileriki hayatlarında takip altında olmalılar. Artık gerçekçi çözümlerle bu olayların önüne geçilmesini istiyorum, gerekirse bu kişiler teşhir edilsinler, en azından toplumun tepkisinden çekindikleri için bu eylemleri yapmasınlar. Şuradaki kampanyada hayvanlara yönelik şiddetin kabahat değil suç kapsamına alınması için imza toplanıyor, siz de imza verebilirsiniz. Ayrıca bugünlerde yine bu amaç için yürüyüşler yapılması planlanıyor, sesimizi duyuralım.
6 Şubat 2014 Perşembe
Aile Çay Bahçesi - Yekta Kopan
Konusuna gelirsek, Müzeyyen tahminimizce otuzlarında biraz ters, huysuz ve yalnız bir kadındır, hayattaki tek yakınları olan babası ve hiç sevmediği kardeşi Çiğdem'le bağlarını koparmıştır. İlkokuldayken yaşadığı annesinin trajik ölümü onun için adeta bir dönüm noktası olmuştur, o güne kadar tam bir uslu kız olan Müzeyyen ani bir değişim geçirir. Hayat böyle devam ederken babasının ölüm döşeğinde olduğu haberi onu babası ve kız kardeşi Çiğdem'le yüzyüze gelmek ve hatta yüzleşmek zorunda bırakır.
Aile Çay Bahçesi belki hızla bitireceğiniz ama aklınızdan aynı hızla çıkmayacak, etkileyici bir kitap bana göre, sonunu okurun hayal gücüne bırakan sürprizli finaliyle de göz dolduruyor. Keyifli okumalar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)