28 Aralık 2018 Cuma
Tatarcık - Halide Edib Adıvar
Yazarın kısa bir süre önce Kalp Ağrısı ve Zeyno’nun Oğlu romanlarını okumuştum. Sevgili blogger arkadaşım Gül Hanım bana Tatarcık
romanı da olduğunu söyleyince hemen okumak istedim tabi. Atlas Kitabevi’nden 1981’de çıkan kitap 192 sayfa, başında da yazarın hayatı ve eserlerinden bahseden bir
bölüm var. Yazar Tatarcık’ı 1938’de yazmış. Yazarın hayatı müthiş derecede etkileyici, zaten dünya çapında bir şahsiyet, pek çok romanı
ve hatta anıları İngilizce’ye çevrilmiş. Ahmet Hamdi Tanpınar, onun 1903-1920 yılları arası Türk romanını tek başına temsil ettiğini söylemiş.
Romanımız İstabul’un merkezden uzak, Karadeniz’e bakan semtlerinden birinde geçiyor. Kahramanımız Tatar’a benzer görünümü olan Osman Kaptan’ın,
tipçe ve huyca kendine benzeyen kızı Tatarcık lakaplı Lale’dir. İyi eğitimli, sportmen, yüksek karakterli, hoş ama biraz da erkeksi bir tiptir Lale. Bir gün semtin
zenginlerinden birinin oğlu olan Haşim, lise arkadaşlarını evlerinin korusunda kamp yapmaya davet eder. 7 kişilik bu grup içinde önceki kitaptan Zeyno’nun oğlu Hasan da
vardır, o artık 20 yaşında bir Tıp öğrencisidir. Ve tabi Sinekli Bakkal’daki Rdaia’nın oğlu Recep de büyümüştür, grubun en yakışıklısı
da odur. Bu kısa kamp sırasında gençlerin karakterleri ve aşka yaklaşımlarını incelemiş yazar diyebiliriz.
Biraz 7 geline 7 damat gibi geldi, biraz tiyatrovariydi yani. Yazarın insanları tahlil etme konusundaki başarısı çok etkielyici. Keyifli okumalar dilerim. Şimdiden iyi seneler dilerim herkese :)
22 Aralık 2018 Cumartesi
Sarı Duvar Kağıdı - Charlotte Perkins Gilman
DeliDolu Yayınları, Tudem Yayın Grubu’na bağlı. Bu serisi ciltli ve Maria Brzozowska tarafından resimlenmekte. Daha önce Marie Shelley’in Ölümlü
Ölümsüz kitabını okumuştum. Ekim ayından çıkan bu kitap 46 sayfa. Çeviri Başak Çaka’ya ait. Gilman, birinci dalga feminizm akımının önde
gelen isimlerinden, sosyolog, yazar ve eleştirmenmiş. Bu hikayesini 1892’de yazmış. Amerikalı yazar parti kurmuş, tek başına tek yazarlı bir dergi çıkarmış
ve daha bir sürü şey yapmış.
Hikayeye gelirsek, hafif bir sinirsel hassasiyeti olan kadın kahramanımız ve doktor eşi, rahatsızlığına iyi geleceği düşüncesiyle sayfiyede
eski, büyük bir ev kiralarlar. Kahramanımızın yatak odasındaki sarı ve sevimsiz duvar kağıtları onu çok rahatsız etmektedir çünkü üzerlerinde
gölgeler oynaşır...
Kadın kahramanın boğulmuşluk hissini çok güzel anlatmış yazar. Kitabı çok beğendim, hem hikaye çok güzel ve ilginçti, hem
de biçim olarak içindeki illüstrasyonlarla tam koleksiyonluk. Keyifli okumalar dilerim...
16 Aralık 2018 Pazar
Genç Yazarlar İçin Hikaye Anlatıcılığı Kılavuzu - Celil Oker
Altın Kitaplar’dan ilk basımı Aralık 2017’de gerçekleşen kitabın Haziran 2018’de yapılan 6. baskısını okudum.
103 sayfalık kitabın Gülhan Taşlı yapımı kapak tasarımına bayıldığımı belirteyim önce. Sonra da yazar Celil Oker’i tanıtayım kısaca.
Son sayfada belirtildiğine göre 1952 doğumlu, 1979’da Boğaziçi Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş. Ansiklopedi metin yazarlığı,
çevirmenlik, gazetecilik, reklam yazarlığı yapmış. 1998’de Bilgi Üniversitesi’nde Reklamcılık Programında öğretim görevliliği yapmış.
Ayrıca burada yaratıcı yazarlık atölyeleri yürütmüş. 1999 yılında Kaktüs Kahvesi Polisiye Roman Yarışması’nda birinci olmuş, polisiye yazmaya
devam ediyor ve kitapları birçok dile de çevrilmiş.
Kitap kurgu yazarlığı ile ilgili pek çok konuda (yaratıcılık, olay örgüsü, çatışma, karakter, diyalog, üslup
vs.) en özet bilgileri veriyor, genç yazarları yüreklendiriyor ve hatta ödevler veriyor. Ayrıca yazarın yazım tarzını çok sevdim. Çok kolay okunan ama önemli
bilgileri, hatta sık yapılan yanlışları da göstermesiyle bence kurgu yazarlığına ilgi duyan herkesin okuyabileceği bir kitap. Yazarın romanlarını da merak ettim.
Keyifli okumalar dilerim.
11 Aralık 2018 Salı
Nohut Oda - Melisa Kesmez
Melisa Kesmez ilk öykü kitabı “Atları Bağlayın, Geceyi Burada Geçireceğiz” ile adından oldukça söz ettirmişti. İkinci öykü
kitabı “Bazen Bahar” ile de 2017 NDS Edebiyat Ödülü almış. Nohut Oda, Sel Yayıncılık’tan bu sene çıktı ve çok ilgi gördü. 125 sayfalık
bu kitabında 5 öykü bulunuyor.
Kalanlar, toplama eşyalarla kendine ev kurmuş genç bir kadının hayata tutunma çabası diyebilirim.
Son Bir Çay, 14 sene sonra karşılaştığı eski sevgilisini yeni çözen bir kadınla ilgili.
Annemin Çadırı, orijinal bir konuya sahip, depremden sonra evine dönemeyip çadırda yaşamaya başlayan bir anneyi anlatıyor.
Görüşürüz, bir kadın ve babası arasındaki bir mesele üzerine.
Kız Kardeşim Handan, yine ilginç bulduğum bir hikaye oldu, iki kız kardeşin ilişki üzerine.
Kitabı sevdim, yazarın dile hakimiyeti çok güzel, çok hoş benzetmeler, anlatımlar okuru içine alıyor. Yazar ilişkiler üzerine yazmayı
seviyor, hüzünlü kısımlar ağır basıyor haliyle. Açıkçası dili bu kadar güzel kullanan bir yazardan değişik türde öyküler okumayı
da isterdim. Keyifli okumalar dilerim...
4 Aralık 2018 Salı
Zeyno’nun Oğlu - Halide Edip Adıvar
Önce güzel bir haberle başlayayım, Kanadı Kırık Meleğin Kanadına Takılanlar kitabı şu sıra bütün sitelerde en çok satılan kitaplardan birisi, çok mutluyum tabi ki. İnşallah Rukiye Hanım biran önce isteğine kavuşur. İlginiz için çok teşekkür ederim:)
Gelelim Zeyno'nun Oğlu'na;
Daha önce okuduğum Kalp Ağrısı romanının devamı Zeyno’nun Oğlu, üç kitaplık bu serinin son kitabı olan Tatarcık’ı da
okumak istiyorum yakında. Remzi Kitabevi’nden çıkan kitabımız 1967 basımı, üçüncü baskı ve 287 sayfa. Kitabın ilk yarısında Hasan’dan
hamile kalan Diyarbakır’lı Zeyno’nun yaşadıklarını okuyoruz. Sevmediği Ramazan’la evlenmiş ve Hasan’ın çocuğu Haso’yu dünyaya getirmiştir.
Haso ve Zeyno’nun arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Haso çocuk da kendisine düşman Ramazan’ın elinde çok acı çekmiştir. Bu arada garip bir tesadüf
olarak İstanbul’lu Zeyno da eşi Muhsin’in görevi icabı Diyarbakır’a gelir, yine subay eşi olan Mesture Hanım ve kızı Muhsine ona eşlik ederlere ve tabi bir
de Hasan !!
Dediğim gibi kitabın ilk kısmında Zeyno ve özellikle oğlu Haso’nun yaşadıkları var. Haso ile ilgili kısımlar beni çok etkiledi, hele Haso’nun
Şaban Amcası ve annesinden ayrıldığı kısımda gözyaşlarımı tutamadım... Bir de en sonda Zeyno ve Hasan’ın arabadaki diyalogları çok etkileyiciydi.
Yazara hayran olmamak mümkün değil. Bir hoşluk da konuşmalarında sık sık Fransızca kelimeler kullanmayı seven Mesture Hanım’ın cazibeli bir erkekten bahsederken
(herhalde “charming”in Fransızcası) “çok ‘şarman’ adam” demesi oldu, evde de kullanmaya başladım bu deyimi:))
Kısacası kitabı çok sevdim, Tatarcık’ı çok merak ediyorum, keyifli okumalar dilerim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)